South translate Turkish
19,502 parallel translation
The South is rising up again, led by ex-Confederate soldiers like Jesse James...
Güney yeniden ayaklanıyordu. Ayaklanmaya Jesse James gibi eski konfederasyon askerleri öncülük ediyordu.
We build north to Columbus, then south to Grand Island, and then we go out the North Platte route when we can no longer reasonably delay that.
Kuzeyde Columbs'a, güneyde Grand Island'a kadar ilerleyeceğiz. Sonra Kuzey Platte rotasına yöneleceğiz. Bunu ertelemek için bir neden kalmadı.
Now with railroads expanding across the country, Jesse sees another symbol of the North's oppression of the South.
Ülke genelinde boydan boya yayılan demiryollarını Jesse, kuzeyin güneye zulmünü gösteren yeni bir sembol olarak gördü.
The South needs you.
Güneyin sana ihtiyacı var.
Further west, George Armstrong Custer has confirmed rumors of gold in the Black Hills of South Dakota, setting off a massive gold rush.
Daha batıda ise George Armstrong Custer Güney Dakota'daki Black Hills tepelerinde altın olduğu söylentilerini onaylamıştı.
But Grant believes he's found a solution... the gold in the Black Hills of South Dakota.
Fakat Grant bir çözüm yolu bulduğuna inanıyordu. Güney Dakota'daki Black Hills tepelerindeki altın.
As news of the raid on the James'home spreads throughout Missouri, one man sees an opportunity to use the tragedy to rally the South together for the Confederate cause.
James'in evine yapılan baskının haberleri Missouri'de yayılırken bir adam bu trajediyi fırsata dönüştürebileceğini düşündü. Güneyi konfederasyon amaçları doğrultusunda birleştirme fırsatı.
It is because, like you, they fought for the South.
Sizin gibi güney adına savaştıkları için suçlanıyorlar.
Newspaper editor John Newman Edwards frames the story of Pinkerton's raid as a direct attack on the South by a Northern enemy.
Gazete editörü John Newman Edwards kurguladığı hikaye ile Pinkerton'ın baskınını kuzeyli düşmanların güneye saldırısı olarak gösterdi.
Three great columns went forward... one coming up from the South, another coming out of Montana, and then Custer's column coming from Fort Abraham Lincoln.
Üç kol halinde ilerlediler. Biri güneyden geliyordu. Diğeri Montana'dan yola çıkmıştı.
Down south here.
Buranın güneyinden geçeceğiz.
In the Great Plains, the United States military looks to defeat the armies of Sitting Bull and Crazy Horse and secure the gold in the Black Hills of South Dakota.
Büyük düzlüklerde Birleşik Devletler ordusu Oturan Boğa'nın ve Çılgın At'ın ordularını yenip Güney Dakota'daki Black Hills tepelerindeki altını alma peşindeydi.
Jesse James takes revenge on the most famous detective agency in the country, and, in doing so, establishes himself as a hero of the South.
Bunun sonucunda da güneyin kahramanı olmuştu.
At the end of the Civil War, thousands of Union Army troops remained in the South to enforce the government's Reconstruction policies.
İç savaşın sonunda binlerce birlik ordu askeri güneyde kalarak hükümetin yeniden yapılanma politikasını zorla uygulatmaya çalıştı.
For Jesse James, the Northern occupation of the South represents everything he's been fighting against.
Jesse James için kuzeyin güneyi işgali savaştığı şeyleri temsil ediyordu.
With the presidential election just around the corner, a strong pro-South candidate named Samuel Tilden has emerged with a plan to put an end to Reconstruction.
Başkanlık seçimi yaklaşırken güneyin güçlü aday adaylarından Samuel Tilden yeniden yapılanmaya son verecek bir plan hazırladı.
South Carolina, Florida, and Louisiana.
Güney Carolina, Florida ve Louisiana.
Three months after the election of 1876 ends in controversy, tensions between North and South are the highest they've been since the Civil War ended and the future of the country hangs in the balance.
1876 seçimlerinin tartışmalı sonucundan sonra kuzey ve güney arasındaki tansiyon iç savaşın bitmesinden sonra ilk kez bu kadar yükselmişti. Ülkenin geleceğine belirsizlik hakimdi.
We want the troops out of the South.
Birliklerin güneyden çekilmesini istiyoruz.
But in exchange for this, he would withdraw remaining Federal troops from the South.
Fakat bunun karşılığında federal birliklerin hepsini güneyden çekecekti.
The Bargain of 1877 marks the end of a federal commitment to protect the basic rights of black citizens in the South.
