Transportation translate Turkish
1,499 parallel translation
Transportation, weapons, specialised backup.
En az 8 adam olmalı. Araçlar, silahlar, uzman ekip.
Forgive the mode of transportation.
Böyle getirildiğiniz için kusura bakmayın.
In the wrong hands, it can crash markets, destroy banks, shut down transportation, bring military installations to a halt.
Bu yanlış ellere geçerse piyasaları çökertir,.. ... bankaları yok eder, ulaşımı kapatır,.. ... askerî tesisatları mahveder.
Later that day Michael finalized the sale of the corporatejet... and was also able to solve the family's transportation problem.
Ertesi gün Michael şirketin uçağını satmayı başardı... ve ayrıca ailenin ulaşım sorununa bir çözüm buldu.
You know how long it takes to get in touch with anybody at the Transportation Safety Bureau? It's way out of hand.
Ulaşım Güvenliği Bürosu'ndan birine ulaşmak ne kadar sürüyor biliyor musunuz?
That means they're looking for transportation.
Öyleyse taşıt arayacaklardır.
She just needed a little patience and no access to public transportation.
Sadece biraz sabır gösterilmesine ve toplu taşıma araçlarından uzak kalmaya ihtiyacı vardı.
- Public transportation is the great equaliser.
Toplu taşıma, eşitlik sağlayan harika bir araçtır. Eşit olmak istemiyorum.
Transportation of human cargo, especially dead cargo, through the Allied postal system is punishable by five to 10 years on a penal moon
İttifak posta sisteminde insan nakletmenin cezası özellikle de ölü olarak, hapishane uydusuna 5 ila 10 yıldır.
Transportation of human cargo, especially dead cargo, through the Allied postal system... is punishable by 5 to 10 years on a penal moon.
İttifak posta sisteminde insan nakletmenin cezası özellikle de ölü olarak, hapishane uydusuna 5 ila 10 yıldır.
It's bread. Okay, look, if you're gonna insist on the cheese and the sauce, you're gonna have to provide the transportation yourself.
- Peynirde ve sosta ısrar edeceksen nakliyeyi kendin halletmen gerek.
How, he has no transportation.
Ama nasıl? İşe gitmek işin taşıtı yok.
Have you given any more thought to getting your own transportation?
Kendi aracını almak için biraz daha kafa yordun mu?
Why don't you take public transportation?
Neden toplu taşımayı kullanmıyorsun?
Public transportation is for jerks and lesbians.
Toplu taşıma, ahmaklar ve lezbiyenler içindir.
I just offered to provide the transportation.
Ben sadece ulaşım aracını sağladım.
- Where is my transportation?
- Ulaşım aracım nerede?
'I have control of the nuclear transportation known to you as Stick One.'
Stick One adını verdiğiniz nükleer yükünüzün kontrolünü ele geçirdim.
- A transportation device.
- Bir ulaşım aygıtı.
Now that we know that the Stargate is a transportation device, they must be coming through that.
Artık Yıldız Geçidi'nin bir ulaşım aracı olduğunu bildiğimize göre, onun içinden geliyor olmalılar.
The line between them is the path of transportation.
Aralarındaki çizgi ulaşım yönü.
I've always been fascinated by transportation.
Ulaşım her zaman ilgimi çekmiştir.
I'll arrange transportation and surveillance.
Ulaşımı ve gözetimi ben ayarlarım.
And I was wondering if he could possibly pick me up this evening, as I am currently without transportation.
Şeyi merak ediyordum, kendisi bu akşam gelip beni alabilir mi acaba? Ulaşım aracı sıkıntısı çekmekteyim de.
Think ofwhat they've had to write about. Hostages, Afghanistan. Transportation chaos.
Son birkaç aydır, her şey garip... rehineler, Afganistan... oynayabilmemiz bile mucize.
In the last 2000 years, many nations wanted to control this special place that was useful for transportation between Europe and the Middle East.
Son 2000 yıl boyunca, birçok ülke, Avrupa'yla Orta doğu arasındaki taşımacılıkta çok önemi olan bu özel yeri, kontrolü altına almak istedi.
