Tell them that translate Turkish
3,886 parallel translation
Mr Van Vliet told me to call the police and tell them that I found her like this.
Bay Van Vliet polisi arayıp onu böyle bulduğumu söylememi istedi.
I think I'll go and, uh - and tell them that you're okay.
Bence ben gidip onlara iyi olduğunu söyleyeyim.
And if they dig, they find the pills and, if they find the pills, you may crack under questioning and tell them that I put the phone in the vic's hand to cover your tweaker ass.
Ve eğer bu işin peşini bırakmazlarsa hapları da bulurlar ve sorgulamada patlarsın. Ben de onlara telefonu senin kıçını kurtarmak için aldığımı söylerim.
Uh, tell them that, uh, my gout is flaring up.
Gut hastalığımın aniden nüksettiğini söyle.
Am I supposed to tell them that I made you get into the dryer?
Kurutma makinesinin içine onu ben koydum mu diyeyim yani?
But can you find out who is, and-and tell them that Danny didn't do this?
Ama kimin savcı olduğunu öğrenip, ona Danny'nin bunu yapmadığını söyler misin?
I-I'll tell them that you forced me.
Onlara beni zorladığını söylerim.
We will tell them that when we get there, okay?
Oraya gidince bunu söyleriz, tamam mı?
Well it's funny because six-year-old's are a lot less biased than adults often and the neat thing is I'd try and tell them that nothing is not exactly what they thought it was.
Bu çok tuhaf çünkü 6 yaşındaki çocuklar yetişkinlerden genellikle daha az önyargılılar harika olan şu ki onlara hiçliğin hiç de düşündükleri gibi bir şey olmadığını anlatmaya çalışırdım.
I will tell them that freedom is alive in Poland.
Polonya'da özgürlüğün hâlâ nefes aldığını söyleyeceğim.
Don't tell them that.
Onlara bunu söyleme.
You can't just go there and tell them that you want to fight for them.
Onlara gidip bunu söylemek savaş ilan etmek demektir.
Unless you want to be next, you're gonna go to the police, and you're gonna tell them that you ordered Darius to kill that woman.
Sıradaki olmak istemiyorsan, polise gideceksin ve onlara, o kadını öldürme emrini Darius'a senin verdiğini söyleyeceksin.
- I know, but we don't need to tell them that it exists.
- Biliyorum, ama bunun var olduğunu da söylememiz gerekmez.
I'll also tell them that a patient died on your watch two years ago, a Mrs Ferguson, who left you her estate!
Ayrıca onlara, iki yıl önce senin gözetimindeyken ölen bir hastanın, Bayan Ferguson'un, bütün varlığını sana bıraktığını da söyleyeceğim!
I'm going to tell them that you're interested.
sizin de ilgilendiğinizi söyleyeceğim.
I must write to my son and Sir John and tell them that we are changing sides and that they now must turn against Tudor and Buckingham.
Oğluma ve Sör John'a, taraf değiştirdiğimizi ve onların Tudor ve Buckingham'a karşı harekete geçmelerini bildirmeliyim.
When they put their head around the door, you tell them that you need the lavatory.
Kapıya geldiklerinde lavaboya gitmen gerektiğini söylersin.
I just regathered my round table to tell them that in this case, someone did do it.
Az önce yuvarlak masamı toplayıp bu olayda birisinin bunu yaptığını söyledim.
Joey, tell them that they're wrong.
Joey, onlara yanıldıklarını söylesene.
You're gonna go back to Caza, and you're gonna tell them that Bello is not afraid of him.
Caza'ya geri döneceksin ve onlara Bello'nun onlardan korkmadığını söyleyeceksin.
Oh... and if my associates, Ira Goldfarb and Sam * * * show up with a U-Haul, just tell them that Gandolf is not in the tower.
Ve ortaklarım, Ira Goldfarb ve Sam yanlarında bir eşcinselle gelirse, onlara Gandolf'un kulede olmadığını söyleyin.
I break in, I find the body, then I call downstairs to the front desk, tell them that the lock has been cut.
İçeri gireceğim, cesedi bulacağım sonra ön masanın oradan aşağıyı arayıp, kilidin kesildiğini söyleyeceğim.
I spent the last 10 years of my life getting ripped, and all I had to do was tell them that they had mismatched earlobes?
Son 10 yılımı hayatımı düzene sokmak için harcadım ama sen bana onlara sadece kusurlarını söylememin yeterli olduğunu mu söylüyorsun?
I know that. So we tell them they just...
Evet.
They say that if you just tell them where mom is that this will all just be- -
Eğer annemin nerede olduğunu söylersen bunların hepsinin...
Tell your gods that Crixus pisses upon them.
Tanrilarina de ki ; Crixus üstlerine isiyor!
I-I told her that I'd go to the police if she tried to stop me. I told her that-that I'd tell them about her.
