English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / To stay alive

To stay alive translate Turkish

978 parallel translation
If you want to stay alive, stay invisible.
Hayatta kalmak istiyorsanız, görünmez olun.
Because he means you to stay alive.
Neden? Çünkü senin yaşamanı istiyor.
I manage to stay alive.
- Hayatta kalmayı beceriyorum işte.
Might find it harder to stay alive along the Missouri border.
Missouri sınırında hayatta kalmak zor olabilir.
Germany is like a powerful thickset bull which needs all its strength to stay alive
Almanya tüm gücüyle hayatta kalmaya çalışan güçlü, tıknaz bir boğa gibidir.
The odds are too great against me. I've seen so much death I want to stay alive.
Bahislerde büyük favori ben değilim ama...
Just trying to stay alive.
Sadece hayatta kalmaya çalışıyorsun.
And we'll use those guns to keep your only chance to stay alive.
O silahları kullanacağız, sen de kullanacaksın Doktor. Hayatta kalmak için gerekli tek şansını korumak için sen de kullanacaksın Doktor!
Stop minding other people's business if you want to stay alive.
Yaşamak istiyorsan başkalarının işine burnunu sokma.
Is it reasonable for anything to stay alive after hitting Earth that hard? .
Bu kadar hızlı bir düşüşten sonra hayatta kalmak mümkün müdür?
But go ten paces beyond where I stopped and you're in the bush, the living jungle, where no man has a name and the only law is to stay alive, even if you live like a beast.
Ama durduğum yerden on adım at, ormandır. Yaşayan bir orman, hiç kimsenin adının olmadığı, hayatta kalmanın tek yolunun canavar gibi yaşamak olduğu yer.
Here's our one chance to stay alive, if I can blow it up.
Bunu havaya uçurabilirisem yaşama şansımız olabilir.
He kept his hand over his throat to stay alive and he still went after them.
Ölmemek için elini boynuna bastırıp onların peşinden gitmiş.
Me and Billy? Do you care that you owe it to us to try to stay alive... instead of committing suicide?
Cinayet işlemek yerine canlı kalmayı bize borçlu... olduğunu umursuyor musun?
- Just enough to stay alive.
- Hayatta kalmama yetecek kadar.
All he prayed for, Father, was to stay alive long enough for you to get here and be with him at the end.
Duaları hep, son nefesini vermeden sizi yanında görene kadar... hayatta kalmak içindi.
How have you managed to stay alive?
Hayatta kalmayı nasıl başardın?
You'd better do as I say, if you want her to stay alive.
Dediğimi yapsan iyi olur, eğer hayatta kalmak istiyorsan.
Manny, I just want you to stay alive.
Manny, sadece hayatta kalmanı istiyorum.
And then I fought like a tiger to stay alive!
Yaşamak için aslanlar gibi dövüştüm.
It'll take both of us working together to stay alive.
Hayatta kalmak için ikimizin birlikte çalışması gerekli.
But right now, you need a way to stay alive more than you need sympathy.
Fakat şu an için, ağlayıp sızlanmaktan çok hayatta kalmaya ihtiyacınız var.
And you'll have to be five times more soldier than any man in this outfitjust to stay alive.
Bu askeri birlikte canlı kalabilmek için herhangi bir adamdan beş kat daha fazla güce sahip olmalısın.
But I'm going to stay alive!
Yine de hayatta kalacağım!
We're just two people trying to stay alive.
Bu mantıksız. Biz yalnızca hayatta kalmaya çalışan iki kişiyiz.
Lady, you don't know how hard I'm trying to stay alive.
Bayan, Benim hayatta kalmaya çalışmamın ne kadar zor olduğunu bilmiyorsun.
I'd try to stay alive and so would you.
Ben hayatta kalmaya çalışırım, sen de öyle.
AND THE BIG PROBLEM'S GONNA BE TO STAY ALIVE, I MEAN, THE THREE OF US.
Ama bir daha seni bir şeyler araklarken görürsem sadece bir kere, seni öldürürüm!
I look to stay alive, that's what I do!
Hayatta kalmaya çalıştım, yaptığım bu!
But the first one's to stay alive.
Ama birincisi hayatta kalmak.
This time we don't fight just to stay alive, like before.
Bu sefer daha evvel olduğu gibi hayatta kalmak için savaşmayacağız.
I think it will help us to stay alive.
Bu tüfek hayatta kalmamıza yardım edebilir.
You and your companions need a drug to stay alive.
Sen ve yoldaşların, hayatta kalmak için ilaca ihtiyacınız var.
They need you to stay alive.
Size sağ ihtiyaçları var.
Fox... Foxy here is just trying to stay alive till Tuesday.
Bu kurnaz tilki salı gününe kadar hayatta kalmayı deniyor sadece.
Countless weeks and months of running. Endless running, endless searching for the man with one arm, pausing only for a job like this to stay alive. Richard Kimble, fugitive.
Haftalarca, aylarca koştuktan sonra tek kollu adamı arayarak hayatta kalmak için bunun gibi işlerde sadece duraksayarak kaçak Richard Kimble, namı diğer satış elemanı Dan Crowley'dir.
You'll have to stay alive to do it, so tell'em that.
Canlı kalmak istiyorsan, söyle onlara..
What I don't understand is how we're going to stay alive this winter.
Bu kış nasıl hayatta kalacağız bilmiyorum.
We haven't enough water left... to stay alive.
Hayatta kalmak için Yeterli suyumuz da kalmadı...
You gotta be a liar to stay alive.
Yaşamak için yalan söylemek lazım.
Do a lot of things to stay alive.
Yaşamak için çok şey yapılır.
To stay alive.
Yaşamak için.
We try very hard to stay alive.
Hayatta kalmak için çok çaba harcıyoruz.
You won't have to pay anymore to stay alive.
Artık hayatta kalmak için ödeme yapmak zorunda olmayacaksın.
But I'd rather die out there in a snowstorm, be buried alive than to stay here one more minute.
Ama burada bir dakika daha kalmaktansa, diri diri gömülüp... dışarıda kar fırtınasında ölürüm daha iyi.
Stay close to that boy, and this I promise you, if we get out of this wolf trap alive,
Bu çocuğu yanından ayırma, ben de sana verdiğim sözü tutayım. Eğer bu tuzaktan sağ çıkarsak, seni kurtarmak için elimden geleni yaparım.
Want to be a hero or stay alive?
Kahraman olmak mı istiyorsun, yaşamak mı?
We had to stop the Germans at the footbridge or none of us would stay alive.
Almanları yaya yolunda durdurmalıydık.. yoksa hiç birimiz hayatta kalamazdı.
Stay alive if you want to eat.
Onu yemek isteyen canlı kalsın.
No policeman alive can stay on his trail if he wishes to elude him.
Atlatmak istediği hiçbir polis onu takip edemez.
I hope you stay alive to enjoy it (! )
Tadını çıkarmak için hâlâ birkaç günün var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]