So it's fine translate Turkish
386 parallel translation
- So that's your fine friend, is it?
- Arkadaşın yaptı, değil mi?
I feel fine, but it's just so hot.
İyiyim ama gerçekten hava çok sıcak.
And so as I see it, they ain't but one thing to do and that's just march these fellers back to the jail until the judge sobers up enough to fine them legal and proper.
Yapacak tek bir şey kaldı adamları hapse geri götürüp hakim ayılıp yasal bir ceza verene kadar beklemek.
And the Speaker - a very fine speaker, Algy FitzRoy - he got up and he said, "lt is for the House to rise if it so wishes to express its feelings."
Hatip, ateşli hatiplerden, Algy Fitzroy ayağa kalktı ve kamaraya "Hislerinizi ifade etmek isterseniz ayağa kalkma sırası sizindir." dedi.
- It has his signature, so he must be fine.
- Bu onun imzası, dolayısıyla iyi olmalı.
It's not so fine as what you're used to.
Sizinki kadar güzel değil ama.
It's not broken, so it's fine
Kırılmadıysa sorun yok.
This shit is so fine... it's going to turn your head inside out, upside down, in every which way.
Bu mal çok sağlam... Kafanı altüst edecek, içini dışına çıkartacak, her türlü.
it's my pleasure. trevor's watching a ball game, so this works out fine.
- Ayrıca önemli değil, Trevor aptal bir maç izliyor, o nedenle bu benim için de iyi oldu.
It's so good to hear your voice. Oh, I'm fine.
Sesini duymak ne kadar güzel.
So I made the middle light turn with the wheels, and it works fine.
Ben de tekerleklerle dönen... küçük ışıklar yaptım... ve gayet iyi çalışıyor.
Well, it's all so sudden, I mean, the nest bit's fine, but the pepper business is definitely out!
Her şey aniden gelişti, yani, yuva konusu tamam güzel de, karabiber meselesi kesinlikle imkansız!
Oh, I'm fine, it's my earring that's not doing so well.
Ben iyiyim ama küpem değil.
So... well, we think it's fine.
Öyleyse, şey..... tamam, bizce sorun yok.
The pressure locks I'd installed were working fine, so it had to be a new problem.
Taktığım basınç kilitleri gayet iyi çalışıyordu, yani yeni bir sorun olmalıydı.
So, yeah, it really scared the hell out of me... because I thought he was so fine.
Aklım başımdan gitti.. .. çünkü bence çok yakışıklıydı.
It's so fine.
Bu çok iyi.
It's fine. lf you're okay with the Barbie thing, so am I.
Sorun değil. Barbie konusunda sizin sorununuz yoksa benim de yok.
But, it's only human, so that's fine.
Ama, sen sadece insansın, öyleyse bu normal.
- Well, tell him that I don't care..... and that I didn't even mention it, and that... I didn't even see you, so that's just fine.
- İyi, ona de ki umrumda değil hatta hiç bahsetmedim bile, hatta seni görmedim bile, böyle daha iyi.
So, I tell him, and he says fine, it's not a problem.
Ona söyledim. Sorun değil dedi.
You're German... fine, but you're a cop so it's ok.
Sizde bir Almansınız.. doğru ama siz bir Polissiniz bu yüzden sorun yok!
It would've worked fine, except your hide's so thick not even magic can penetrate it!
Derin, büyü geçilmeyecek kadar kalın olmasaydı işe yarayacaktı.
So it's probably fine.
Yani her şey yolunda.
Unfortunately, the bullet went straight through, and it missed the main bone, so they didn't have to operate. The problem is now, the doctors say in a couple of days my leg's gonna be fine, and I won't need the crutches anymore. That's good.
malesef kurşun önden girdi ve kemiğe gelmeden durdu ameliyata gerek olmadığını söyediler problem şu ki doktorun dediğine göre bir kaç gün içinde bacağım iyi olacak ve bu değneklere ihtiyacım kalmayacak güzel peki benden ne istiyorsunuz?
Then my mother asked me to have a daughter, so that she'd become fine I had a daughter, but yet she did not become all right I have been married for 6 years ln these 6 years, I did it only twice, that too at mother's behest!
Sonra annem bir kızım olmasını istedi ve o iyi oldu... Bir kızım var fakat o henüz tam iyi değil Altı yıllık evliyim l have been
Having an opinion is different from labeling me a pornographer in TV spots. So, an opinion's fine, but don't voice it too loudly.
- Kendini ifade etmekle, televizyonda otuz saniyelik bir spot satın alıp, bana pornocu damgası vurmak arasında fark vardır.
