Présentation translate Turkish
2,256 parallel translation
Start the video presentation.
Ben bununla ilgilenirim.
( SIGHS ) Now we have a special presentation, courtesy of the folks at Entertainment 7Twenty.
Sırada Eğlence720'nin hazırladığı özel bir video var.
The worst thing you can do with an important presentation like this is over-prepare.
Böyle önemli bir sunumda yapabileceğin en kötü şey bu aşırı hazırlanman.
I have an audio-visual presentation.
Görsel ve işitsel bir sunumum var.
I have an audio-visual presentation, dean.
Görsel ve işitsel bir sunumum var.
What's your presentation, Annie?
Sunumun nedir Annie?
My presentation is a copy of Jeff Winger's 1997 audition tape for MTV's The Real World.
Sunumum Jeff Winger'ın 1997'de MTV'nin The Real World programı için hazırladığı seçme videosu.
- Yes, I enjoyed the presentation.
- Evet, epey de keyif aldım.
Instead of squeezing you every week for the money you owe me, You're gonna get your ad agency To make a presentation for my business.
Her hafta bana olan borcunu istemek için adam yollamak yerine yaptığım işi tanıtması için reklam ajansını ayarlayacaksın.
You're gonna get your ad agency to make a presentation for my business.
Ajansınla benim reklamımı yapmak için anlaşacaksın.
I'm gonna be late for my history presentation.
Tarih sunumum için geç kalacagim.
You should lead the Lotto presentation later.
Lotto sunumunu sen yapmalısın.
This presentation.
Bu sunum.
The work of the real Stacey Bess is what truly inspired me to become part of tonight's Hallmark Hall of Fame presentation.
Gerçek Stacey Bess'in yaptıklarından etkilenerek, Hallmark Hall of Fame kuşağında rol almayı istedim.
My presentation's on there.
Sunumum onun içinde.
The gay porn in my PowerPoint presentation?
- Evet. Powerpoint sunumumdaki gay pornosundan?
Excuse me. If I could borrow a moment of your time for a brief presentation.
Kısa bir sunum için bir dakikanızı alacağım.
We'll each make our presentation. Let them decide.
Herkes kendi sunumunu yapacak, kararı çocuklar verecek.
Waymond, direct your attention to the front of the room for a short video presentation.
Kısa bir video için lütfen buraya bakınız.
You saw my presentation.
Sen sunumumu gördün.
but before we get into that, we'll need McKay to run through his presentation.
Ama bu işe girişmeden önce McKay'in sunumunu yapması gerek.
Wish I could say the same about your presentation.
Aynı şeyi sunumun için de söyleyebilmek isterdim.
By the way, that's my computer that you're using for your little powerpoint presentation.
Bu arada küçük Power Point sunumu için kullandığın bilgisayar benim.
It's the presentation that sells it.
Satışı sunum yaptırır.
- The PowerPoint presentation was going really well.
Powerpoint sunumu harika gidiyordu.
- Great presentation.
- Güzel sunumdu.
Does anyone else have a presentation to make?
Sunum yapacak başka kimse var mı?
Vettius, make presentation.
Vettius, sunumunu yap.
And that concludes the scintillating video portion of our presentation.
Ve bu sunumumuzun kıvılcım saçan video kısmını sona erdiriyor.
The presentation will begin soon.
Takdim birazdan gerçekleşecek.
But you haven't heard our presentation.
Ama bizim sunumumuzu dinlemediniz ki.
Tomorrow I'm going to make a presentation in front of the board about how we can cut our carbon footprint by half for only $ 12 million.
Yarın bıraktığımız karbon izlerini 12 milyon dolara nasıl yarı yarıya azaltıcağımız hakkında yönetime bir sunum yapacağım.
Baby, baby, I really got to work on this presentation.
Bebeğim, bebeğim, gerçekten bu sunum için çalışmak zorundayım.
Oh, that's too bad,'cause I was going to make a little presentation of my own.
Oh, bu çok kötü, çünkü ben de kendi sunumumu gerçekleştirecektim.
... nice presentation.
... güzel bir sunumdu.
I have my whole presentation worked out.
Tüm sunumumu hazırladım.
And that's our presentation.
Sunumumuz bu kadar.
I'm joining Darcy at the hospital for a presentation on the draining of infected wounds.
İltihaplı yaraların boşaltılmasıyla ilgili bir sunum için hastanede Darcy'yle buluşacağım.
- I don't need a presentation.
- Sunuma ihtiyacım yok. Gerek yok.
The presentation's tomorrow.
Sunum yarın, biliyorsun değil mi?
- Listen, tomorrow's my presentation...
Yarın benim sunumum var ya...
My presentation was a disaster.
Sunumum çok kötü geçti.
But you had a big hand in my presentation going badly.
Ama bugün benim sunumumun kötü geçmesinde senin büyük payın var.
In the dialog box, enter the title of your presentation.
Diyalog ekranına tanıtımınızın başlığını yazın.
It's some kind of presentation.
Bir çeşit sunuma benziyor.
Mr Madden will introduce you before you give your presentation.
Siz sunumunuzu yapmadan önce Bay Madden sizi tanıtacak.
- I'll call presentation now.
Şimdi sahneyi arayacağım.
Put me through to Presentation.
Beni sahneye bağlayın.
Outlets must be no more than 15 feet away from presentation area.
Prizler sunum alanına 15 adımdan daha uzakta olmayacak. Prizler.
- We're just preparing a presentation.
- Birinin sunum hazırlaması lazım. Onu da bana yüklediler.
We had to stop the ball before the presentation of the debutantes.
Kızlar sosyeteye tanıtılmadan önce baloyu durdurmak zorunda kaldık. - Evet.
presentation 18
present 447
presence 19
preserve 35
presents 92
preservation 129
present company excluded 33
present company excepted 25
preserved 33
present arms 83
present 447
presence 19
preserve 35
presents 92
preservation 129
present company excluded 33
present company excepted 25
preserved 33
present arms 83