English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Slow down

Slow down translate Turkish

8,874 parallel translation
Slow down and get close to the right side.
Yavaşla da sağ kıyıya yanaş.
My car won't slow down for some reason.
Arabam her nedense bir türlü yavaşlamıyor.
Slow down, slow down.
Sakin ol.
- Slow down! - I'm sorry.
- Özür dilerim.
Slow down.
Yavaşlayın.
I think you might need to slow down a little.
Bence biraz yavaşlanman gerekebilir.
Fritz, slow down.
Fritz, yavaşla.
Frank, you need to slow down.
Frank, biraz yavaşlaman lazım.
- Whoa! Slow down!
- Yavaşla!
Gypsy, slow down!
Gypsy, yavaşla!
Come on, slow down!
Hadi ama, yavaşla!
Maybe instead of letting her put all her money Into that new logo, you could get her to slow down.
Biz de düşündük ki belki de tüm parasını yeni logoya koymasına izin vereceğine biraz yavaş gitmesini sağlayabilirsin.
Whoa, whoa, slow down.
Neler oluyor?
Slow down!
Sakin ol!
Whoa, whoa, whoa, slow down.
Hop, hop, hop. Yavaşla.
Slow down. Are you sure it's milk?
Süt olduğundan emin misin?
Slow down!
Yavaşla!
Slow down.
Whoa. Sakinleş.
Slow down, son.
Ağır ol evlat!
Slow down, there, cowboy.
- Ağır ol kovboy!
But I want to slow down.
Ama yavaşlamamız gerektiğini düşünüyorum.
I mean, oh, maybe I should slow down on these things.
Şu şeylerden az içsem iyi olur.
Just slow down!
Yavaşla!
Rule two - - slow down.
İkinci kuralı, yavaşlamak.
Slow down.
Yavaş. Yavaş.
Axl, slow down!
Axl yavaşla!
Dad, tell him to slow down.
Baba, söyle yavaşlasın.
Slow down, gitmo.
Yavaşla Gitmo.
Scrub back, and slow down 99 %.
Geri sar ve hızı % 99 oranında azalt.
Don't slow down.
Yavaşlama.
We need to not slow down!
- Yavaşlamamamız gerek.
We have to get Jakes, and we got to come back... Please. Please slow down.
Jakes'i almamız lazım, geri dönmemiz gerek...
Please slow down, please.
Lütfen yavaşla. Lütfen yavaşla.
- Slow down, Donna!
- Yavaşla, Donna!
Whoa, whoa, whoa, whoa, whoa, whoa, now just slow down.
Dur, dur, dur biraz, yavaşla.
Hey, slow down in the house!
Hey, evde koşuşturmayın!
Slow down, man.
- Yavaşla dostum.
Do what I tell you and slow down.
Dediğimi yapsana. Yavaşla.
- All right, slow down. Okay,
- Tamam sakin ol...
April, slow down!
April yavaş ol.
What if we could find a legal way to stop it, to slow it down?
Peki ya bunu durdurmak için yasal bir yol bulsak? Yavaşlatmak için.
Laverne, slow him down.
Laverne, yavaşlat onu.
~ The rest of me will only slow you down.
- Vücudumun geri kalanı seni sadece yavaşlatır.
You're just gonna slow me down.
Beni yavaşlatırsın.
"slow down"?
Yavaş gitmesini mi?
"oh, i better slow down"?
"Ay, yavaş gitsem iyi olacak."?
Slow down, slow down, it's OK.
- Sakin ol, geçti.
Slow down.
Yavaş.
The herd's still coming, but this creek should slow them down some.
Sürü hâlâ heliyor ama bu dere onları bir süre yavaşlatır.
But maybe, we can slow them down until help gets here if we use our spears and arrows sparingly. Wait!
Bu durumda, Jiletkamçı saldırısı!
I know an even better way we can slow them down.
Kaçın! - Hiçbir şeyin değişmediğini görüyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]