I always wake up fine, but it's just so darn inconvenient to be knocked out that easily.
Uyandığım zaman sorun olmuyor, ancak bu kadar kolay bayılmak çok uygunsuz oluyor.
"We're fine" because I know money's tight around here... and you won't let Forman work, so just take the money and drop it!
Sorun yok. Para sıkıntısını ve Forman'ın çalışmama izin vermeyeceğini biliyorum. Parayı alın ve kesin şunu!
It's totally great. It's so fine.
Bu gerçekten harika, çok güzel.
The madhouse is all over the place, not just in the hospital, or the palace, it's also a pattern woven from threads so fine that no one can separate them.
Gerçektende her yer tımarhane. Sadece hastaneyle sınırlı değil. Bu tımarhaneler gündelik hayatımıza... ayrılmaz... bir şekilde girmiş durumda.
So it's- - You know, it's fine.
Yani bunda bir sorun yok.
They seem fine then later on they get all upset. So you know, it's okay if your... boy wants to trade back.
Bu yüzden oğlun isterse takas edebilirler.
So, Daniel, how is your pizza shop? Oh, it's fine, fine, yeah.
- Pizza dükkânın nasıl gidiyor Daniel?
- Sorry your night got spoiled... but it's so great,'cause you're fine now, baby.
Geceniz mahvolduğu için üzgünüm ama önemli değil.
I am so sorry. I think it's gonna be fine.
Çok özür dilerim.
No, no, I'm fine Right, so that's it, then :
- Demek beni beğenmiyorsun?
Fine, if that's the way it's gonna be, so be it.
İyi, madem öyle istiyorsun, öyle olsun.
So you're fine with them painting your house? It's Saturday.
- Evini boyamalarından hoşnut musun?
You're right. I should not go anywhere until my paper's finished, so it's fine.
Ödevimi bitirene dek hiçbir yere gitmemem gerek, yani bu iyi oldu.
"It's fine when it's so concealed"
# Gizli kalması sorun değil #
Look, there's nothing to even break off, so it's fine by me.
Bak, son verilecek bir durum bile yok, yani benim için önemli değil.
It's lighter than we thought. - So much for best guesses. - I'm fine with this.
Varsayımlar buraya kadar.
So it's fine to just stay... at some pensione that your father recommended.
Yani babanın önerdiği... bir pansiyonda kalmamızda bir mahzur yok.
Fine. Just so you know, it's not how it sounds.
Ama öyle okunmadığını bil.
- It's fine, so I can also see Carlo.
- Sorun değil, ben de Carlo'yu görürüm.
So it's fine with me.
O yüzden bana göre hava hoş.
It's a fine gift. However, so is planting a nice tree in the quad.
Her neyse bahçeye bir ağaç dikebiliriz.
- So, yeah, I know it's gonna be fine.
Evet, her şeyin yolunda gideceğini biliyorum.
If there was a crime committed, we d only be interested in this one, so if there s something you want to say, by all means, say it Fine, I will
Eğer, yapılan bir suç varsa, biz sadece, bu biri ile ilgilenecektik yani söylemek istediğiniz birşey varsa, her anlamda, söyleyin iyi, söyleyeceğim
- So, it's all fine.
- Yani her şey yolunda.
so it's done 19
so it's a win 16
so it's over 58
so it's up to you 22
so it's 240
so it's like 40
so it's okay 41
so it's your fault 19
so it's true 182
so it's you 54
so it's a win 16
so it's over 58
so it's up to you 22
so it's 240
so it's like 40
so it's okay 41
so it's your fault 19
so it's true 182
so it's you 54
so it's official 29
so it's settled 30
so it's my fault 51
so it's not 23
so it's possible 18
it's fine 7136
it's fine with me 52
it's fine by me 35
it's fine now 24
fine 29309
so it's settled 30
so it's my fault 51
so it's not 23
so it's possible 18
it's fine 7136
it's fine with me 52
it's fine by me 35
it's fine now 24
fine 29309
finestra 16
fine thanks 17
fine by me 171
fine with me 135
fine then 58
fine work 18
so it goes 27
so it is 192
so it doesn't matter 23
so it is true 19
fine thanks 17
fine by me 171
fine with me 135
fine then 58
fine work 18
so it goes 27
so it is 192
so it doesn't matter 23
so it is true 19
so it would seem 69
so it seems 95
so it was you 44
so it was 29
so it does 25
so it 43
so it would appear 17
so it seems 95
so it was you 44
so it was 29
so it does 25
so it 43
so it would appear 17