Vas translate Turkish
1,951 parallel translation
I didn't want no piece of paper from the white master saying I was qualified for his world.
Beyazların hakim olduğu bu düzende, bana vasıflı olduğumu söyleyen o kâğıt parçasını reddettim.
"First recon will conduct military operations in and around Saddam City, " to include patrols that establish the American presence, " stop the looting, and restore a sense of security
Birinci Birlik, Saddam'ın şehri ve çevresinde askeri operasyonları idare edecek ve, Amerikan egemenliğinin sağlanması için devriyeler vasıtası ile hayati önem arz eden kritik bölgelerde, yağmalama, güvenlik sıkıntısı gibi etkenlerin önüne geçerek, emirleri uygulayacaktır.
I think the Chinese metal Government helped to some... social problems, because the youth Board now know their hatred and emotions.
Bu yüzden, bence metal Çin hükümetinin bazı sosyal sorunları çözmesine yardımcı çünkü gençler nefret ve duygularını metal vasıtasıyla ifade edebiliyorlar.
What are you trying to express by Tengkorak's music?
Tengkorak'ın müziği vasıtasıyla ne anlatmaya çalışıyorsunuz?
But there is a song'Destroy Zionism'hot.
Ama "Siyonizm'i Yok Etmek" adlı bir şarkı vardı. Bu şarkı vasıtasıyla neyi ifade ediyorsunuz?
We found new bands on the internet, downloaded and listened to the music, we could not buy.
Çünkü biz yeni grupları keşfetmeye, müzikleri indirmeye, ve dinlemeye internet vasıtasıyla başladık. Özellikle de ona ulaşamadığımızda. Ona hiçbir şekilde ulaşma imkanımız yoktu.
"Through his agents, Monsieur Talleyrand indicated that for negotiations to proceed a sum of money was first required for the pockets of the French... for the pockets of the French government and its ministers ; That the price would be $ 250,000 for himself."
"Elçileri vasıtasıyla Mösyö Talleyrand, görüşmelere devam edilebilmesi için öncelikle bir miktar paranın Fransız Fransız hükümeti ve bakanlarına verilmesi gerektiğini ; kendisine verilmesi gereken meblanın da 250,000 dolar olduğunu bildirmiştir."
Talleyrand let it be known through our Dutch embassy that another envoy would be respectfully received.
Talleyrand Hollanda elçiliğimiz vasıtasıyla diğer bir elçimizin büyük bir saygıyla kabul edileceğini birdirmiş.
Through his work.
İş vasıtasıyla.
And to that end I have recommended to the president that Congress adopt all the debts incurred by the individual states during the war through a national bank.
Ve bu noktada başkana önerim, her bir eyaletin savaş esnasında oluşan borçlarını kongrenin ulusal bir banka vasıtasıyla toplamasıdır.
Mr. Monk is a highly decorated detective.
Bay Monk üstün vasıflı bir dedektiftir.
When I'm on land, i'm a decorated Commander in the United States Navy.
Karaya çıktığımda ben sadece Birleşik Devletler Deniz Kuvvetlerinin vasıflı bir komutanıyım.
Completely unemployable.
Tamamen vasıfsızım.
- "I was forced to listen to the three classless bores who call themselves the owners get drunk and yell over each other all night".
- "Bütün gece boyunca içip sarhoş olarak birbirlerine bağırıp çağıran üç tane vasıfsız baş belasını dinlemek zorunda kaldım".
Classless bores?
Vasıfsız baş belaları mı?
I am not a classless bore.
Ben vasıfsız baş belası değilim.
- Yeah, as you can see, we're not white trash.
- Evet, gördüğünüz üzere biz vasıfsız değiliz.
The headline might be : "Most negative man in the world calls other people white trash to make himself not feel so faggy".
Başlık muhtemelen : "Dünyanın en negatif adamı diğer insanları kendini fazla homo gibi hissetmemek için vasıfsız olarak adlandırıyor" olurdu.
It's the only way to get home.
Ben katılmak istiyorum. Vasıfların neler?
That's crazy. What... am I even qualified?
Bu harika vasıflı mıyım yani artık?
The shooter walked into the building using a hacked security card.
Suikastçı binaya kopyalanmış bir güvenlik kartı vasıtasıyla girmiş.
It is through this covert unit that former Secretary of Defense, Ellery Shipley, recruited disenfranchised American soldiers to carry out the handy work of his fellow conspirators.
Bu gizli örgüt vasıtasıyla Savunma Bakanı Ellery Shipley ordudan atılmış eski Amerikan askerlerini toplayarak yandaşları olan diğer komplocuların kirli işlerini yürütmüştür.
You could ask Carrington but he'll tell you the old man could only be reached with double blind contacts and shadow intermediaries for everyone's security.
İstersen Carrington'a sorabilirsin ama sana tek söyleyeceği o kişinin, herkesin güvenliği için sadece ya kör kişiler vasıtasıyla ya da gölge aracılarla bağlantı kurduğu olacaktır.
