English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ P ] / Proved

Proved translate Turkish

3,036 parallel translation
Proved he was armed when Morelli shot him.
Morelli onu vurduğunda silahlı olduğu kanıtlandı.
For a time... they proved a stronger weapon.
Bir süre daha güçlü bir silah olduklarını kanıtladılar.
You proved what Tei told us that night on Fatu Hiva.
Tei'nin Fatu Hiva'da o gece bize söylediklerini kanıtladın.
Lays it out to be proved or disproved.
Kanıtlamak ya da çürütmek için ortaya atılır.
Now, we tried a variety of attacks to break in, and... this one was tough, but one proved successful.
Şimdi, zorla girebilmek için çeşitli saldırılar denedik ve... bu sert çıktı, ama biri başarı sağladı.
Listen... today you proved that... not only are you honest, but you are brave too.
Dinle... Bugun sadece durustlugunu degil... ayni zamanda cesurlugunu da kanitladin.
'But this life proved too short for me to sin.'
Gunah islemek icin bu hayat cok kisa oldugunu kanitladi.
An experimental technique has proved...
Deneysel teknikler çok başarılı olmuştur...
Tonight we proved once more that the true strength of our nation... comes not from the might of our arms or the scale of our wealth... but from the enduring power of our ideals... democracy, liberty, opportunity and unyielding hope.
Bugün, ulusumuzun gerçek gücünün ordularimizin imkanlarindan ya da maddi durumumuzdan degil... ideallerimizin baki gücünden geldigini kanitladik... but from the enduring power of our ideals... demokrasi, hürriyet, firsat ve boyun egmez bir umut.
So far, everything he's said, we've cross-checked, and it's proved legit.
Şimdiye dek söylediği her şeyin üstünü çizdik. Kanıtlanmış şey bu.
That was the miracle that proved to me miracles do exist.
Bana, mucizelerin gerçek olduğunu kanıtlayan bir mucizeydi bu.
Geoffrey Burton comes to us from U-Mass, where his research into early detection of embryonic abnormalities has certainly proved one of the more, ah, fiercely-debated topics in the scientific community this decade.
Geoffrey Burton Massachusetts Üniversitesi'nden geliyor. Bu 10 yıl içinde bilim camiasının en şiddetli tartışmalarına konu olan embriyonik anomalilerin erken tanısı hakkında yaptığı araştırma bu alanda kesinlikle kendini kanıtladı.
- Can only be proved by an autopsy.
- Otopsiyle bunu kanıtlayabiliriz.
We've already proved it.
Biz zaten onu kanıtladık.
We proved that the secret laws of chance could be mastered.
Şansın gizli yaslarının üstesinden gelebileceğimizi kanıtlamış olduk.
You've proved your point.
Kendini kanıtladın.
Which proved that it could bribe or buy other unions like Mr. Lagache's.
Hani Bay Lagache'nin sendikasını satın almak için kullanılan fon.
Genius detective proved to be a fraud.
Dahi dedektif sahtekar olduğu kanıtlandı.
Now what they have been proved in the end that's another thing at least they all think themselves Clever in their lives...
Simdi onlar baska seylerinde oldugunu kanitladilar. En azindan hepsi sadece kendilerini düsünüyor ve hayatlarinda akillilar...
So, what, you proved he's got a sweet tooth?
Tatlıya düşkünlüğünü mü kanıtlamış oldun yani?
I once proved to you that I was worthy enough to marry your daughter, and I'm gonna prove to you that I can be a good father to Logan.
Daha önce kızınızla evlenebilmek için ona layık olduğumu kanıtladım. Şimdi de Logan'a ne kadar iyi bir baba olacağımı kanıtlayacağım.
You proved your bad blood.
Kanının berbat olduğunu kanıtladın.
Today you proved one thing, JD.
Bugün sen bir şeyi kanıtladın, JD.
Then able to proved the extensive and profound of the Chinese martial arts
Çin dövüş sanatlarının gerçek gücünü görmüş olduk.
You laid a hundred miles of track along the John Galt Line that proved them wrong.
John Galt Hattı boyunca yüz millik demiryolu döşediniz ve bu onların yanıldığını gösterdi.
Euclid's axioms seem so intuitively obvious that any theorem proved from them was deemed true in an absolute, often metaphysical sense!
Bakarsak Öklit'in Aksiyomlarının Segisel Olarak Doğru Kabul Edilen Birkaç Teoriden Biri Olduğunu ve Kesin Bir Metafiziksel Olay Olduğunu Biliyormuydun!
His Holiness has proved his courage to the whole of Italy.
Papa Cenapları cesaretini tüm İtalya'ya kanıtladı.
Giovanni Sforza - he proved ungallant?
Giovanni Sforza... Saygısızlık mı yaptı?
I proved your theory...
Teorini kanıtladım işte.
You proved that it's never too late to turn your life around.
Hayatını yoluna koymak için hiçbir zaman geç olmadığını kanıtladın.
Felix has proved he has what it takes to get safely to the edge of space.
Felix uzayın kıyısına güvenli şekilde ulaşmak için gereken her şeye sahip olduğunu kanıtladı.
Clair's concerns about me proved justified.
Clair, benim hakkımdaki endişesinde haklıydı.
Well, you proved me wrong, so congrats, Carter.
Haksız olduğumu kanıtladınız, tebrikler Carter.
" Last night only proved it.
" Dün gece bunu gösterdi.
You proved you wouldn't eat me.
Beni yemeyeceğini kanıtladın.
But you just proved that Prosopagnosiacs can I.D. people by their voice or their posture or whatever.
Ama sen yüz körlerinin seslerinden ve tavırlarından insanları teşhis edebileceklerini kanıtladın.
Your own market surveys show 72 % of your potential travelers would never use the cylinders no matter how safe you proved that they were.
Eğer olduklarını kanıtladı ne kadar güvenli olursa olsun potansiyel gezginler bir 72 % silindir kullanmak asla Kendi pazar araştırmaları göstermektedir.
This whole trip was completely ridiculous, but you actually proved your point.
Bu yolculuk tamamen saçmaydı, ama iddianı kanıtladın.
I thought you were a wuss and you proved me wrong.
Seni pısırık sanıyordum ama öyle olmadığını kanıtladın.
Well, Brian, you proved me wrong.
- Brian, yanıldığımı ispatladın.
The last rumor, it proved to be true.
Son rivayet ise, doğru çıkmıştı.
Not guilty till proved innocent.
Suçlu kabul edilene kadar masumdur!
Stannis has proved himself in war twice.
Stannis kendini savaşta iki kez kanıtladı.
And you proved that when you took that engagement ring.
Ve bunu o nişan yüzüğünü aldığında kanıtladın.
You've proved your humanity already!
- İnsanlığını çoktan kanıtladın.
And you will have proved yourself as merciful as the God that you worship.
Sen de, tapındığın Tanrı kadar adil olduğunu kanıtlamış olursun.
It will have to be proved or disproved.
Doğruluğunun yahut yanlışlığının onaylanması gerekecek.
And I know I have it proved with the front-screen projection process.
Ve bunun ön ekran projeksiyon işlemiyle ispatlandığını biliyorum.
What you proved is that you're insecure and selfish.
Güvenilmez ve bencil biri olduğunu kanıtladın!
This girl is finally proved to be a man.
Bakın, şurada duran kadın var ya? O bir kadın değil, bir adam.
But capturing the queen proved to be quite painful for his bishop.
Ama kızla oynaşması onun "çükü" için hayli bir acı verici olmalıydı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]