Beni durdurmaya çalışırsa polise gideceğimi ve onu ihbar edeceğimi söyledim.
So you go to that address and you tell them I trained you in my kitchen.
Bu adrese gidip benim mutfağımda eğitim gördüğünü söyleyeceksin.
That's a lie they tell dumb people when they're fitting them for work boots.
Bu aptallara iş ayakkabısı denetirken söyledikleri bir yalandır.
I made a promise such a long time ago that I was gonna take in experiences, all of them, so that I could tell other people about them and maybe save them, but it gets so tiring...
Uzun zaman önce kendime her türlü tecrübeyi yaşayacağıma dair söz vermiştim, böylece başka insanlara anlatıp yazarım diyordum ama zor geliyor artık.
Tell the crew that if they're not done, I'll bury them in the foundation like pharaohs'architects.
İşçilere galaya kadar bitirmezlerse onları firavunun mimarlarını gömdüğü gibi evin temeline gömeceğimi söyle.
Well, they don't do everything that I tell them.
Onlara söylediğim her şeyi yapmıyorlar.
Look, you go down to Ops and tell all them that instead of shutting this place down and earning their freedom, they're just gonna have to shine it on a little bit longer for Uncle Sam.
Sen merkeze git ve herkese Bölüm'ü kapatıp özgürlüklerini geri almak yerine bunlarla ilgilenmeleri gerektiğini söyle.
Tell them to stop making all that noise.
Tüm bu gürültüyü durdurmak için söyle onlara.
He's legally obligated to tell them of anything that might interfere with the sale.
Yasal olarak, satışa müdahale edecek her şeyi onlara söyleme yükümlülüğü var.
So you can believe me when I tell you that only you can help these people understand that something that hurts them in the short run will help them in the long run.
O yüzden sana, bu insanlara kısa vadede canlarını yakan şeyin, uzun vadede onlara yardımı dokunacağını yalnız sen anlatabilirsin dediğimde bana inan.
What kind of bugs theo took. Maybe that will tell us why he took them.
Belki bu bize o böcekleri neden aldığını gösterir.
Tell whoever approved this that your face is a present from me to them!
Bunu kim onayladıysa yüzünün hâli, benden onlara hediye olsun!
We have to keep it that way. Why not tell them?
Neden onlara söylemiyoruz?
But who do you tell that you were involved in a UFO incident without them looking at you like you ain't wrapped too tight?
Karşı taraf size delirmişsiniz gibi bakmadan bir UFO olayına dahil olduğunuzu kime anlatabilirsiniz ki?
We'll just... we'll call the owner and we'll tell him that we found them in a dumpster.
Biz sadece... Biz sahibi arayacağım ve ona kaykayları çöpte bulduğumuzu söyleyeceğiz
Tell them to prepare all documents, that's all.
Onlara tüm belgelerini hazırlamasını söyle.
I'll go and tell them, that I'm sick.
Gideceğim ve onlara hasta olduğumu söyleyeceğim.
Tell them, that he's the enemy's brain-washed soldier.. .. and a terrorist, not one of our commandos.
Beyni yıkanmış düşman bir terörist askerin bizim komandomuz olmayacağını söyle.
Yeah, but if there's one thing we should tell them, it's that.
Evet, ama söylememiz gereken bir şey varsa o da budur.
Tell them I will accept, but my boys must be rescued straight away, and my Grey son, Thomas, he will join the raid to see that all goes well.
Onlara kabul edeğimi bildir, fakat çocuklarım hemen kurtarılmalı, ve oğlum Thomas Grey, akıncılara katılıp olayları izleyecek.
But why would Buckingham tell the men in the very moment we muster them to free my boys that our cause is already lost?
Fakat niçin o zaman Buckingham adamlarına nedenimiz ortadan kalktığı halde, çocuklarımı kurtarmak için toplandıklarını bildirsin?
♪ How could anyone tell them ♪ That some things are not what they seem?
Onlara nasıl söylenir ki, bazı şeylerin göründüğü gibi olmadığı.
YOU KNOW, I JUST GO TALK TO SOME OF THEM AND TELL THEM WHAT HAPPENED AND, YOU KNOW, JUST PROVE TO EVERYONE THAT THIS ISN'T A PROBLEM.
Bilirsiniz, onlarla biraz konuşmak ve aslında neler olduğunu söylemek ve bunu çok sorun etmediğimi göstermek istiyorum.
He used to tell their moms that he would keep them off the streets. Yeah.
Annelerine çocuklarını sokaklardan uzak tutacağını söylerdi.
tell them 565
tell them the truth 59
tell them what 53
tell them what you told me 20
that 10639
that's nice 2129
that's enough 4716
that's gross 203
that's it 18340
that's good 7000
tell them the truth 59
tell them what 53
tell them what you told me 20
that 10639
that's nice 2129
that's enough 4716
that's gross 203
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334