English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ R ] / Run away

Run away translate Turkish

7,817 parallel translation
Sir, they haven't run away together.
Efendim, onlar birlikte kaçmadılar.
No, you can't run away now.
Olmaz, şimdi kaçamazsın.
- Margaret's run away.
- Margaret bizden kaçtı. - Nereye?
She is off her rocker and she has run away with, from what I can glean, more than one lover.
Kontrolünü kaybetti ve bu yüzden de kaçtı. Buradan anladığım kadarıyla birden fazla sevgilisi de var.
I was the neighbor's stupid dog. I thought, if he threatens to commit you again, you and I would run away together, like we'd planned.
Seni tekrar hastaneye yatırmak isterse planladığımız gibi kaçarız diye düşünmüştüm.
This is the second time he's run away this week.
Bu hafta ikinci ortadan kayboluşu.
- I suggest you run away. - [chuckles]
Sana kaçmanı öneriyorum.
You ain't the first kid who wants to run away and join the circus.
Hayatından kaçıp sirke katılmak isteyen ilk çocuk değilsin.
Ugh. People run away from the circus, right?
İnsanlar sirkten kaçar değil mi?
Let's run away together.
Beraber kaçalım hadi.
Just because things are complicated doesn't mean that you give up, that you... run away and leave us all behind.
- Sırf işler karmaşık diye pes etmek kaçmak ve hepimizi geride bırakmak zorunda değilsin.
You want to run away?
- Evden kaçmak mı istiyorsun?
As it happens, he asked me to run away with him.
Şöyle ki, onunla kaçmamı istemişti.
They take their handfuls and they run away with handfuls.
Avuçlarına alıyorlar ve bir avuç fındıkla koşarak uzaklaşıyorlar.
Why did you run away?
Neden kaçtın?
He could have run away with it.
O parayı alıp kaçabilirdi.
[Inhales sharply] My brother was sick, and I wanted to run away with you...
Kardeşim hastaydı ve seninle kaçmak istiyordum..
"The prosecution argued his motive " was to run away with his mistress, Marjorie Trask,
SavcıIık, metresi Marjorie Trask ile kaçmak istediği için yaptığını iddia etti.
Run away for a while.
Bir süreliğine kaç.
Riley, he's not the kind of guy to run away from things.
Riley, o gerçeklerden kaçan birisi değil.
And Alice tried to run away.
Alice kaçmaya çalıştı.
He can't just run away crying all the time if he wants to join the army.
Orduya katılmak istiyorsa sürekli ağlayıp kaçamaz.
He said we should run away together. Begin again.
Bana, beraber kaçabileceğimizi ve baştan başlayabileceğimizi söyledi.
We should run away together, you and I.
Beraber kaçalım.
The magic potion, was to run away.
İksiri size kaçmanız için getirmiştik.
They didn't run away?
Kaçmamışlar mı?
I tried to run away.
Kaçmaya çalıştım.
I'll run away again.
Yine kaçarım.
Haven't run away with Nash yet.
- Hiç bahsetme şu Nash'ten.
Let's run away together.
Hadi birlikte kaçalım.
I'm not gonna run away.
Kaçmayacağım.
He was just waiting for an opportunity to run away again.
Fırsatını yakar yakalamaz kaçmak için uygun anı kolluyordu.
Well, he can't run away.
Hiçbir yere kaçamaz.
If Irena were dead, I would ask you to run away with me now.
Eğer Irena ölü olsaydı, şimdi benimle kaçmanı isterdim.
You couldn't run away when there's no-one left to "run away" from.
Kaçılacak kimse olmadığında, kaçamazsın ki.
We thought you'd run away to sea.
Denize açıldığınızı düşünmüştük.
No matter how fast you drive, Alex, you can't run away from your own skin.
Ne kadar hızlı sürdüğünün bir önemi yok, Alex, Kendinden kaçamazsın.
I'm only glad that he died before he had to see you run away again.
Yine kaçtığını görmeden önce öldüğü için seviniyorum.
Even if I run away again, isn't that still on my head?
Yeniden kaçsam bile aklımın bir köşesinde bu hep olmayacak mı?
Did Barry run away again?
- Barry yine mi kaçtı?
We wouldn't be stuck if you hadn't run directly into the very thing I told you to run away from.
Kaçmamız gerektiğini söylediğimde etrafta koşuşturmasaydın saplanmış olmayacaktık.
Now go run away.
Şimdi kaçsan iyi olur.
Come here, you! Don't run away, you coward!
Gel buraya, hiçbir yere kaçamazsın ödlek!
He was probably trying to run away from someone, or somebody surprised him.
ya birisinden kaçmaya çalışıyordu, veya birisi onu şaşırttı.
Let's run away.
Kaçalım.
The jerk trying to get away with a hit and run!
O herif bana çarpıp kaçmaya çalışıyor!
Ever since what happened happened, any thought or memory of him has been something just to run my mind as far as fuck away from as I can get, and...
O olay olduğundan beri ona dair tüm düşünce ve anılar yasak elma gibi kaçınılacak bir şey oldu ve...
Apparently, one of the girls made a run for it, got away.
Anlaşılan kızlardan birisi kaçmış, çekip gitmiş.
We can't run away from who we are.
Kim olduğumuzdan kaçamayız.
We'll run as far away as we can and nothing will split us up.
Hiçkimsenin bizi ayıramayacağı kadar uzaklara gideceğiz.
Whenever Tariq acts in my brother's name, whenever Jamal is too weak to say, "no, enough," won't there be blood on my hands no matter how far away I run?
Tariq'ın kardeşim adına aldığı her kararda Jamal'ın "hayır, yeter" demeye aciz olduğu her seferde ne kadar uzağa kaçarsam kaçayım, elim yine de kana bulaşmış olmayacak mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]