1877 pazarlığı sonucunda güneydeki siyahi halkın temel haklarını koruyan federal yükümlülük ortadan kalkmış oldu.
With one decision, the rights of freed slaves in the South to vote and hold office are no longer protected.
Tek bir kararla, güneydeki serbest bırakılmış kölelerin oy verme ve mevki sahibi olma hakları ellerinden alınmıştı.
Now he lost the battle with respect to equal rights for freedom in the South.
Şimdi de güneyde özgürlük ve eşit haklar için verdiği savaşı da kaybetmişti.
He realized that he had to cut the heart out of the South.
Güney ruhunu tamamen yok etmesi gerektiğini fark etmişti.
They're gonna be pullin'all the troops out of the South.
Güneydeki bütün birlikleri geri çekiyorlar.
And now the South wards.
Şimdi de Güney Korumaları.
It's an ungoverned Dodge City on China's south coast. China?
- Çin'in güney sahilinde vahşi batıyı andıran başı boş bir şehir.
300 paces south-southeast.
300 adım güney-güneydoğu.
Sort of a legend in the South China Sea.
Güney Çin denizinde bir efsanedir.
I was in South Sudan once.
Bir keresinde Güney Sudan'a gitmiştim.
There was a massive explosion yesterday in South Manhattan.
Dün Güney Manhattan'da büyük bir patlama oldu.
So they could sweep south through Harlem.
Böylece Harlem güneyinden geçebildiler.
I thought this was some drug deal gone south.
Ben sadece aşmış bir uyuşturucu mevzusu olduğunu düşünmüştüm.
... involved in a high-speed chase that ended with Ms. Goodwin's car damaged and disabled on the shoulder of Highway 35, 4 miles south of Seattle.
Yüksek hızdaki kovalamaca Bayan Goodwin'in aracına hasar verdi ve aracı Seattle'ın 56 km güneyindeki otobanda şarampole soktu.
Same old, except remember Tru, that nigga from down south?
Güneyli Tru'yu hatırlarsın, o hariç her şey eskisi gibi.
V.P.'s in South America.
Başkan yardımcısı Güney Amerika'da.
That ain't never gonna happen again. Mississippi, Florida, Alabama have done their sacred duty to join South Carolina in secession.
Güney Carolina iftirakına katılmak için Mississippi, Florida, Alabama kutsal görevini yerine getirdi.
They don't understand. There is no South without slavery.
Kölelik olmazsa güneyin olmayacağını anlamıyorlar.
South Carolina is calling a convention to vote on secession.
Güney Carolina iftirakı oylamak için toplantıya çağırıyor.
The South's rushing to build a new arsenal, and it must be stopped.
Güney yeni bir cephanelik inşa etmek için acele ediyor ama bu durdurulmalı.
Help us kill him on his way south, then we'll take the plans north.
Adamı güneye giderken öldürmemize ve planları kuzeye götürmemize yardım et.
The South's just about broken in two.
Güney ikiye ayrıldı.
It must be wonderful living in your little fantasy world where unicorns slide down magical rainbows and everybody on the South Side gets by on the up and up.
Senin fantezi dunyanda yasamak muhtesem olmali tek boynuzlu atlarin gokkusaklarindan kaydigi... Guney bolgesinde herkes birbirinden ustun oluyor.
South. Death.
- Ölüm.
South-facing windows, a balcony, stainless steel appliances, and I'm guessing someone with extreme OCD that lives here to keep this place clean.
Güneye bakan pencereler, balkon, paslanmaz çelikten elektrikli eşyalar... sanırım burada opsesif kompulsif bozukluğu olup her yeri temizleyen biri yaşıyor.
Cam, when you reach the stream, follow it South southeast to the hummingbird exhibit.
Cam, dereye ulaştığında sinek kuşlarının alanına kadar güney-güneydoğu tarafına doğru git.
When we go to South America, there will be zero boys on the scene.
Güney Amerika'ya gittiğimizde, orada önünde erkekler olmayacak.
- South Side.
- Güney Yakası.
They brought him home to my mam in a sack labelled "Property of South Hetton Coal Company."
Onu üzerinde Güney Hetton kömür madeni malıdır yazan bir çuvalın içinde eve getirdiler.
Across the South,
Jesse James artık güneyde bir suçlu olarak görülmüyordu.
We have to head south.
Güneye doğru gitmeliyiz.
south park 30
southern 27
southwest 42
southland 24
southeast 42
southjet 16
south beach 18
south korea 18
south side 28
south dakota 58
southern 27
southwest 42
southland 24
southeast 42
southjet 16
south beach 18
south korea 18
south side 28
south dakota 58