Telephone ringing translate Turkish
136 parallel translation
Do you hear a telephone ringing?
Bir telefon sesi duyuyor musun?
Kleptomaniacs for lunch? They'll steal the food right out of your mouth. - ( TELEPHONE RINGING )
Öğle yemeği için kleptomanlar ağzınızdaki yemeği çalarlar.
Do you hear a telephone ringing?
Bir yerlerde çalan telefon sesi duyuyor musun?
What does that mean, the telephone ringing on a holiday?
Bir tatil günü telefonun çalması ne anlama geliyor?
[Telephone Ringing]
[telefon çalıyor]
- [Telephone ringing] What now?
Su revüsü için hazırlanıyor.
( TELEPHONE RINGING )
( telefon )
[Telephone ringing] No, sir.
Hayır efendim.
I'm following my instincts on this one. ( TELEPHONE RINGING )
Bu kez içgüdülerime güveniyorum.
- [Telephone Ringing]
Hoşça kal.
[Sobbing ] - What the hell's wrong with me? - [ Telephone Ringing]
Benim neyim var?
Got that? ( honks car horn ) ( telephone ringing )
Anladın mı? Evet.
The telephone's been ringing all over the house.
Evin her yerinde telefon çalıyor.
- The telephone is ringing.
- Telefon çalıyor.
Telephone's ringing.
Telefon çalıyor, telefon çalıyor. Cevap verme, Elsie Mae.
- Can't you hear his pulses pounding? His ears must be ringing like telephone bells.
- Kalbinin nasıl çarptığını,..... kulaklarının uğuldadığını duyuyor gibi oluyorum.
Telephone's ringing.
Telefon çalıyor.
The ringing of a telephone that sounds like Beethoven's "Pastoral."
Beethoven'in "Pastoral" ini andıran telefon zili gibi.
Remember how the telephone kept ringing for hours and hours and hours?
Telefonun nasıl da saatler boyunca çalıp durduğunu hatırlasana.
That telephone's been ringing for a week now.
Telefon bir haftadır aralıksız çaldı.
Your telephone is ringing.
Telefonun çalıyor.
"Georgie!" My telephone has not stopped ringing.
"Georgie'ymiş!" Telefonum hiç susmuyor.
Hey, the telephone's ringing.
Hey, telefon çalıyor.
The telephone has not stopped ringing.
Telefon sürekli çalıyor.
The next several weeks will be very difficult for me, and the ocean is the only place where the telephone isn't ringing all the time.
Önümüzdeki bir kaç hafta benim için çok zorlu olacak ve telefonun çalmadığı tek yer okyanus.
I can't sleep. The telephone's ringing all the time.
Telefon sürekli çalıyor.
No, no... the telephone's ringing.
Hayır. Telefon çalıyor.
WHAT IS THE MATTER WITH- - [telephone ringing]
Senin neyin...
TELEPHONE RINGING
- Merhaba, Renata.
He went out and invented the telephone, dialled until people got sick of that ringing. They went out and bought a phone so they could answer it.
Adam oturup yapması gerekeni yaptı, telefonu icat etti telefonlar insanları hasta edene kadar çalıyor cevap vermek isteyen de bir telefon alıyor.
[Phone ringing] Telephone!
Telefon!
( TELEPHONE RINGING ) Blum Associates.
Blum ve Ortakları.
( TELEPHONE RINGING )
Evet?
( TELEPHONE RINGING )
Evet.
- [Spitting ] - [ Phone Ringing] - Why don't you answer the telephone?
- Telefona neden bakmıyorsun?
Your telephone hasn't been ringing, Jerry.
Kimse seninle iş yapmıyor, Jerry.
The telephone kept ringing.
Sorun yok, sorun yok.
The incessant ringing of the telephone, Dr Freud's cautions, were warnings of the dangers.
Sürekli çalam telefonda Dr Freud'un bizim tehlikede olduğumuzu, gösteren uyarısıydı.
The telephone is ringing!
Telefon çalıyor!
The telephone is ringing.
Telefon çalıyor.
The telephone has been ringing for some time.
Telefon uzunca bir süredir çalıyor.
[Phone ringing ] [ Robogadget] Telephone!
McKible. Yok et onu!
[Telephone ringing]
İnsan anında unutmaz!
[Ringing of telephone]
Yeni çarşaflarımın üstüne! ? - Afedersin.
[Ringing of telephone]
İnanamıyorum
[Ringing of telephone]
Ben de.
[TELEPHONE RINGING] Don't answer it.
Cevap verme.
[TELEPHONE RINGING] Hello?
Merhaba?
Ringing me at home is difficult, but you can get me in this telephone box.
Evden bana ulaşmanız zor, ama bu telefon kulübesini arayabilirsiniz.
Excuse me, sir. Your telephone's ringing.
- Affedersiniz, telefonunuz çalıyor.
[Telephone ringing]
Alo?