When we already have the shoe-bomber who would have blown up an airplane if he had a butane lighter, according to the FBI why would Transportation Security say it's okay to take four books of matches and two lighters as you board a plane?
Bir de Richar Reid adlı ayakkabı bombacımız vardı. FBI'a göre gazlı çakmağı olsa patlatabilirdi. Öyleyse neden güvenlik 4 kutu kibrit ve 2 çakmağa izin veriyor?
Transportation Liaison for Passenger Assistance.
Yolcu Yardımı için Nakil Bağlantısı.
I'm Transportation Liaison in charge of Passenger Assistance.
Ben Yolcu Yardımı yetkili Nakil Bağlantısıyım.
No power, no gas, no drinking water, no coal, no transportation.
Güç yok, benzin yok, içme suyu yok, kömür yok, ulaşım yok.
Striking transportation workers...
- Grevdeki ulaşım çalışanları...
Because this admissions essay is open record... let me just say that our transportation into the United States was... economy class.
Bu yazı, her türlü incelemeye açık bir belge olduğu için... Amerika'ya yaptığımız yolculuğun ekonomi sınıfı... olduğunu belirteyim.
First off, I'm concerned about your transportation situation.
Birinci endişem, senin ulaşım durumun.
... the goods, at all times, after delivery to Coca-Cola or a transportation company- -
... mallar her zaman, Coca-Cola'nın tesliminden sonra ya bir nakliyat şirketi- -
If that doesn't work, there's molecular transportation.
O da olmadı, moleküler transportasyon var.
It's a world where people depend completely on their cars for transportation and where walking has become such a chore that we rely on machines to do it for us.
Burası, insanların arabalara bağımlı olarak yaşadıkları bir dünya. Yürümek o kadar zahmetli bir iş ki, bunu bizim için yapacak makineler var.
I could arrange for transportation.
Ulaşımı ayarlayabilirim.
Gentlemen, in these final days, we will use our air superiority to increase attacks on the German transportation network.
Beyler bu önümüzdeki günlerde, Alman ikmal hatlarına saldırımızı arttırmak için hava kuvvetlerimizi kullanacağız.
I too have to pay for transportation and conservation.
Ben de bunları taşıma ve saklama için masraf yapıyorum.
Transportation, room and board is additional.
Nakil ve oda ücreti de dâhil.
- I already have. I've closed down public transportation and told people to stay in their homes.
Toplu ulaşımı kapattım ve insanlara evde kalmalarını söyledim.
I need transportation to meet me on the corner.
Köşede benimle buluşması için araç istiyorum.
I need that transportation now.
Derhal araca ihtiyacım var.
We need to find transportation.
Bir araç bulmalıyız.
Expedited credentials, transportation...
Kimlikler, ulaşım- -
Yeah, I'm cross-checking it with Telfor armored transportation.
Telfor Zırhlı Taşımacılık'ın veri tabanında arayacağım.
As soon as i can arrange transportation i'll return with the child to new york city.
Nedenini açıklamasam da olur. Nakliye işini ayarlar ayarlamaz çocukla birlikte New York'a döneceğim.
That was a transportation nightmare... and, of course, his daughter was upset with the move...
Tam bir ulaştırma kabusuydu. Kızı çok kızdı.
Now, if you'd give me the bag for transportation.
Nakil çantasını ver.
In 1928 in Giza, Egypt, archaeologists unearthed an ancient device capable of transportation to other planets by means of a subspace wormhole.
1928'de Giza, Mısır'da arkeologlar, dünya dışı bir cihaz buldular bu cihaz diğer gezegenlere, solucandeliği yoluyla altuzaydan yolculuk etmeyi sağlıyor.
- "Who's in charge of transportation? Okay." - Chase, you on with C.T. U?
Chase, CTU'yla mı konuşuyorsun?
trans 37
transformers 18
transport 55
translate 75
transcript 84
transfer 53
translation 146
translator 36
transform 20
transferred 34
transformers 18
transport 55
translate 75
transcript 84
transfer 53
translation 146
translator 36
transform 20
transferred 34