English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ R ] / Run along

Run along translate Turkish

1,154 parallel translation
Run along, darling, will you?
Ben sonra gelirim.
Darling... Yeah? Darling, I have to run along.
Sevgilim, benim gitmem gerekiyor.
It was right neighborly of you to come see me, honey, but, uh, you better run along home now.
Beni görmeye gelmek doğru komşuydu tatlım Fakat şimdi eve gitsen iyi edersin.
Run along now, Heh heh heh.
Heh heh heh.
You run along.
Sen git.
Run along and try and not get into mischief.
Hadi gidin artık, yaramazlık da yapmayın.
- Run along, sonny. - I'll take him up.
Hadi işine, evlat.
- Run along.
- Çekil oradan.
- Run along, or you'll be late.
- Hemen çık o zaman, yoksa geç kalacaksın.
I'll just run along home and get some dinner.
Eve gidip yemek yiyeceğim.
You wanted to run around so run along
Madem gitmek istedin Hadi git bakalım
Okay, pal, I'll run along.
Tamam, dostum, gidiyorum.
Marv and I can run along.
Marv ve ben de gidelim.
Shirlene, you better run along.
Shirlene, sen gitsen iyi olacak.
We haven't got a date and I haven't made any plans, so why don't you just run along.
Buluşmayacaktık ve başka planım yok o yüzden niçin gidip partiye katılmıyorsun.
Run along or your mother will be tanning your hide too.
- Koş, yoksa senin de popon kızarır! Doğrusu bu!
I'll just run along.
Şimdi çekip giderim.
Run along, son.
Sen önden git, evlât.
Now, run along home and play somewhere else so it'll be quiet.
Şimdi evlerinize gidin ve başka bir yerde oyun oynayın, bu şekilde burası sessiz kalmış olur.
Okay, run along.
- Tamam, uza bakalım.
You better run along to the theater before she starts getting impatient.
Tepesini attırmadan tiyatroya dönsen iyi olur.
I've got to run along.
- Gitmeliyim.
Now you run along and play in the summer house.
Şimdi doğruca çardağa gidip oynamaya devam ediyorsun.
- Run along!
- Şimdi git!
You run along and get yourself that little birthday present.
Git ve kendine küçük bir doğum günü hediyesi al.
Now run along, my dear.
Şimdi hemen evine dön.
- Run along, darling.
- Git haydi sevgilim.
Run along.
Git bakalım.
Johnny, tell this lady to run along.
Johnny, bayana gitmesini söyle.
I have to run along.
Hemen gitmeliyim.
Well, Jeff, I've got to run along.
Jeff, gitmem gerek.
- Son, run along and build up a fire. - All right.
- Evlat, gidip ateşi yakarmısın.
Yeah, run along, out of the line of fire.
Evet, kaç, ateş hattının dışına.
Run along now.
Şimdi git.
Now run along to class, Little Eli.
Şimdi sınıfa gir, küçük Eli.
You run along.
Sen dışarı çık.
- Run along. Use my room.
- Biraz uzan, odamı kullanabilirsin.
John, Pearl, run along and play, you two.
John! Pearl! Gidin, biraz ileride oynayın.
Run along and get something to eat.
Koş yiyecek birşeyler getir.
Run along to your mother, dear
Annene git, tatlım.
Run along, dear
- Evet.Koş, tatlım.
Look, you be a good boy and run along home.
Bak, iyi bir çocuk ol ve doğru eve koş.
If you'll forgive me, I'll just run along home.
İzninizle, ben eve gideceğim.
Run along, darling.
Acele et tatlım.
But, uh, since there's no room, I'll run along.
Ama, oda olmadığına göre, gitsem iyi olacak.
I said all along, "There's a man who should be run out of town."
En başından beri, "Bu kasabadan atılması gereken biri var" dedim.
You run along home now by the side roads.
Artık yan yollarla eve gidiyorsun.
Run along.
Siz gidin.
I'm not trying to run things, but I won't let you drag her along...
İpleri elime almaya çalışmıyorum, ama onu götürmene izin vermem.
- Now, go and run along.
- Şimdi git.
I was thinking maybe we ought to run her picture along with the story.
Düşünüyordumda belki hikayeyle birlikte onun da resmini basarız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]