Trustworthy translate Turkish
672 parallel translation
That's why I'm giving it to our bank's trustworthy servant.
Bu yüzden bankamızın güvenilir hizmetkarına teslim edeceğim.
And I hand to each of you the new insignia... placing them with confidence... in the hands that I see as the most trustworthy there are in Germany.
Her birinizi yeni rütbeler veriyorum... bunları güven içinde takıyorum... Almanya'da en güvenilir gördüğüm kişilere.
Don't worry, last night a very trustworthy friend kept his eyes open.
Merak etme, dün gece çok güvenilir bir dost gözlerini açık tuttu.
Is he trustworthy?
Güvenilir biri midir?
By the way, that girl you mentioned, is she trustworthy?
Bu arada Candy, şu bahsettiğin kız, ona güvenebilir miyiz?
Only, I thought I was the most trustworthy of the three.
Sadece düşündüm ki üçümüzün içinde en güvenilir olan benim.
I said the most trustworthy.
En güvenilir dedim.
That's why I think I'm the most trustworthy.
Bu yüzden en güvenilir benim diyorum.
Is he trustworthy?
Mert biri mi?
In this case, as trustworthy as the world almanac.
Bu durumda, adam dünya almanağı kadar güvenilir.
Mr. Minninger is as trustworthy as the Bible.
Bay Minninger son derece güvenilir biridir.
We may need a trustworthy crew. Not one recruited by the ship's cook.
Geminin aşçısı tarafından seçilmemiş, güvenilir adamlara ihtiyacımız var.
I think a man with a child is more trustworthy.
Bence çocupu olan bir adam daha güvenilir.
To be trustworthy is not more important than to seem to be trustworthy.
Güvenilir olmak güvenilir görünmekten daha önemli değildir.
Why, I'm... trustworthy, loyal, helpful, friendly, courteous, kind, obedient, cheerful, thrifty, brave, clean, and reverent, and we could start a fire without rubbing two sticks together.
Ben güvenilir, sadık, yardımsever dost canlısı, nazik, itaatli, iradeli, cesur, temiz ve saygılıyım. İki çubuğu birbirine sürtmeden ateş başlatabiliriz.
Doc, you're not trustworthy.
Doktor, Güvenilir değilsin.
It shows you're a loyal and trustworthy chap, and I respect that.
Bu senin sadık ve güvenilir bir arkadaş olduğunu gösterir ve buna saygı duyarım.
Terrifying as an enemy, but a trustworthy ally.
Düşman olarak korkulacak, dost olarak güvenilecek biridir.
They are not trustworthy.
Güvenilir değiller.
One thing you can be certain about, Jess is absolutely trustworthy.
Emin olduğum tek bir şey varsa o da Jess son derece güvenilir biridir.
So-called trustworthy people keep finding traces of Gråvik.
Sözümona güvenilir kişiler sürekli Gråvik'in izlerini buluyorlar.
It starts from the basic proposition that nobody is trustworthy.
O hiç kimsenin güvenilir olmadığı temel tekliften başlar.
And a trustworthy hand.
Ve güvenlik önce gelir.
A trustworthy man is a good man.
Güvenilebilir bir insan iyi bir insandır.
Completely trustworthy.
yüzde yüz güvenilir.
Someone trustworthy.
Güvenilir bir adama.
Is he trustworthy?
- Güvenilir midir?
He isn't trustworthy.
Ne güvenilmez bir herif!
Trustworthy soldiers put him on board a boat, headed downstream, out of Paris.
güvenilir askerler onu bir kayığa bindirdiler. Paris'in dışına aşağı doğru yüzdü.
Besides, I have a funny feeling, believe me, it's rare in my profession that you're completely trustworthy.
Bununla beraber, işimde nadiren hissetiğim bir şekilde sizin tamamen güvenilir olduğunuzu düşünüyorum.
Mr. Fang, you're a trustworthy gentleman
Üstad Fang, Siz güvenilir bir silahşörsünüz
I assure you that our staff is completely trustworthy.
Sizi temin ederim ki personelimiz tamamen güvenilirdir.
Makes him look trustworthy.
Daha güvenilir gösteriyor.
You must be delighted to know what a trustworthy fellow I am.
Benim ne kadar güvenilir biri olduğumu öğrenmeniz sizi memnun etmiş olmalı.
Dad, this person is not trustworthy let's teach him a lesson
Baba, artık ona güvenemeyiz İzin ver cezasını vereyim!
The leaders are completely trustworthy and they have precise instructions.
Liderler tamamen güvenilir ve kesin talimatları aldılar.
- Trustworthy?
- Sağlamdır?
- Trustworthy.
- Sağlamdır.
That, yes, is a trustworthy friend.
Evet, işte güvenilir dost odur.
I think this engineer is trustworthy.
Bence bu mühendis güvenilir.
He was a trustworthy kind of person.
O güvenilir bir insandı.
there was a young sister, very good, very trustworthy.
... genç bir rahibe varmış. Çok iyi ve güvenilir biriymiş.
- Yes. Very trustworthy.
- Evet, çok güvenilir.
I don't want to offend anyone, but the Italian witnesses are not trustworthy.
Kimse alınmasın ama İtalyan tanıklar güvenilir değil...
Speak freely : Orsini is a trustworthy young man.
Orsini, güvenilir bir genç adam, merak etmeyin.
Just friends, a few and trustworthy.
Yalnızca birkaç tane güvenilir arkadaş biliyor.
- Only to trustworthy people.
- Ama sadece güvenilir insanlarla.
I think we ought to take a sample of the water ourselves and then get it to a trustworthy chemist.
Sudan numuneyi kendinimiz alıp güvenilir bir eczacıya ( kimyagere ) götürmeliyiz.
I lost my virginity to a trustworthy chemist.
Ben bekaretimi güvenilir bir eczacıya kaybetmiştim.
He's the most trustworthy man and very honest.
En çok güvendiğim ve, en dürüst adamımdır..
- Trustworthy?
- Güvenilir mi?
trust me 7875
trust 267
trust no one 56
trust yourself 35
trust your instincts 47
trust me on this one 41
trust me on this 103
trust us 78
trust me on that 30
trust him 43
trust 267
trust no one 56
trust yourself 35
trust your instincts 47
trust me on this one 41
trust me on this 103
trust us 78
trust me on that 30
trust him 43