Seize them translate Turkish
135 parallel translation
Seize them! Seize them!
Yakalayın!
- Seize them!
- onları tut!
Seize them!
Yakalayın.
Seize them.
Tutuklayın onları.
If one of the big powers seize them... how could the other side do nothing?
Süper güçlerden birisi onları eline geçirecek olursa diğer tarafların pasif kalmasını nasıl bekleyebilirsiniz?
Seize them!
Yakalayın şunları!
Seize them!
yakalayın ikisinide!
Seize them!
- Yakalayın onları!
Seize them.
Yakalayın şunları.
MALDOR : Seize them.
Yakalayın onları.
Seize them! Do not let them escape!
O kızı yakalayıp öldürün hemen!
Seize them!
Yakalayın onları!
Seize them!
Ele geçirin!
- Seize them.
- Yakalayın onları.
Our ships will defend themselves against any who try to seize them!
Gemilerimize el koymaya kalkışırsanız karşı koyacaklardır!
Seize them.
Yakala onları!
Seize them!
Hücreye tıkın şunları!
- Seize them!
yakalayın onları!
Seize them!
Yakalayın!
Seize them.
Yakalayın onları.
Guards, seize them!
Muhafızlar, yakalayın!
There are countless opportunities and life seems to seize them all.
Burada pek çok noktada yaşamın yakaladığı fırsatlara tanık olabiliriz.
Seize them!
tutun onu!
Villains spend their lives shitting themselves... that other criminals are going to seize them.
Köylüler hayatlarini birbirlerine bok atarak geçirdiğinden... diğer haydutlar onlari kolayca sömürebildi.
- Seize them!
- Tutun onları!
Opportunities exist, but only for those who are bold enough to seize them.
Fırsatlar ortada, ama onları toplayabilecek cesarete sahip olanlar için.
And all you have to do is just seize them.
Tek yapman gereken bunları değerlendirmek.
Seize them.
Tutuklayın onları!
Seize them!
Tutuklayın!
RUN THEM AT MAXIMUM AND THEY'LL SEIZE UP WITHIN TWO HOURS.
Maksimumda çalıştırırsak iki saat sonra arızalanırlar.
Three of them go and seize a bridge.
Bunlardan üçü gidip bir köprüyü ele geçirdiler.
Deprive them of free love, and they'll seize everything else!
Onları birlikte yaşamaktan mahrum et, ellerine geçen her şeye sarılırlar.
You can't fool me with this trick! Seize both of them!
Beni salak mı sanıyorsunuz siz?
We shall seize the bridges, it's all a question of bridges, with thunderclap surprise and hold them until they can be secured.
Bir şimşek çakması sürpriziyle... ve onları güvenli olana kadar, elimizde tutacağız.
Seize them.
Onları yakalayın.
( Listen... if we keep them talking, maybe their brains will seize up. )
Dinleyin... eğer konuşturmaya devam edersek, belki de beyinleri kısadevre yapar.
Seize them!
Tutun şunları!
Ready to seize everything that's been denied them.
Onlardan esirgenen her şeyi ele geçirmeye hazır.
- Seize them!
- Yakalayın onları!
As former slaves of that government you would seize any opportunity to raise a force against them.
Eskiden kölesi olduğunuz hükümete haddini bildirmek için hiçbir fırsatı kaçırmıyorsunuz. - Biz hiçbir zaman köle olmadık!
Seize the ship and we deprive them of some of their weapons capability.
Bu gemiyi ele geçirirsek, silah kapasitelerini zayıflatmış oluruz.
If the Jem'Hadar seize control of the Dominion there'll be no stopping them.
Bir düşünün. Jem'Hadar, Dominion'u ele geçirirse, hiçbir şey onları durduramaz.
When it appears calm. If he gets the information, seize him when I have them.
Sakin kalıyoruz, eğer adamımız gelir de kadının yerini söylerse adamı benim emrimle tutukluyorsunuz.
I mean, seize them!
Yani, yakalayın onları!
If we help them seize power, we'll still get the naquadria, plus we'll save lives.
Eğer gücü ele geçirmelerine yardım edersek, hala naquadria alırız, artı hayatlar kurtarırız.
If your ministers desire and feel themselves able to seize such part of German Southwest Africa as will give them the command of the wireless stations there, we should feel this was a great and urgent Imperial service.
Şayet bakanlarınız arzularsa ve kendilerini Alman Güney Batı Afrikası'nı ele geçirebilecek gibi hissederlerse oradaki telsiz istasyonlarının kumandasını onlara vereceğiz ve bunu büyük ve acil bir imparatorluk hizmeti olarak değerlendireceğiz.
They can seize drug proceeds but can't hold them. How frustrating is that?
Uyuşturucu işine bulaşanları içeri atamıyorlar.
Then you will not mind when I seize your family's assets and present them as my gift to the people.
O halde ailenin mal varlığına el koymamın ve hediyem olarak halka sunmamın sence mahsuru yoktur.
Yeah, the US Supreme Court ruled that state and local governments can seize homes and, uh, sell them for private development.
Yüksek Mahkeme eyalet ve yerel yönetimlerin evlere el koyup özel inşaat şirketlerine satabileceklerine karar vermiş.
The support of NATO and aid from the U.S.A... helped them seize a territory that wasn't theirs.
Birleşmiş milletler ve A.B.D.'nin yardımı topraklarımızı ele geçirmelerine yetti.
You only win because the people whose minds you seize don't understand what's happening to them.
- Anlamadın değil mi? Sadece sen kazanıyorsun çünkü akıllarına girdiğin insanlar kabulleniyor. Ne olduğunu anlamıyorlar.
theme 39
them 588
themselves 24
theme song 16
themed 19
theme music playing 79
theme music 17
them's the rules 20
them too 26
theme song playing 16
them 588
themselves 24
theme song 16
themed 19
theme music playing 79
theme music 17
them's the rules 20
them too 26
theme song playing 16