English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ U ] / Untie him

Untie him translate Turkish

181 parallel translation
- Untie him, will you?
- Onu çöz, olur mu?
I said untie him!
Onu çöz dedim!
- I'll untie him myself.
- Kendim çözerim.
Untie him, Giuseppe.
Çöz onu!
All right, untie him.
Tamam, çözün onu.
- Untie him, Jamie.
- Ellerini çöz Jamie.
Cass, untie him.
Cass, onu çöz.
Untie him.
Çöz onu.
Now. untie him.
Şimdi, çözün Onu.
Untie him.
Çözün onu.
Untie him!
Çözün onları!
- Untie him!
Çözün şunu!
- Untie him and get out of here.
- Onu çöz ve buradan götür.
Untie him immediately.
Dini bir tarikatın üyesiyim.
Untie him.
Onu çöz.
Quick, untie him.
Çabuk, çöz onu.
Here, untie him.
- Çözün onu.
You better help me to untie him, come on!
Çözelim onu, hadi! Ters çevirelim!
Cholo, untie him.
Cholo, çöz onu.
Untie him!
Onu çözün!
Bailiff, untie him.
Görevli, çöz şunu.
Fang La's army is lax before the battle Good First write the note and then untie him
Fang La'nın ordusunun morali düşer güzel önce bir not yazalım sonra sanki o sarhoşmuş gibi taşırız
Then untie him.
Öyleyse çözün onu.
Untie him!
Çözün onu!
Well, I guess we'd better untie him.
iyi, tahminen o dönünce iyi olacağız.
Father, untie him.
Çöz baba onu
Untie him.
- Çözün onu. - Emredersiniz.
- Untie him.
- Çöz onu.
Now go ahead, untie him.
Şimdi gidip onu çöz.
Untie him.
Çöz onu!
- Untie him!
- Çöz onu!
I forgot to untie him.
Onu çözmeyi unuttum.
You know what, just untie him.
Biliyor musunuz, çözün onu.
I will not untie him, Prue.
Onu çözmeyeceğim, Prue.
- Should we untie him?
- Onu çözsek mi?
OK. We untie him, we clean him up and we march him out of here with a gun in his back.
Tamam, onu çözeriz, yüzünü temizleriz, sırtına silah dayayarak dışarı çıkartırız.
Untie him.
İplerini çözün.
Jim was supposed to rescue him, untie him, give him mouth-to-mouth. I don't know what he likes to do.
Jim onu kurtaracak ve suni teneffüs veya hoşlandığı bir şeyi yapacaktı.
Untie him, and let him go.
Onu çözün ve bırakın gitsin.
Untie him.
Onu çözün.
- Untie him again.
- Onu tekrar çöz.
We'll leave him on the front lawn. We'll untie him, take off the bag, and douse him with the cheapest liquor.
Çözeriz, torbadan çıkarırız ve üzerine en ucuz içkiden serperiz.
With infinite care, we began to untie the frozen ropes which bound him.
Bir an için bir kar fırtınası gözlerimizi kararttı, bizi geriye fırlattı ve o saniyede, cesed kaydı ve bizden uzaklaştı.
Come on, you dope, untie his rope and watch him go insane
Haydi aptal, ipini çöz de, yaptığı çılgınlıklara bak.
Untie them and step away from him.
Ayaklarını çöz ve yanından uzaklaş.
We'll climb down, untie them... put him in the water, or the car.
Aşağı inip ellerini çözer cesedini suya yada arabanın içine koyarız.
Fallout Boy will untie Radioactive Man... and pull him to safety... moments before he's hit with a 40-foot wall of sulfuric acid... that will horribly burn everything in its path.
Radyoaktif Serpinti Çocuk, 12 m yüksekliğindeki sülfürik asit duvarı yıkılıp ta her yeri yakıp yıkmadan Radyoaktif Adamın bağlarını çözeceksin.
Did you untie him?
Onu çözdün mü?
When the victim would cease to shout or howl... he would untie his hands and make him sniff the alcohol.
Kurbanın bağırışı ve haykırması dindiğinde ellerini çözüp alkolü burnuna çektirirdi.
Get him to untie them - whatever you have to do.
Çözdürmen için ne gerekiyorsa yap.
Why didn't you try to untie him from the railing?
- Niye ipini parmaklıktan çözmedin?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]