English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ R ] / Reporters

Reporters translate Turkish

1,895 parallel translation
As cops, we know a lot of reporters.
Polisler birçok gazeteci tanırlar.
Reporters - -
Muhabirler...
WHAT IF SHE GOT HARASSED ABOUT IT AT SCHOOL, OR HAD REPORTERS FOLLOWING HER?
Ya okulda sözlü tacize maruz kalır veya muhabirler onu takip etseydi?
As reporters, you've all been scrupulous about researching your stories { \ pos ( 192,240 ) } and checking your sources and not intruding into people's privacy.
Bir muhabir olarak hikayelerinizi araştırırken çok titiz davranmışsınız ve kaynaklarınızı kontrol etmişsiniz ve kişilerin özel hayatına davetsiz misafir olmamışsınız.
You know, TV reporters we here.
Burada TV röportajı yapıldı.
But we have a dead body, a bunch of nosy reporters, and somebody fled the scene.
Fakat elimizde bir ceset, sürüyle meraklı gazeteci ve olay yerinden kaçan biri var.
When the reporters started gathering on our lawn, we figured something was up.
Gazeteciler evin önüne doluşmaya başladıklarında bir şeyler olduğunu anladık. Bir vurup kaçma olayı olduğunu duyduk.
Reporters have been calling here all day.
Gazeteciler tüm gün arıyor zaten.
Yeah, that and the reporters flying in helicopters over the studio...
Evet, o ve bir de helikopterlerle stüdyonun üstünde uçuşan muhabirler...
- To cry in front of reporters?
- Habercilerin önünde gözyaşı dökerek?
I'll send reporters and refer to the Education Ministry.
Ben gazetecilerle görüşeceğim. Ve mesajı Milli Eğitim Bakanı'na ileteceğim.
Eons of feminism down the drain! She's putting us back in skirts again, and reporters in their underwear? She's a wacko!
Pantolon giyme hakkını almak için yüzyıllarca mücadele ettik ve bir kadın kalkmış, külotlu gazetecilerle bir etek günü talep ediyor.
I mean, a lot of articles and reporters really let him have it.
Yani bir çok makale ve gazete güpürü gerçekten buna yardım etti.
I got a dozen reporters waiting for me downstairs, and the backdrop for my ribbon cutting is scaffolding?
Aşağıda bir düzine gazeteci beni bekliyor. Kurdele kesme törenimin dekoru bu iskele mi olacak?
You have to understand reporters. We're lazy by nature.
Muhabirler, yapıları gereği tembel insanlardır.
Reporters follow Grant around in packs.
Muhabirler sürü halinde Grant'in peşinde dolaşıyorlar.
Well, Mr. Grant, the problem is the reporters have their story.
- Bay Grant muhabirlerin elinde bir hikaye var.
And what do we do when reporters have the wrong story? Give'em a new one.
- Yeni bir hikaye veririz.
Any information, pictures and photos from Internet reporters are crucial.
İnternet muhabirlerinden aldığımız her bilgi, görüntü ve fotoğraf çok önemli.
About 30 reporters are on the ground working undercover.
Ve Burma'da ilk defa 30 kadar muhabir sahada gizli olarak çalışıyor.
And they tried to grab our reporters.
Ve muhabirlerimizi ele geçirmeye çalıştılar.
So now the monks protected the reporters and took them into their lines.
Rahipler muhabirleri koruyup kendi sıralarına soktular.
One of our reporters was always at the front of the demonstrations, - working with the leaders of the monks.
Muhabirlerimizden biri her zaman gösterilerin ön saflarında rahiplerin liderleri ile birlikte çalışıyordu.
So they systematically target DVB reporters on the ground.
Sahadaki BDS muhabirlerini sistemli olarak hedef alıyorlar.
Anyway, there weren't that many reporters.
Zaten o kadar da çok gazeteci yoktu.
You know how much reporters like to exaggerate rumors?
Magazinciler olayları nasıl abartır biliyorsun.
There are a few reporters and Sung-min's fans outside.
Dışarıda birkaç gazeteci ve Sung-min'in hayranları var.
" May God curse the reporters who came to us.
"Bize gelen muhabirler Tanri'nin bir lanetiydi."
We could use our papers to pass as reporters, no problem.
Muhabir olarak geçmek için evraklarımızı kullanabiliriz, sorun olmaz.
- He won't talk to reporters in fancy hats.
- Süslü şapka takan muhabirlerle konuşmaz.
- He doesn't talk to reporters.
- O muhabirlerle konuşmaz.
If we show up downtown there are gonna be reporters and photographers all over.
Eğer şehir merkezine inersek çevrede bir sürü muhabir ve fotoğrafçı olacaktır.
How many times did I chase reporters off our front lawn?
Kapımıza gelen muhabirleri kaç kez kovdum, haberin var mı?
Front's jammed with reporters.
Ön kapı gazeteci kaynıyor.
Who called the reporters?
Muhabirleri kim çağırdı?
Melody, you get on the phone with the whitecoats at Clifton T. Perkins or wherever, and work up a sidebar on what it means when a whackjob kills somebody and talks to reporters about it.
Melody, sen Clifton T. Perkins'deki veya başka yerlerdeki sağlık ekipleriyle telefon görüşmesi yap. Nasıl bir manyak insanları öldürüp muhabirlere anlatır bu konuda çalışma yap.
- Well... - You have to admit, Alice, with the hard news, real reporters show their faces - and say their names.
Kabul etmelisin Alice sağlam haberlerde gerçek muhabirler yüzlerini gösterir isimlerini de söyler.
Reporters leaving you alone?
Gazeteciler rahat veriyor mu?
Now there's a lot of press that wanna speak to you, But as far as Oceanic is concerned, You don't have to speak to any reporters.
Sizinle konusmak isteyen bir suru basin mensubu var ama Oceanic'e gore hicbir muhabirle konusmak zorunda degilsiniz.
Reporters.
Muhabirler.
Other reporters called me a traitor, but I believe in what I did, so don't treat me like I can't be trusted.
Diğer gazeteciler bana hain dedi, ama ben yaptığım şeye inandım. Bu yüzden, bana güvenilmezmişim gibi davranma.
- Reporters still hassling you?
- Muhabirler hâlâ canınızı sıkıyor mu?
We don't allow reporters in here.
Muhabirlerin buraya girmesine izin vermiyoruz.
Make sure the reporters are there.
Gazetecilerin geldiğine emin ol.
Is he still one of your reporters?
Hâlâ size bağlı mı çalışıyor?
You're reporters.
- Siz muhabirsiniz.
But trust me, we are not reporters.
Ama inanın, muhabir değiliz.
We are investigative reporters.
Biz araştırmacı gazetecileriz.
He get you to say what you did to those reporters?
Ne yaptığını o muhabirlere söylemen için sana geldi değil mi?
It's the kind of stuff that makes headlines for reporters. And headaches for us, so stay sharp.
Habercilerin başlık yapacağı türden bir olay bizim için baş ağrısı, uyanık olun.
We're reporters.
Biz gazeteciyiz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]