English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Slow and steady

Slow and steady translate Turkish

168 parallel translation
Slow and steady.
Yavaş ve düzenli.
Slow and steady wins the race.
Ağır ve emin adınlarla yarışı kazanıyor.
"and, as he crossed the finish line, " the tortoise realized " that slow and steady does win the race.
"Bitiş çizgisini geçtiğinde... kaplumbağa fark etmişti ki yavaş da olsa istikrarlı ilerlediğinden yarışı kazanmış... ve tavşanı yenmişti."
Go slow and steady.
Tokyo'da 28 bin hektardan sorumlu Japon tarım uzmanından telefon bekliyorum. - Yavaş ve düz gidin.
The real hell comes on you as slow and steady as a line of wet winter sheets.
Gerçek cehennem yavaş yavaş ve düzenli gelir. Kış vakti ipe dizilen ıslak çarşaflar gibi.
Slow and steady, dinah.
Dengeli dur.
Yeah. Slow and steady.
Yavaş ve dengeli.
Dinah! Slow and steady!
İyi gidiyorsun Dinah.
Slow and steady wins the race.
Yavaş ve kararlı olan yarışı kazanır.
Slow and steady...
Yavaş ve düzgünce...
This time, work the bag slow and steady, and don't stop till the red light goes out.
Bu sefer kum torbasıyla çalış yavaş ve sakin... Kırmızı ışık yanana kadar bırakma.
Slow and steady good body.
Yavaş ve düzgün.
# Onward and onward the slow and steady climb
Yavaş yavaş ve sürekli yukarıya tırmanmak için
Slow and steady, Tommy, dear.
Yavaş ve sabit Tommy, canım.
Slow and steady wins the race.
Yavaş ve dengeli gidenler yarışı kazanır.
Slow and steady, Frank.
Ağır ama sağlam ilerlemek, gerek Frank.
Life has already been evolving for millions of years at a slow and steady pace.
Yaşam, milyonlarca yıldır zaten sabit ve istikralı adımlarla yayılıyordu.
A slow and steady tug should do it.
Yavaş ve düzenli bir çekişle hallolmalı.
Slow and steady, Ensign.
Yavaş ve sakin, Asteğmen.
- Yeah. Slow and steady won the race.
Yavaş ve istikrarlı kaplumbağa yarışı kazanır.
The seeds of hardwoods are quick to germinate but, like the fabled tortoise, their strategy is to be slow and steady.
Bu ağaçların tohumları hızla filiz verir. Ama masaldaki kaplumbağa gibi, stratejileri yavaş ve kararlı olmalı.
The ultimate winners are the tortoises, the slow and steady hardwoods.
Son gülen daima kaplumbağalar olur ; yavaş ve kararlı geniş yapraklılar.
I don't do slow and steady.
Yavaş ve durgun işi sevmem.
SLOW AND STEADY WINS THE RACE. - WE HAVE A WOMAN HERE
Yere yatın!
- Slow and steady.
- Yavaş ve düzenli.
You may be fast, but I'm slow and steady... and slow and steady wins the race!
Hızlı olabilirsiniz ; ben yavaş ama emin adımlarla giden biriyim ve yarışı kazanan yavaş ama emin adımlarla gidendir.
Slow and steady wins the dance contest.
Dans yarışmasını yavaş ama emin adımlar atan kazanır.
"Slow and steady gets the deal."
"Meseleyi'yavaş'tan alacaksın."
At Tortoise Financial... we know slow and steady makes the money.
Kaplumbağa Finans'ta biliyoruz ki ; parayı kazanan "yavaş ama emin adımlarla" gidendir.
Slow and steady wins the race.
"Yavaş ama emin adımlarla giden yarışı kazanır."
Slow and steady, Crystal.
Yavaş ama emin adımlarla, Crystal.
Slow and steady doesn't mean, "Stop and let the other team catch up."
Yavaş ama emin adım atmak ; dur ve diğer takım sana yetişsin demek değil.
You see, honey, we've gone slow and steady... and we've already caught those floppy-eared rush maniacs.
Gördün mü tatlım, yavaş ama emin adımlarla yumuşak kulaklı hız manyaklarına yetiştik.
I credit our strategy of slow and steady progress.
Stratejimiz olan, yavaş ama emin adımlarla ilerlemeye güveniyorum.
- Within the obvious slow and steady parameters.
- Hayır, yavaş ama emin adımlarla olsun.
Just keep going slow and steady.
Yavaş ama emin adımlarla ilerle.
And then I beat you because I'm slow and steady.
Ve ben seni yendim çünkü yavaş ama emin adımlarla ilerledim.
Slow and steady, Murray.
Yavaş ama emin adımlarla, Murray.
Slow and steady.
Yavaş ama emin adımlarla.
We are getting there, folks, slow and steady.
Az kaldı, çocuklar. Yavaş ve durgun.
Like any good war, slow and steady.
İyi bir savaş gibi, yavaş ve istikrarlı.
And this war ain't gonna be slow and steady.
Bu savaş "yavaş ve istikrarlı" olmayacak.
Slow and steady wins the race.
Ağır giden yarışı kazanır.
For now, I'm taking it slow and steady.
Şimdilik yavaş ve sağlam gidiyorum.
Um, slow and steady wins the race, dude.
Mickey için. Yavaş ve istikrarlı olan yarışı daima kazanır.
Slow and steady wins the race.
Yavaş ama istikrarlı olan yarışı kazanır.
Just come across the field, go steady and slow, and we'll adjust to you.
Alanın karşısına geç, düz ve yavaş git, biz ayarlayacağız.
And what we're watching is the slow, steady descent of the human race.
Tanık olduğumuz şey, insan ırkının yavaş ve devamlı çöküşü.
There'll be some minor discomfort and you'll feel a slow, steady pulling sensation.
Ufak bir rahatsızlık hissi olacak,..... ve hafif bir çekilme hissi yaşayacaksın.
Slow down to 40 kilometers and keep it steady.
40 kilometre hızda ilerle ve o şekilde devam et.
Business is slow in the summer, this is a steady job, and you get to go to camp at a discounted rate!
Yazın iş az olur, biz de sponsor olduk, ve sen de indirimli gideceksin!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]