Trust me on that translate Turkish
241 parallel translation
You can trust me on that.
Bu kesin bir bilgi.
- Trust me on that one.
- Bu konuda bana güven. - Neden?
Trust me on that
Şimdilik müsaadenizle.
Trust me on that.
Bu konuda güven.
He ain't no hero. You can trust me on that.
Kahraman falan değil, O. Bana inanabilirsiniz.
You can trust me on that, buddy.
Bu konuda bana güvenebilirsin.
Trust me on that.
Bu konuda bana güven.
You can trust me on that.
Bunda bana güvenebilirsiniz.
Trust me on that, will you?
Bana güven, tamam mı?
You can trust me on that.
Bu konuda bana güvenebilirsin.
You have to trust me on that one.
Bana güvenmek zorundasın.
You're just going to have to trust me on that.
Sadece bana güvenmeniz gerekiyor.
Trust me on that. I'm a fast learner. Show me in a lab once and I've got it down.
Laboratuarda bir kez gösterin hemen kaparım.
Trust me on that, okay?
Bana bu konuda güven, tamam mı?
You trust me on that.
Bu konuda bana güvenebilirsin.
You have to trust me on that.
Bu doğru olmaz bebeğim. Bu konuda bana güvenmelisin.
Trust me on that.
Güven bana.
Trust me on that.
Bu konuda bana güvenebilirsin.
Trust me on that.
Bana inan.
Trust me on that.
Sözüme güven.
You're just gonna have to trust me on that.
Sadece bana güvenmen lazım.
You have to trust me on that.
Bana güven.
And you're just gonna have to trust me on that.
Bana güvenmek zorundasın.
Trust me on that, son.
Bana bu konuda güven evlat.
Trust me on that.
Bu konuda bana güvenin.
I got your back, dog. Trust me on that.
Senin arkandayım ahbap, bana güven.
And you can trust me on that.
Bu konuda bana güven.
- Wood boats can win, trust me on that.
- Ahşap kayıklar da kazanabilir.
Trust me on that one.
Çok azının, bu konuda güven bana.
So tomorrow will be just a formality, the test. We want to see what you look like on film, that's all. Trust me.
Yarınki deneme sadece bir formalite, filmde nasıl gözüktüğünü görmek için.
I just wanted to say I'm on to a story and that you can trust me
Sadece bir hikâyê peşinde olduğumu söylemek istedim ve bana güvenebilirsin.
Comin'from a guy who carries an autographed picture of Norman Bates in his wallet, that doesn't mean too much. Trust me on this one, Hank.
Norman Bates'in resmini cüzdanında taşıyan bir adamın söylediği pek de birşey ifade etmez zaten!
You might just trust me a little after all that's gone on.
Yeni arkadaşlar edindim. Bana yolumu bulmamda yardımcı oluyorlar.
Trust me, when the hands on that watch hit 9...
Bana güvenin, bu saatin kolları dokuza geldiğinde...
And I don't want you to feel that you can't be... completely honest with me... because marriage needs to be based on openness and trust... as well as basic sexual compatibility.
Ve beni üzmemek için dürüstlüğünden ödün vermeni istemiyorum çünkü evlilik güven ve açık sözlü olmayı gerektirir tıpkı ten uyumu gibi....
How can you trust a junkie? You going to buy one some day, you come on me like that.
Bir gün bu yüzden alnının ortasına bir kurşun yersin.
Well, trust me, the odds on that are pretty damn small right about now.
İnan bana, bu kafayla hiç şansın yok.
Scorpius did not allow that to happen. You have to trust me on this.
Ve o etobur o.. ço.. nu öldürebiliriz, ama ne yapacaksak hemen yapmalıyız.
Trust me, at this point, I'm past the fact... that every single guy likes you better than me. You just hate every single guy... on the face of the earth. Oh, face it.
Güven bana, bu noktada, her erkeğin senden daha çok hoşlanması gerçeğini geride bıraktım.
On that you can trust me.
Bu konuda bana güvenebilirsiniz.
It's not that I'm easy or anything. It's just you got to trust me on this.
Kolay elde edilen biri olduğum için değil, ama bu doğru.
Carla. Trust me, there's no way that he's cheating on you.
Carla. güven bana, onun seni aldatmasının hiçbir yolu yok.
Trust me. I got your back on that one. Yeah.
- Bu konuda bana güvenebilirsin.
Got it. And keep in mind that getting up on a table and performing a song of any kind will haunt you for the rest of your life. Trust me.
Masanın üzerine çıkar ya da şarkı söylersen, hayatın boyunca bunlar sana hatırlatılır.
I-I know you like to think that I'm a lot more complicated than I seem, but please, trust me, nothing much going on up there, okay?
Göründüğümden çok daha karmaşık olduğumu düşünmek istiyorsun ama inan bana burada pek bir şey yok.
Ed, that tap you asked me to run on Mihalyo's trust fund just got a hit.
Ed, şu Mihalyo'nun Güvenli Fonunda takip etmemi istediğin hareket az önce oldu.
I deal with dysfunctional families on a daily basis... and trust me, everyone has a story, and none of you are that special.
Çarpık aile sorunlarıyla gün içerisinde uğraşıyorum ve inanın, herkesin bir geçmişi var ve sizinkiler de çok olağanüstü değil.
Trust me. You do not wanna be the kid that's on the other end of the bench.
Yedek kulübesine çakılıp kalmış bir çocuk olmak istemezdin.
Trust me, that'll never work on that door.
- Bu kapı ile olmaz.
Tell her to trust me and just stay on that ridge and just slowly work her way down it.
Bana güvenmesini ve sırtta kalsın ve yavaşça aşağı doğru insin.
It's absolutely safe, and trust me, she won't be going anywhere on that dosage.
Bir şey olmaz. Bana güvenin.
trust me 7875
trust me on this one 41
trust me on this 103
on that 88
on that note 90
on that night 19
on that side 16
on that day 78
trust 267
trust no one 56
trust me on this one 41
trust me on this 103
on that 88
on that note 90
on that night 19
on that side 16
on that day 78
trust 267
trust no one 56
trust yourself 35
trust your instincts 47
trust us 78
trust him 43
trust you 140
trust her 19
trustworthy 32
trust your instincts 47
trust us 78
trust him 43
trust you 140
trust her 19
trustworthy 32