English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Small caliber

Small caliber translate Turkish

95 parallel translation
It's a small caliber Baretta, in very poor condition.
Küçük kalibreli Baretta, ama pek eski bir şey.
But this wasn't Apaches, not two small caliber bullet wounds.
Gerçekten büyük bir firar olmalı. Ama bu yaralar Apaçilerin değil, onlar küçük kalibreli silah kullanmaz.
Small caliber bullet.
Küçük kalibre bir mermi.
Small caliber.
Küçük kalibre.
- Small caliber.
- Küçük kalibre.
Small caliber? You like to work solo.
- Yalnız çalışmayı seviyorsun.
Tail indicates that it traveled in this direction and maybe it's a small caliber.
Şeklin kuyruğu, şu yönde yol aldığına işaret ediyor. Küçük kalibreli bir şey olabilir.
It's a small caliber 22, probably
Küçük çaplı bir şey. Büyük ihtimalle 22'lik.
Small caliber bullet.
Küçük kalibrelik bir mermi.
Shot in the chest, short distance, small caliber...
Göğüsten tek kurşun. Yakın mesafe. Küçük kalibre.
They were from small caliber rifles.
Bunlar küçük kalibre tüfekler.
No, it's a small caliber weapon for an up-close-and-personal hit.
Evet, küçük kalibreli bir silah. Yakından vurmak için.
They were entered into IBIS from the Department of Wildlife, for shooting a deer with a small caliber handgun.
Bu silahlar IBIS'e Vahşi Yaşam Derneği tarafından üyelerine geyik avlamak için gönderilmiş.
Looks like a small caliber weapon.
Küçük kalibreli bir silah gibi görünüyor.
It happens sometimes with small caliber weapons.
Küçük kalibreli tabancalarda bazen olur.
Small caliber. Looked like they knew the guy?
- Sence yapanı tanıyorlar mıydı?
It's got a small caliber round in the front of its head.
Küçük kalibre bir silahla yüzünün ön tarafından vurulmuş.
Small caliber, close range.
Küçük kalibre, yakın mesafe.
Also, Eric's wound was consistent with a small caliber weapon.
Ayrıca Eric'in yarası küçük kalibreli bir silaha uyuyor.
- Small caliber weapon.
- Küçük kalibreli silahla.
We're very lucky that it was a very small caliber bullet, so...
Çok küçük kalibre kurşunlar olduğu için çok şanslıyız...
i don't need ballistics to recognize the damage of close-range small caliber, and we got eyewitnesses, or weren't you listening to that part?
Kısa mesafeli ve küçük kalibreli silahın verdiği zararı tanımak için balistiğe ihtiyacım yok. Ve tanıklarımız var. Yoksa bu bölümü dinlemiyor muydun?
I don't need ballistics to recognize the damage of close-range small caliber, and we got eyewitnesses,
Kısa mesafeli ve küçük kalibreli silahın verdiği zararı tanımak için balistiğe ihtiyacım yok ve görgü tanıklarımız var,
Mm-hmm. small caliber gun to the head. Then I walk away.
Küçük kalibreli bir silahla kafasına sıkıp sonra da arkamı dönüp gideceğim.
Two shots to the chest, Small caliber.
Göğüsten küçük kalibreli mermiyle iki kurşun.
Small caliber, double tap to the chest.
Küçük kalibreli silah ile göğüste aynı noktadan iki kurşun.
I have an idea he was killed with a small-caliber pistol.
Küçük kalibre bir silahla öldürüldüğünü düşünüyorum.
I don't own a small-caliber pistol.
Küçük kalibre silahım yok.
Small caliber.
Küçük kalibreli!
This man just turned around and just... with a little small-caliber pistol.
Sürücü dönmüş ve küçük kalibreli bir silahla ateş etmiş.
There are also powder burns from a small-caliber weapon.
Ayrıca ufak kalibreli bir silahın yanık izleri bulunmuş.
You got the two 30-caliber machine guns, 17 grenades, 11 Hawkins mines. You got the two bazookas, but they only got eight rounds left, and assorted small arms.
2 adet 30 kalibrelik makineli, 17 el bombası 11 Hawkins mayını sekiz mermisi kalmış, iki bazuka ve muhtelif hafif silahlar.
Shot with a small-caliber firearm.
Düşük kalibreli silahla vurulmuş.
"No murder weapon was recovered from the scene, although police believe it to be a small-caliber revolver."
Olay mahallinde cinayet silahı bulunamadı. Ancak, polis silahın düşük kalibreli bir tabanca olduğunu düşünmekte. "
Looks like a small-caliber GSW to the right ventricle.
Sağ ventriküle ufak kalibreli bir mermi girmiş gibi.
Yeah, small-caliber machine gun.
- Küçük kalibreli bir makineli tüfek.
All I got is small-caliber machine gun five gallons of gas and a match.
Tek bulabildiğim küçük kalibreli makineli tüfek, beş galon benzin ve bir kibrit.
- Small-caliber gunshot to the liver.
- Karaciğerinden düşük kalibreli bir silahla vurulmuş.
- Small-caliber wound, the epigastric area.
Düşük kalibreli bir silahla epigastrik bölgeden vurulmuş
Single small-caliber wound in the right lateral chest.
Göğsün sağ yanında düşük kalibre mermi yarası var.
I teased out a couple of small-caliber projectiles from his brain.
Beyninden iki tane küçük kalibreli mermi çıkardım.
Looks like a small-caliber gunshot wound... like the first victim.
Küçük kalibreli silah yarasına benziyor... ilk kurbandaki gibi.
- Maybe they were small-caliber.
- Belki küçük kalibreydi.
Small-caliber bullet in the T12 vertebral body.
Omurda düşük kalibreli bir kurşun var.
Both vics were shot by a.25-caliber. Small by gangster standards.
İki kurbanımızda çeteler tarafından sıklıkla kullanılan 25 kalibrelik bir silahla vurulmuş.
It could probably carry a few 50-caliber machine guns maybe even a small tank.
Muhtemelen, bir kaç tane 50 kalibrelik bile taşıyabilir, .. hatta küçük tank bile taşır.
Tinting film is applied to the inside of a window, so the small-caliber round was fired from inside the limo.
Arabalara film, camın içinden kaplanır. Yani küçük kalibreli olan limuzinin içinden ateşlenmiş.
Small caliber weapon.
Düşük kalibreli bir silah.
My government has nothing to do with the fact that every day, in Cuban circles, to bolster the illusions of the Cuban people, they announce the formation of invading brigades armed with revolvers and small-caliber weapons to confront an army that, according to the declarations of their leaders, has at their disposal, the most modern nuclear arms.
Küba halkının içine düştüğü yanılgıyı güçlendirmek adına Küba çevresinde her geçen gün hafif silahlara sahip istilacı birliklerin oluştuğunu duyurmaları gerçeği karşısında hükümetimin yapacağı bir şey yoktur.
Or a small-caliber weapon that doesn't make much noise
Ya da çok ses çıkarmayan küçük kalibreli silah.
Postal worker halfway through his rounds popped in the head, small-caliber, close-range.
Ne buldunuz? Posta çalışanı güzergahının yarısındayken kafasından vurulmuş. Küçük kalibreli silahla yakından ateş edilmiş.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]