English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Sham

Sham translate Turkish

780 parallel translation
It used to make my heart ache to hear you worship that overgrown sham, the way you kowtowed to him.
Gordon! Öyle bir sahtekara hala hayran olman kalbimi burkuyor. Kendini onun etkisinden kurtarmalısın.
He said you were a sham, nothing but a bluff.
Senin bir sahtekar olduğunu. Büyük bir hata yaptığımı söyledi.
She's a sham, too.
O kadında bir sahtekar!
And in what way is the princess a sham, if it's not troubling you too much?
Hem prenses hangi konuda sahtekarlık yaptı da bu kadar üzülüyorsun?
" You make my creed a barren sham.
Tüm inançlarımı yok ediyorsun.
Your kindness is just a sham.
Sadece sahte bir nezaket gösteriyorsun.
We find from the evidence and from your own admissions that a request was made that the Shank bout be conducted as a sham or collusive contest in consideration of an offer to you of $ 100,000.
Delillere ve kendi ifadene dayanarak Shank maçında şike yapılmak istendiği, bunun için sana 100 bin dolar önerildiği belirlenmiştir.
part of the whole spectacular sham of history.
tarihin gösterişli yapmacıklığının parçasını.
I'm only a sham.
Yalınayak kaldım.
My life has been a sham.
Hayatım yalan oldu.
- Sham!
- Hile!
I tell you, the women are smoking cigarettes, drinking whisky, doing the shimmy-sham-shimmy hot damn, man...
Söylüyorum bak, sigara, viski içen kadınlar, sıcacıklar, kaynıyorlar, kanları kaynıyor, ah, dostum...
Get as many as you can carry and give them to Sham for distribution.
Taşıyabildiğin kadar taşı ve dağıtım için hepsini Sham'e ver.
It was a sham.
Bu düzmece.
That's a sham.
Düzmece bu.
Oh, sham, Charlie Brown.
Hay aksi, Charlie Brown.
I don't want to go through with this sham.
Böyle rol yapmak istemiyorum.
It's a travesty of a mockery of a sham of a mockery of two mockeries of a sham.
Bu gülünç, sahte, adaletsiz bir mahkemedir. Maskaralık ötesi bir rezalettir.
A sham in my relations to others. To men.
Başka insanlarla ilişkilerimde, erkeklerle olan ilişkilerimde...
The same sham - a desperate attempt to please.
Sürekli aynı ikiyüzlülük. Herkesi memnun etmek için hep aynı umarsız çaba.
- That's a shim-sham.
- Şim-Şem.
Always the good one hiding behind the skirts of this sham called organized religion whose sole aim is to rob true spirituality of its life and perpetuate an implacable authority.
Tek amacı hayatın kutsallığını yok etmek ve güç odaklarını semirtmek olan organize din denen şeyin arkasına hayatı boyunca saklandı.
But it's all a sham.
Ama hepsi numaraydı.
Not sham skulls now but real ones.
Şimdi görünen sahte kafatası değil her biri gerçek.
Striking the pressure point was a sham
Düğüm noktalarını ise yalandan kitledi
I may be a sham d'Urberville, but my little finger can do more for you than all your blue-blooded ancestors.
Sahte bir Durberville olabilirim ama küçük parmağım bile sana,
The trial was a bloody sham.
Bu mahkeme tamamıyla göstermelik.
Shouldn't we expect false witnesses... and sham trials... accusing the Strike Committee of being a band of criminals?
Yalancı tanıklar olmayacağına emin olabilir miyiz? Ya sahte yargılamalar? Grev Komitesinin bir çete olarak suçlanmasını beklememiz gerekmez mi?
A little sand on the stage for the native shim-sham sand dance.
Sahnede biraz kum var Doğal shim-sham kum dansı için.
shim-sham!
shim-sham!
And I suddenly had this feeling I was just as creepy as they were... and that my whole life had been a sham... and I didn't have the guts to be Billie Holiday either.
Birden en az onlar kadar sefil olduğum düşüncesine kapıldım ve bütün yaşamım bir yalandan ibaretti Billie Holiday olabilecek cesaretim de yoktu.
Sham-Deng
Shan-peng
All of'em, all their lives, think it's a sham, it's rigged, you can't fight city hall.
Hepsi, bunun hileli olduğunu düşünür, kuralları değiştiremezsin.
Alex used to call me Sam the Sham.
ÖyIe deme. Gerçekti.
She was supposed to marry Sham and Shay in the last show.
Geçen bölümde Sham ve Shay ile evlenecekti?
She was supposed to marry Sham and Shay in the last show.
- Geçen bölümde Sham ve Shay ile evlenecekti.
What are you talking about "Sham and Shay"?
Neden bahsediyorsun sen, ne "Sham ve Shay" i?
The Resistance has denounced this peace as a sham.
Direniş Örgütü ise bu barışı bir utanç olarak belirtti.
Acting the little god down here with his patronage and his sham aesthetics, and everyone is taken in.
Yuck! O küçümseyici tavırlarıyla aramızdaki Tanrıyı oynaması ve yapmacık estetiği, ve herkesin buna inanması.
When all those sham fascists fled to Germany.
Bütün şu yalancı faşistler Almanya'ya kaçtığında.
You can't sham a reflex, sir.
Refleksleri taklit edemezsiniz efendim.
It's a sham.
Bu bir yalan, aldatmaca.
You are a sham!
Sen bir utanç kaynağısın!
You sham!
Utan!
This is the most pitiful supernatural sham... that I've ever encountered!
Bu, hayatım boyunca karşılaştığım en acınası doğaüstü palavra.
But if you persist in wasting our time with this little sham you and Captain Birdell... are trying to perpetrate, mister, I'll see you never fly again!
Lakin, Birdell'le yaptığınız bu düzmeceyle vaktimizi harcamaya devam edersen bir daha uçmayı rüyanda görürsün.
It's not a sham.
Numara yapmıyorum.
Okay, let's see. Next we have Marge. She's 34 and trapped in a loveless sham of a marriage.
Evet, sırada Marge var.34 yaşında ve kötü bir evliliği var.
It's a sham, Therèse.
- Numara yapıyor, Therèse.
It's a sham.
- Utanç verici.
and they were not sham.
Onları kampa bavullarıyla getirdiler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]