Police translate Turkish
76,305 parallel translation
Before you try to attack me, or call the police, or ask anyone for help, just know that if you do, none of these kids are gonna make it to their next class.
Bana saldırmadan önce, ya da polisi aramadan, ya da yardım çağırmadan önce, şunu bil eğer yaparsan, buradaki hiç bir çocuk bir sonraki derse giremez.
Police!
Polis!
Nah. Got to stop by the police department.
Polis binasına uğramam gerekiyor.
That's because he's on his way to Rockland County Police Department.
Çünkü Rockland İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne gidiyor.
If you feel like police work's still in your blood, give me a call.
Eğer polise tekrardan ihtiyacın olursa aramaktan çekinme.
Police files on Stefan Salvatore.
Stefan Salvatore adındaki polis dosyaları.
I'm a homicide detective, not the slut police.
Ben bir cinayet masası dedektifiyim, aşüfte polis değil.
You brag about what we did in a police precinct?
Yaptığımız şeyin havasını polis merkezinde mi atacaksın?
I mean an actual police sting operation.
Gerçek bir polis operasyonu.
The police report is calling it a stabbing.
Polis raporuna bıçaklama olarak geçti.
They made the FBI's most wanted in 2011, then died in a shootout with police in ankeny, Iowa.
2011 yılında FBI'ın en çok arananlar listesine girmişler. Sonra Ankeny, Iowa'da polisle çatışırken öldükleri yazıyor.
The police took them.
Onları polis götürdü.
The police have no idea what's going on, and...
Polis neler olduğunu bilmiyor ve...
Gwen, uh, we're here today because we, uh, we know what you told the police, that you feel like something...
Gwen, buraya geldik çünkü polise söylediklerini biliyoruz. Peşinde doğa üstü bir şey olduğunu düşünüyorsun.
- Wessex Police.
- Wessex Polisi.
We're not part of the police.
Polisle çalışmıyoruz.
My role is to support you through the police investigation and, if it goes to trial, I'll be there all the way.
Benim buradaki rolüm dava süresince sana destek olmak. Olur da mahkemeye giderse bu süreçte yanında olmak.
If there's developments in the investigation or you have questions for the police, I can help with those.
Davada gelişme olursa ya da polislere soracak sorun olursa sana yardım edeceğim.
I'm not a big fan of police hoarding bio-data.
Polisin onca DNA bilgisini elinde tutmasını desteklemiyorum.
Wessex Police say a 49-year-old woman was the victim of a serious sexual assault in the Axehampton area on Saturday night.
Wessex Polis Merkezi'nden yapılan açıklamada, 49 yaşında bir kadının cumartesi gecesi Axehampton'da cinsel saldırı kurbanı olduğu belirtildi.
Wessex Police.
- Wessex Polis'ten geliyoruz.
The police just left.
Polis yeni gitti.
The, er, police, they came to see me.
Polisler benimle konuşmaya geldi.
The police came to see you and you didn't tell me?
Polisler seninle konuşmaya geldi ve sen bana bundan bahsetmedin!
Well, only what the police said.
Polisin söyledikleri dışında başka bir bildiğim yok.
What's important is Trish gets whatever help she's gonna need and the police get the bloke who... who did that to her.
Şu an önemli olan Trish'in ihtiyaç duyduğu desteği alabilmesi ve polisin ona bunu yaşatan herifi çabucak bulması.
The police came to see me at the school.
Polis okulda benimle konuşmaya geldi.
I told the police what I did at the party, who I saw, how I got home.
Polise partide neler yaptığımı anlattım. Kimleri gördüğümü, eve nasıl döndüğümü.
I keep thinking about that police interview.
Polis görüşmesini düşünüp duruyorum.
The police must've told her.
Polis ona söylemiş olmalı.
Er, DS Miller, DI Hardy, Wessex Police.
Polis memuru Miller ve Hardy Wessex Polis Merkezi'nden.
The police keep asking me, could it have been someone I know?
Polis tanıdığım biri olabilir mi diye sorup duruyor.
DS Miller, DI Hardy, Wessex Police.
Wessex Polis Merkezi'nden Miller ve Hardy.
She's in bed. She went back to Axehampton today, with the police, to see if she could remember anything.
Belki bir şeyler hatırlar diye bugün polisle Axehampton'a gitti.
Are you the police?
Polis misin?
I wouldn't mind being inside a police girl.
Kadın polisin içine girmek beni rahatsız etmezdi sanırım.
Police came to see me.
Polis benimle konuşmaya geldi.
The police found out.
Polis durumu öğrendi.
She asked me to go along with her for her ABE interview with the police when she gave them her full statement.
Polis merkezine onunla gitmemi istemişti. - Son ifadesini vermesini istediklerinde.
Yeah, we had a client about 11 months ago who disclosed to us but never took it to the police, and it sounds very similar to the attack on Trish Winterman.
On bir ay önce bir hastamız olmuştu, bize açılmış ancak polise gitmemişti. Trish Winterman'a yapılan saldırıya çok benziyordu.
She wouldn't disclose to the police at the time but I could get in touch with her, see if she would now.
O dönem polise gitmemişti ama onunla konuşup fikrini değiştirmiş mi sorarım.
DS Miller, DI Hardy, Wessex Police. Oh, OK.
- Polis memuru Miller ve Hardy, Wessex Polis Merkezi.
- Police came, like you said.
- Dediğin gibi polis geldi.
The police came to see me.
Polis benimle konuşmaya geldi.
This is a formal police interview, after which we will decide whether or not to charge you.
Bu resmi bir polis görüşmesi. İleride herhangi bir şeyle suçlanıp suçlanmayacağına karar verilecek.
The police are still trying to put it all together, but one woman was raped two years ago and another woman was raped just over a week ago.
- Dava hala devam ediyor. Ama bir kadın iki yıl önce, diğeri ise bir hafta önce tecavüze uğramış.
I wanted to ask if you would reconsider disclosing some details to the police.
Polisle görüşme işini acaba tekrar düşünür müsün diye sormak istedim.
I'm not talking to the police.
Polisle görüşmeyeceğim.
The one thing a decent police officer and certainly a decent detective cannot be is selfish.
Bir polis memuru veya dedektif kesinlikle bencil olmamalı.
I got a call from the police.
Polis Merkezi'nden aradılar.
The police are gonna check.
Polis bunu öğrenecektir.