Alice is trying to help you develop some self-esteem and leadership qualities.
Alice senin özgüvenini ve liderlik vasıflarını geliştirmende yardımcı olmaya çalışıyor.
In fact, on the same day he gave that interview, he wrote a letter to Lenin and asked for "5 million gold coins, ammunition and instruments of war as the first instalment of aid towards defeating the imperialistic occupational forces."
Nitekim, bu demeci verdiği gün Lenin'e bir mektup yazıp işgalci Emperyalist güçleri saf dışı edebilmek için ilk taksit olarak 5 milyon altın, cephane ve harp vasıtaları istedi.
To my mother Zübeyde Haným c / o Saib Bey :
Saib Bey vasıtasıyla validem Zübeyde Hanım'a.
- That's full remission. Thanks to my aggressive combination of chemo and radiation protocols.
Bu gerileme, benim agresif kemo ve radyasyon tedavilerimin kombinasyonu vasıtasıyla oldu.
I personally had, through my men, negotiations with them of putting up a synthetic fibre mill in Russia and the treaty was signed on 15 June, 1941, and the first ten million marks in gold should be shipped on July 1, 1941.
Ben kişisel olarak, adamlarım vasıtasıyla Rusya'da bir sentetik elyaf fabrikası kurulması için görüşmelerde bulundum. Anlaşma 15 Haziran 1941'de imzalandı. 10 milyon marklık ilk parti altın 1 Temmuz 1941'te gönderilecekti [4].
They neither had food rationing cards nor did they have any money, so we in our turn made use of friends who exchanged their cigarette ration cards for the odd potato or some bread.
Yahudilerin ne karneleri ne de paraları vardı. Biz de arkadaşlarımız vasıtasıyla sigara karnelerini, biraz patates ve bir parça ekmekle değiş tokuş ettik.
He came up with a theoretical mechanism that could explain how some but not all particles attain mass.
Bazı parçacıkların fakat tümünün değil nasıl kütlelerine vasıl olduklarını.. .. açıklayan teorisel bir mekanizma aklına gelmiş.
His General Theory of Relativity beautifully describes how every celestial body interacts with every other body through this force.
Genel izafet teorisi, kutsal bedenleri diğer bedenlerle .. bu güç vasıtası ile etkileşimde .. olduğunu zarifçe açıklar.
This isn't exactly the cream of America's work force.
Bunlara Amerikan iş gücünün en vasıflıları denemez.
Skill?
Vasıf?
Now each molecule of the black material is cemented by one of two bonding agents - uh, potassium or rubidium.
Belki de çerçevenin kendisidir. Siyah maddenin her molekülü birbirine, iki bağlı mikroorganizmadan biri vasıtasıyla yapışmış. Potasyum yada rubidyum.
A bus when he was fifteen and a train when twenty.
On beşinde otobüsü... yirmisinde ise ağır vasıtayı.
Tu te vas alejando
Tu te vas alejando
Machina?
Vasıta?
Jenny's more of a feature writer... and I'm more of a straight news writer.
Jenny çok daha vasıflı bir yazardır ben ise çok daha sıradan bir yazarım.
Like this! Attention : those who use transportation or weapons to break the rules will get a severe or painful punishment!
Kurallara aykırı olarak nakil vasıtaları ve silah kullananlar şiddetle cezalandırılacaklardır!
I could only speak to her through the special power.
Sadece özel gücüm vasıtasıyla konuşabiliyorum.
I've got experience, I'm clearly executive management material.
Tecrübem var. Ayrıca yönetici vasıflarını da taşıyorum.
Sasaki-san, how about administrative work?
Sasaki-san yöneticilik vasıflarınız nasıl?
Through Doctor Barnado's.
Doktor Barnado vasıtasıyla.
They were able to access our defense mainframe via that satellite.
O uydu vasıtasıyla savunma ağımızın ana bilgisayarına sızabildiler.
"For I know the plans I have toward you, saith the Lord,... thoughts of peace and not of evil, to give you an expected end"
"Yahova der ki sizler hakkında olan iyilik ve barış duygularım ve kötülük içermeyen düşüncelerim vasıtasıyla sizlere umut vereceğim."
The satellite of love. Throws a kiss into up every night y... she receives from the Moon.
Her gece ona bir öpücük yolluyorum... o da bunu ay vasıtasıyla alıyor.
We met through mutual friends... - at a gathering.
Bir toplantıda ortak arkadaşlar vasıtası ile tanıştık.
¯ Vas to celebrate?
Umarım kutlamaya gidiyorsun.
Lissy was referred to me by dr.
Lissy Dr. Harriet Voight vasıtasıyla bana geldi...
So, the further down I get in the gravitational field, the slo-o-ower and slo-o-ower time goes.
Çekim kuvvetinin gücüne kapıldıkça zaman giderek ya-vaş-lar.
While making DOLLY BELL,
Dolly Bell'i çekerken, fakir şehir insanının en harika vasıflarını keşfettim.