English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ P ] / Prepares

Prepares translate Turkish

318 parallel translation
Volker prepares his violin for a last song!
Volker son bir şarkı için viyolinini hazırlıyor.
At his magnificent Roman estate, the Marquis of X prepares for his guests.
Bu olağanüstü Roma mülkünde, X Marki'si konukları için hazırlanır.
While mum prepares a nice cup of coffee with plenty of sugar you are going to recite something for me
Annen bol şekerli bir kahve hazırlarken sen de bana ezberden bir şeyler söyle.
10 minutes later, Father Stadtmuller prepares to take off with his precious cargo.
10 dakika sonra, Peder Stadtmuller çok değerli yükleriyle inmeye hazırlanıyor.
After eating the meal his aunts have left for him, Leopoldo prepares to work on his new play.
Ve Leopoldo, teyzelerinin odasına bıraktığı yemeği yedikten sonra yeni oyunu üzerinde çalışmaya hazırlanıyor.
A father prepares his son for burial, to say the last goodbye.
Son kez veda etmek için baba, çocuğunu defin için hazırlar.
Usually it is the family that prepares its dead.
Genellikle ölüme hazırlayan ailedir.
Now, you watch while Elissa prepares me.
Şimdi, Elissa beni hazırlarken izle.
He prepares long and obscure sermons, which he's unable to memorize... and has to read like a stumbling and inarticulate child.
Uzun ve belirsiz ayinler hazırlıyor, ki yazdığını ezberleyemiyor ve çaresiz ve cahil bir çocuk gibi okumak zorunda kalıyor.
At the Garrison, Fujimaki prepares to abdicate and begs for peace.
Fujimaki, Garnizon'da pes etmeye hazırlanıyor ve barış istiyor.
Well, I'm sure Upper Sandusky is a delightful town but it hardly prepares a girl for this kind of situation.
Şey, Upper Sandusky'nin çok hoş bir kent olduğundan eminim ama bir kız için bu tür bir durum uygun değil.
Gen. Mola prepares the final assault.
General Mola nihai saldırının hazırlıklarını yapıyordu.
Rejecting the peace offer of Negrin, Franco wants, and prepares for, total victory.
Negrin'in barış önerisini reddederek Franco, kesin bir zafer istiyor ve bunun için hazırlanıyordu.
arrives in the wooded mountains, and there he arms himself, prepares himself, initiates himself to the new, to the eternal fight.
ormanlı dağlara varıyor silahları alıp kendisini hazırlıyor, yeni mücadeleye, ebedi mücadeleye alışıyor.
One thinks about it prepares for it.
İnsan bunu düşünmeden edemiyor hatta bunun için hazırlanıyor.
One prepares and then can't deal with it!
İnsan hazırlanır ancak sonra bununla baş edemez!
The way your daughter prepares them.
Kızınızın hazırladığı gibi.
Prince Arak announces his arrival to Earth's atmosphere and prepares to land his craft.
Prens Arak, dünya atmosferine girdiğini ve gemisini indirmeye hazır olduğunu bildiriyor.
Podgorny prepares to serve again.
Podgorny tekrar servise hazırlanıyor.
I must seek a way better suited to his undeveloped faculties whereby each obstacle mastered prepares him for the next one.
O halde gelişmemiş duyularına daha uygun bir metot bulmalıyım. Bu öyle bir metot olmalı ki aştığı her engel, onu bir sonraki engele hazırlamalı.
In the greatest amphibious operation ever attempted... a predawn naval bombardment prepares the way... for allied soldiers to assault the Normandy beaches... and claw out a desperate foothold on the continent of Europe.
Bu güne dek yapılan, en büyük amfibi harekatı donanma ve hava kuvvetleri, bölgeyi bombalarken müttefik askerleri, Normandiya sahillerine ayak basıyor. Avrupa kıtasında, iyi bir köprübaşı elde etmeye çalışıyorlar.
Poor old Mrs. Dalrymple who prepares the salad... can hardly move her poor, swollen fingers.
Salata hazırlayan zavallı, yaşlı Bayan Dalrymple şişmiş parmaklarını zorla oynatabiliyor.
Wizard in the kitchen can-opener... prepares mayonnaise... sharpens knives
Mutfaktaki sihirbaz teneke kutularını açar. Maydonez hazırlar, bıçakları biler.
This exercise with gas masks is our reply to the nazista propaganda, what it indicates that Germany if it prepares to use toxic gas.
Zehirli gaz kullanmaya hazırlanan Naziler ve onların kirli propaganlarına karşı en yerinde cevap gaz maskeleri ve süngüleri takılı bu askerlerdir.
