Train whistle blows translate Turkish
17 parallel translation
Believe me, love- - [Train Whistle Blows] nothing in life is ever that serious.
İnan bana, aşk- - [Train Whistle Blows] hayatta hiçbir şey aşk kadar ciddi olamaz.
( TRAIN WHISTLE BLOWS )
( TREN DÜDÜĞÜ )
[Piwonski Continues ] with sections of barracks, with posts, barbed wire, bricks... [ Piwonski Continues ] and construction of the camp as such began. [ Train Whistle Blows]
Birçok katar baraka malzemeleriyle, kazıklarla, dikenli tellerle, tuğlalarla gelmiş ve kampın inşası da böylece başlamış.
[Woman, In English ] In Theresienstadt, this time it reached us, the transport to the east. [ Train Whistle Blows]
Theresienstadt'ta doğuya nakledilme sırası bu defa bize gelmişti.
[Train Whistle Blows] White folks.
Beyazlar.
- I'll look up with you in one minute. - [Train Whistle Blows]
Bir dakika sonra birlikte izleriz semayı.
You know that as well as I do. ( DISTANT TRAIN WHISTLE BLOWS )
Sen de benim kadar iyi biliyorsun.
[train whistle blows] Ahhhh! How do you like-a my canole now, eh?
Sandalımı beğendin mi?
( Train whistle blows in distance ) It's okay. She's not gonna feel any pain.
Sorun yok, hiç acı hissetmeyecek.
You are a very wanted man. [scoffs ] [ train whistle blows]
Sen çok istediği bir adam vardır. [Scoffs]
- [Continues ] - [ Train Whistle Blows]
Ve gülümseyin, gülümseyin... Bir sabah yıldızı Sigaranızı yakarken
[Whistle Blows] I'm gonna miss my train.
[Whistle Blows] Trenimi kaçırıcam.
[Train Whistle Blows]
Başımızda Nazi subayları yoktu.
( Train Whistle Blows ]
Vazelin
( TRAIN WHISTLE BLOWS )
Tam olarak nerede? Urallar'da.
TRAIN WHISTLE BLOWS That's a terrible noise.
Ne feci bir ses.
[Blows train whistle] All aboard!
Herkes bindi!
whistle blows 94
blows 55
blows raspberry 32
blows air 26
blows whistle 37
train 294
trainer 50
training 137
trains 77
trainee 21
blows 55
blows raspberry 32
blows air 26
blows whistle 37
train 294
trainer 50
training 137
trains 77
trainee 21