We'll do that translate Turkish
1,628 parallel translation
That's all you'll do? Lady, that's all we can do.
Bayan, elimizden geleni yapacağız.
That's what we'll do, then.
Öyleyse bunu yapacağız.
So how long do you think it'll be till we get the call that she finally killed him?
Sonunda çocuğu öldürdüğünün haberini ne zaman alırız sence?
We're going to find that genetic freak of a demon, and tell him we'll do to him what we did to his friend unless he talks.
Ve arkadaşı için ne yaptığını ona sürece o görüşmeler yapacağım söyle Bir iblis genetik ucube, bu bulacağız.
What do you mean "sort of"? We can go into that hole in the guards'room. About 40 yards up Route 66, there's a grate and that'll get us halfway there.
Gardiyan odasındaki deliğe girip, Otoyol 66'dan 35 metre gideriz, yolun yarısını gidebileceğimiz bir ızgara var.
And he said, "Well, you know, if you ever want that, that's okay, just let me know and we'll do that."
O da "Eğer istersen hiç çekinme. Bana haber verirsin, bir şeyler yaparız" dedi.
I don't think we'll have to do that any time soon.
Yakın zamanda da böyle bir şey yapmak zorunda kalacağımızı düşünmüyorum.
- Yeah, we'll do that.
- Geç saatlere kadar eğlenebiliriz.
I don't know, I just started thinking that... I mean, what if like 10, 15 years from now, we go back... Do you think that they'll have statues thanking us and plaques and...
Bilemiyorum, düşünüyordum da sence 10-15 sene sonra bize de teşekkür etmek için heykellerimizi dikerler mi?
But I know that if I do my part then maybe we'll all get out of there and get home to the people who love us just a little bit quicker,
Ama ben üzerime düşeni yapabilirsem belki insanların sevdiklerine kavuşmaları hızlanabilir.
I'll tell you what, if we do beat Spider-Man, y'all are getting something sick, know that.
Size söyleyeyim, Örümcek Adam'ı alt edersek hepinizin eline hayvan gibi bir şey geçecek, bilmiş olun.
We'll do just that, lady.
Aynen öyle yapacağız hanımefendi.
That's the first thing we'll do, dog.
İlk yapacağımız şey bu olacak dostum.
Then that's what we'll do.
O halde biz de bunu yapalım.
It's only about the public that calls their representatives and Congress and says "You must do something and we are prepared to support you in whatever you'll take." You don't have those telephone calls being made today.
İş, toplumun vekillerini ve Kongre'yi arayıp : "Bir şeyler yapmalısınız ve alacağınız tüm kararlarda biz sizin arkanızdayız." demesine bağlıdır.
- We should tell Sydney. - I'll do that.
Sydney'e söylemeliyiz..
We'll do that for Christmas.
Bunu Noel'de yaparız.
So... that's what we'll get them to do now.
- Aynen öyle. Yani... işte biz de onlara bunu yaptıracağız.
Not to cullen, not to his family.This'll take five minutes.We go in there, we do the show-and-tell relating to the case, and then we're out.Is that clear?
Cullen degil, ailesi degil. Bu beş dakikamızı alacak.İçeri girecegiz, dava ile ilgili olanları gösterecegiz anlatacagız ve dışarı çıkacagız. Anlaşıldı mı?
Yes, we'll do that.
Evet, bunu yapacağız.
I'll get word back that we need a fresh shipment, and right quick, and you can think about what we need to do to improve security, make sure it only happens the once.
Ben yeni ve hızlı bir teslimat istediğimizi söylerim, siz de güvenliği yükseltmek için ne yapabileceğimizi düşünün. Bir daha olmamasından emin olmak için.
While he's not getting better, he's going to experience so much pain that we'll have to put him in a chemically-induced coma while we figure out what to do next.
İşe yaramazsa öyle çok acı çekecek ki bir sonraki adımın ne olacağını bulmak için onu komaya sokacağız.
That won't do us any good. It'll only get us farther from where we need to be.
Bu iyi olmaz, sadece bizi olmamız gereken yerden uzaklaştırır.
Yes, Sancho, do that and we'll have strength.
Evet, Sancho, dayanma gücü dilersen o gücü kendimizde buluruz.