But the reinforcements had never arrived e nothing prepares Bataan for a wall.
Fakat beklenen kuvvetler hiçbir zaman gelmedi. Üstüne üstlük Bataan da kuşatmaya karşı hazırlıklı değildi.
Munch now prepares himself again for the public and the critics often in the introvert company of Sigbjorn Obstfelder, the poet and Jorgen Sorensen, the crippled artist,
Munch tekrar kendini halk ve eleştirilere hazırlar. Genellikle içine kapanık biri olan Sigbjorn Obstfelder'in şirketi ve sakat bir şair olan Jorgen Sorensen.
America also prepares for war.
Amerika da savaşa hazırlanıyor.
A real man prepares a job with foresight... or else anyone at all would be able to do it.
Gerçek bir erkek her şeyi önceden planlar... Senin yaptığını çocuk bile yapar.
And we did as it is the right thing to do with a soldier who prepares himself to go back to battle.
Ve yaptığımız savaşa geri dönmek... için kendini hazırlayan bir asker için doğruydu.
As America prepares for another presidential election year...
1948 yılında Amerika yeni bir seçime daha hazırlanırken...
The world waits as Germany prepares to throw itself on the tiny British Isles :
Dünya, Almanya'nın İngiliz adalarına saldırmasını bekliyor.
She climbs up into the chair as the dentist prepares his utensils and things.
Dişçi malzemelerini hazırlarken sarışın sandalyeye oturur.
He prepares the way.
Yolu hazırlıyor.
Your business friends consider it an honour... to eat that grub your awful old mother prepares.
Senin iş arkadaşların korkunç yaşlı annenin hazırladığı o yemeği yemeyi onur olarak görüyorlar.
Four days before the catastrophe, Katarina prepares her fashion show.
Felaketten dört gün önce, Katarina moda gösterisini hazırlar.
and armed with a scalpel of the same kind, seeing that the green of the grass had not yet disappeared beneath all the blood which had been shed, he prepares, without planning, to dig his knife courageously into the unfortunate child.
"... ve aynı cinsten ufak bir bıçakla... "... dökülen onca kana rağmen... "... çimin yeşil renginin hâlâ kaybolmadığını görerek...
In the Tuileries, a perverse queen stirs up a fearful King who prepares a St. Bartholomew's night of patriots!
Tuileries'de ahlaksız bir kraliçe yurtseverler için bir Sen Bartolome gecesi hazırlayan korkak bir kralı kışkırtıyor!
See, he was the kind of child everyone prepares to take the credit for.
Gördüğünüz gibi herkesin...'bu çocuktan nasıl faydalanabilirim'diye düşündüğü bir çocuk.
A good leader prepares for every contingency.
İyi bir lider bütün olasılıklara hazırlıklıdır.
The President has retired for a few days to his California retreat to recuperate while he prepares for the Geneva nuclear disarmament conference.
Bir kaç günlüğüne Kaliforniya'da dinlenmeye çekilen Başkan Cenevre'deki Nükleer Silâhsızlanma Konferansı'ndan önce iyileşmek istiyor.
Nobody prepares you for what happens.
Kimse olacaklara hazırlamıyor seni.
If an actor prepares, it's fantastic.
Bir aktör hazırlık yapıyorsa, bu harika bir şey.
London prepares its defences against attack from the air.
Londra, hava saldırısına karşı savunma hazırlıklarına başlar.
You tell the computer what you want and it prepares it for you.
Bilgisayara ne istediğini söylüyorsun ve o da sana hazırlıyor.
And so, family and friends of Malcolm Kaiser... sadly come and go into the night... even as phantom DJ Hard Harry... prepares to broadcast anonymously from somewhere... in this formerly peaceful community.
Ve şimdi, Malcolm Kaiser'in ailesi ve arkadaşları... Hayal Dj sert Harry, bu eskiden huzurlu bölgenin... biryerlerinden... gizlice yayına hazırlanmasına rağmen... siz hüzünle geceye karışın.
Prepares us for better business.
Daha iyi bir iş için bizi hazır hale getirir.
- Yeah, got it. As far as police work is concerned, once in a while something comes up that nothing quite prepares you for.
Arada bir hazırlıksız yakalanabileceğiniz şeyler çıkar.
A woman's body prepares to have babies.
Kadınların bedeni, bebek yapmaya hazırlanır.
that is the way Miss Lemon prepares it.
Bayan Lemon, o şekilde hazırlıyor.
But nothing really prepares you for times like this. Nothing.
Ama hiçbir şey insanı böyle bir duruma hazırlayamıyor.
He prepares to fight.
Dövüşmeye hazırlanıyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]