English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Thread

Thread translate Turkish

1,665 parallel translation
I used to thread needles for my grandmother.
İpliklerini iğneye hep ben geçirirdim.
I have one thread of hope.
Bir ümit ışığı var.
Beer caps are good because the teeth keep the thread in place.
Bira kapakları iyidir çünkü dişleri ipliği yerinde tutar.
You're a double thread.
Sen çifte tehditsin.
All through this affair, the problem... it has been to clear out of the way... all the extraneous matters... which, though criminal in themselves... obscure the thread most important... the thread that leads us to a killer who is determined... ruthless, and in your midst.
Bu olayın çözümündeki en büyük zorluk her biri suç oluşturan, ikincil öneme sahip olayların en önemli ipucunu gizlemesiydi. O önemli ipucu ise bizi şu anda aranızda olan kararlı ve acımasız bir katile götürecekti.
'I'm beginning to believe in the cord of light... that spins from Millbank to here... the thread that connects us.
Millbank'den buraya kadar örülmüş olan ve bizi birbirimize bağlayan ışık demetine inanmaya başlıyorum.
You have the last thread of my heart.
Sen, kalbimin son bağına sahipsin.
I wonder... when the thread grows slack... will you feel it'?
Merak ediyorum bu bağ gevşediğinde hissedecek misin?
Amos was following that thread from the beginning.
Amos başlangıçtan buraya kadar olan her adımı takip etti.
My room has rainbow-striped walls, a closet that wouldn't even fit my dolce Gabbanas and Pepto-coIored sheets with happy little butterflies and no thread count.
0damın gökkuşağı çizgili duvarları var, Dolce Gabbana'larımı bile sığdıramayacağım bir dolap, ve Pepto pembesi, üzerinde ufak kelebekler olan, ipek bile olmayan çarşaflar.
First, she takes a golden thread then an orange one.
ilk önce, altın şeyi alır turuncu olanı
We brought you from 1918 to now, and when you go back to 1918, your life will be like a thread, stitching time back together again.
Seni 1918'den şimdiki zamana getirdik, ve şimdi 1918'e geri döndüğünde, hayatın bir bağ olacak, ve zamanı tekrar birbirine bağlayacak.
Threads, thread.
İplikler, iplikler.
I'm seeing thread.
İplik görüyorum.
I sensed a common thread.
Yaygın bir ip ( ortak konu ) sezdim.
Sown with the thread of dreams, these web of words
Bu kelime ağları Hayallerle örülmüş,
Can't feel the needle or thread, can't feel your hands on mine.
Ne iğneyi hissediyorum ne de ipliği. Elinin, elimin içinde olduğunu da hissedemiyorum.
The thread.
İplik.
When the killer put the bomb back in the bag, he sewed it up and he licked that thread.
Katil bombayı kum torbasına koyduktan sonra parçayı tekrar dikmiş ve bu iplik parçasını yalamış.
Got to thread BiPAP.
BIPAP.
The man likes a high thread count.
Adam yüksek hesap gelen yerleri seviyor..
Material ID, 42556 Size : 38 Thread level :
- Tehdit Seviyesi : Minimum.
Gus, find me a giant needle and thread.
Gus, bana bir çuvaldızla iplik bul.
A needle and thread big enough, she could mend the world.
Bir iğne ve yeterince iple, dünyayı düzeltebilir.
Give my girl a needle and thread big enough, she could mend the world.
Bir iğne ve yeterince iple, dünyayı düzeltebilir.
A magical thread was extracted and it became more prized than gold or jade.
Ardından ortaya altın ve mücevherden daha değerli olan bir ip çıkmış.
The thread was silk.
Bu ip, ipekmiş.
These are then gathered and spun into raw silk thread.
Bunlar daha sonra toplanarak ham ipek olarak sarılırlar.
I hate it when they manipulate children like this, and with your entire future hanging by a thread.
Polislerin çocukları bu şekilde kandırıp geleceklerini mahvetmelerinden nefret ediyorum.
Do you have a needle and thread?
İğne ve dikiş ipiniz var mı?
My lawyer says my disability case is hanging by a thread.
Avukatım yetersizlik durumunda topun ağzında olacağımı söylüyor.
The thread is green nylon.
İpi, yeşil naylon.
- I can't thread the guidewire.
- Peki. Tamam.
Checking the thread count? Yes.
- Dikiş tipine mi bakıyorsun?
All right, well, okay, I've been going over our recorded subspace logs and I'm trying to extrapolatethe single thread that will lead usto the area of spaceassociated with the device.
Tamam, altuzay kayıtlarımızın üzerinden geçiyorum ve bizi cihazın bulunduğu uzay bölgesine ulaştıracak olanı tahmin etmeye çalışıyorum.
Giselle's hanging by a thread.
Giselle'in akıbeti pamuk ipliğine bağlı.
And this thread matches the thread in the dress.
Bu iplik de elbisenin ipliğine uyuyor.
What happens is a stylist weaves a thread through your eyebrow, and then pulls the whole thing at once.
- Kaşı iple alınca kökünden gelir. - Hadi canım.
And given the slenderness of the thread on which your professional future hangs, it will behoove you to answer every one of them completely and honestly.
Ve gelecekteki kariyerinizin bağlı olduğu bu narin iplik, sizin her soruma tam ve doğru cevaplar vermenizi sağlayacak.
Egyptian cotton. Like, eight-million thread count.
Mısır pamuğundan.
Are you as good with a needle and thread as you are with a smith and wesson?
Smith Wesson kullanmakta iyi olduğun kadar dikiş nakış'ta da iyi misindir?
And if there's some... common thread here... help to ID him.
O olaylarla ortak bir şey bulursak kimliğini teşhis edebiliriz.
There's a, uh, a thread
Bir iplik
Other times the thread snaps,
Diğer zamanlarda iplik kırılır
Because Mark Redding's wife was murdered lt night, and his daughter is hanging on by a thread at Desert Palm Hospital, that's why.
Çünkü Mark Redding'in karısı dün gece öldürüldü, ve kızı da Desert Palm'da ölümle pençeleşiyor da... ondan.
Right. Now that you know it's a button, It's the eye for the thread.
Artık düğme olduğunu bildiğimize göre bu da ipliğin geçmesi için açılmış olmalı.
Amos was following that thread from the beginning.
Amos en başından beri o işin peşindeydi.
Bottom of that bureau, my aunt keeps her sewing stuff. I need needles, thread.
O komidinin en altında, teyzem dikiş malzemelerini saklardı.
What is truly sad however, is that when we cease the idea that the stories from Christianity, Judaism, Islam and all the others are literal history, and accept them for what they really are, which are purely allegorical expressions derived from many faiths, we see that all religions share a common thread.
Asıl üzücü olan ise, ancak Hıristiyanlık, Yahudilik, İslam, ve tüm diğerlerinin hikayelerinin gerçek tarih olduğu düşüncesini terk edebildiğimiz ve ve onları gerçekte oldukları gibi kabul ettiğimiz zaman, ki bu onların, pek çok inanışın devşirilmiş, ve kolay anlaşılır halde dile getirilmiş halleridir,
This plunder left the species hanging on by a thread.
Yapılan bu yağma, soyun akıbetini pamuk ipliğine bağlı hâle getirdi.
Thread pattern's consistent with the end of a pipe.
Oyuğun biçimi bir boru ucu ile uyumlu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]