Two seconds translate Turkish
2,113 parallel translation
Took like two seconds.
İki saniye falan sürdü.
Two seconds.'cause don't forget, Danny's waiting for you.
İki saniye. Unutma, Danny seni bekliyor.
Two seconds, and I'll be right there.
İki saniye sonra orada olacağım.
It took all of two seconds to help this nice man.
Adamcağıza yardım etmemiz iki saniyemizi aldı.
Two seconds.
İki saniye.
You were gone for like two seconds.
Gidelim iki saniye oldu.
He just confessed to kidnapping Tyler, murdering Light Bulb Len and, no surprise, he ratted out Kincaid in two seconds flat.
Tyler'ın kaçırılmasını, Ampül Len cinayetini, Kincaid'in yaptığını anlatıp... 2 saniyede sıçanları Kincaid'e fırlattı.
You've been on the job for two seconds, and she's already asking her son to choose between his mother and the cute blonde that he's doinking.
Daha iki saniyedir bu iştesin,... ama Jules şimdiden annesiyle, takıldığı şirin sarışın arasında seçim yapmasını istedi.
Still two seconds on the clock.
Saatte hâlâ iki saniye var.
Yeah, we're gonna go make a list in two seconds.
Evet, iki saniyeye listeyi hazır ederiz.
Facial rec took all of two seconds to get a hit.
Yüz tanıma programı iki saniyede buldu.
It's a stupid click of a button that takes two seconds.
Baba, sadece iki saniyelik bir tıklama.
Right, but you don't have the two seconds or...
Evet, ama ya iki saniyen yok...
We roll in there heavy, Mike's not gonna last two seconds.
Mike'ı iki saniyede harcarlar.
From now on, I am not losing sight of them for two seconds.
Bu dakikadan itibaren iki dakikalığına bile olsa gözümün önünden ayrılmayacaklar.
He told you all that in two seconds?
Bütün bunları sana iki saniyede mi söyledi?
Give me two seconds, okay?
Bana 2 saniye verin olur mu?
Two seconds.
2 saniye.
Five seconds, one second. Two seconds, three seconds.
Görüşmeler ; beş saniye, bir saniye, iki saniye ve üç saniye sürmüş.
- For, like, two seconds.
- İki saniyeliğine falan.
What? I was two seconds to kiss Jim and his stupid phone rings.
- Hayatım bom bok 2 saniye uzaktaydım onu öpmekten ve telefon çaldı
I figured... two seconds to pull the plug, two seconds to get out, five minutes later, I'd be in the car on the way home.
- Ve planladım. Fişi çekmek iki saniye, dışarı çıkmak iki saniye.
Cate... what, we got back together, like, two seconds before all of this hit the fan?
- Cate... - Ne, sadece iki saniyede önceden olduğumuz gibi eğlenceli bir hal almaya mı başlayacağız?
Okay, and you're, like, two seconds older than me,
Tamam, ve senin gibi, konum iki saniye bana daha yaşlı,
You know, or... or maybe it's because I just got Lux back, or... or because my career is not where I though you ultimatum or... you know, because we've been married for, like, two seconds.
Ya da belki Lux'ın bana geri döndüğü içindir. Ya da belki de kariyerimin olmasını istediğim yerde olmamasındandır. Ya da evliğimizin sanki daha 2 saniye önce olduğunu düşündüğüm içindir.
You only knew her for, what, like, two seconds?
Bunları sadece iki saniyede mi öğrenebildin?
Ten minutes and five seconds, four seconds, three seconds, two seconds...
On dakika, beş saniye. Dört saniye, üç saniye, iki saniye bir saniye.
See you in about two seconds. Okay, here's what happened.
İki saniye sonra görüşürüz.
We've only been in here for, like, two seconds.
Asansörde kalalı daha iki saniye odu.
I'm sorry, you can't take that it in here. Two seconds.
- Affedersiniz, burada kullanamazsınız.
She came up to me... and within two seconds of touching my bag, she knew it was expensive.
Bana geldi ve iki saniye çantama dokunup pahalı bir şey olduğunu anladı.
My sister did it in, like, two seconds.
Ablam neredeyse iki saniyede buldu.
You have two seconds to tell us who you are and what you're doing.
Pekâlâ, kim olduğunu ve evimizde ne yaptığını söylemek için tam iki saniyen var.
We're about to lose traffic cam coverage in about two seconds.
Trafik kamerası kapsamı iki saniye içinde son bulacak.
When you look at Kara's patio and the fact that the roommate went inside for two seconds, it's highly unlikely.
Kara'nın evinin önüne ve ev arkadaşının iki saniye gitmiş olmasına bakarsak yalnız olması olası değil.
Try spending more than two seconds with her.
Onunla iki saniyeden fazla zaman geçir de gör.
Pam's got a lot of fun stuff planned... two seconds, MacGruber!
Pam bir sürü şey planladı. İki saniye, MacGruber.
- Wait two seconds.
- İki saniye bekle!
- Just two seconds.
- Sadece iki saniye.
If my old man was here, he'd be able to get into it in two seconds flat.
Babam burada olsaydı, iki saniyede içeri girmeyi başarırdı.
How is it that you people have been fumbling around on this moss-covered rock for generations, and in two seconds, my men find two names on that list that don't check out?
Sizler nesillerdir bu yosun kaplı kayada debelenirken nasıl oluyor da benim adamlarım iki saniye içinde o listede kimliği doğrulanmamış iki isim buluyor?
Mm, I just need two seconds, baby.
İyi bir adama benziyor.
Like I said, she's a tourist I met for two seconds.
Dediğim gibi iki saniyeliğine tanıştığım bir turistti.
When Mason shot those two Paramedics, he wiped the ambulance clean, despite knowing that police backup was seconds away.
Mason, ambulans görevlilerini vurduğunda, saniyeler sonra destek geleceğini bildiği halde, ambulanstaki izlerini sildi.
Two-point-five seconds for the light to return.
İşte Ay! Ay'ı vurduk!
In the case of this patient, it was two hours, one minute... Seven seconds.
Bu hastada iki saat, bir dakika yedi saniyeydi.
One month, two weeks, one hour, 30 seconds, and here we...
Bir ay... İki hafta... Bir saat... 30 saniye...
About two or three seconds and then we're full of holes.
Yaklaşık iki ya da üç saniye sonra delik deşik olacağız.
The two men are trying to create maps of what they think the subatomic Universe looked like just seconds after its creation, then matching their imaginary maps up to reality.
iki adam onlar için eşlemeleri oluşturmayı deniyor. onların atomaltı evrene bakışları bize bir fikir verir. kuruluşundan sonraki saniyelerle gerçeklikle imaj halinde yapılan eşlemelerle bir harita plan çıkardılar onlar, bir yerde tanrı parçacığı higgs'i bulacaklarını ümit ederler.
Two hours, 22 minutes, and 3 7 seconds.
2 saat, 22 dakika, 37 saniye.
moments that we could spend with each other could be gone in five seconds, three seconds, two seconds...
Beş saniyede her şey yok olabilir. Üç saniyede. İki saniyede.
two seconds ago 17
seconds 3944
seconds later 55
seconds out 51
seconds ago 103
seconds to go 31
seconds away 16
seconds left 62
two sugars 100
two steps forward 17
seconds 3944
seconds later 55
seconds out 51
seconds ago 103
seconds to go 31
seconds away 16
seconds left 62
two sugars 100
two steps forward 17