Because you know that God has given us the strength to do it. And we'll do it, Sancho.
Çünkü biliyorsun ki Tanrı bunun için bize güç verdi ve bunu başaracağız, Sancho.
Yeah, well, we'll find time. That's what we do when people start dying.
İnsanlar ölmeye başlayınca buna vakit buluruz.
We'll say we're in Colentina. That's what we'll do.
"Colentina'dayız" deriz.
We'll do that.
- Hayır!
Look... if the doctors won't do anything, then we'll have to, that's all.
Doktorlar bir şey yapamazsa biz yaparız.
but it'll do in a pinch. Look, we're gonna be late for that thing. Oh!
Hepiniz çok meşgul insanlarsınız, biliyorum, ve bu hiçbirimizin olmayı tercih edeceği bir şey değil.
We'll do that later.
Onu sonra yaparız.
We'll do that later because it's... it's hard to remember.
Sonra yaparız çünkü hatırlamak zor oluyor.
It was so right, Lor, and you may not see that right now, but I do. And if I have to wait until we're both 80 years old for you to see it, then I'll wait.
Ve eğer senin bunu görebilmen için ikimiz de 80 yaşına gelene kadar beklemem gerekse bile, beklerim.
That's State Department speak. "We don't do it his way, we'll get fired."
Dış İşlerinin ağzı bu. Onun yöntemini uygulamazsak, kovulacağımızı söylüyor.
Until we do there are number of precautions that you'll need to take.
Onu yakalayana kadar almanız gereken bir kaç önlem var.
You do realize we'll die before I morse all that.
Tüm bunları morsla yazmadan ölmüş olacağımızın farkındasındır.
I do come past here quite a lot, so we'll count that as a few goes.
Buradan sıkça geçerim. Bunu bir kaç günlük sayalım.
We'll get a lawyer. we can do that, get a lawyer.
Avukat tutacağız. Bunu yapabiliriz, avukat tutabiliriz.
I'll sign it. Yeah, we're gonna do a lot better against Arnett Mead, so, you know, don't worry about that.
Arnett Mead karşısında daha iyi oynayacağız.
We'll do that.
Kesinlikle.
Seriously, we'll do something that you like, like... climbing the outside of the Empire State Building, or swimming the East River, or...
Empire State binasına dışından tırmanırız, Doğu Nehri'nde yüzeriz.
Do you think we'll be here that often?
Buraya sık geleceğimizi mi düşünüyorsun?
You do that. We'll go after Kieran and the others.
- Sen bunu yap Kieran ve diğerlerini arayacağız.
But, if we were to do this... We'll have to make sure that no one knows.
Ama eğer bunu yapacak olursak... kimsenin bilmediğinden emin olmamız gerekir.
You think that we'll get ratings if we do any kind of special program on Kira, don't you?
Biz Kira hakkında program yapınca herkesin bizim kanalı açacağını mı düşünüyorsun?
Then that's what we'll do.
O zaman öyle yaparız.
If we do that, we'll win.
Eğer bunu yaparsak kazanabiliriz.
Do you have any idea the kind of scrutiny we'll be under if anything happens to that boy?
Bu çocuğa bir şey olursa tüm dikkatlerin nasıl üzerimize toplanacağını biliyor musun?
And when your father gets home, we'll do just that.
Ateş! Tanrım, kesin hasta olacağım.
We'll do that after work.
İşten sonra yaparız.
We'll do that.
- Yaparız.
we'll do 19
we'll do it tomorrow 27
we'll do our best 103
we'll do it 183
we'll do it again 37
we'll do it your way 52
we'll do it together 68
we'll do this together 17
we'll do whatever you want 18
we'll do everything we can 31
we'll do it tomorrow 27
we'll do our best 103
we'll do it 183
we'll do it again 37
we'll do it your way 52
we'll do it together 68
we'll do this together 17
we'll do whatever you want 18
we'll do everything we can 31
we'll do the rest 20
we'll do anything 16
we'll do what we can 28
do that 435
do that again 97
do that for me 24
that 10639
that's nice 2129
that's enough 4716
that's gross 203
we'll do anything 16
we'll do what we can 28
do that 435
do that again 97
do that for me 24
that 10639
that's nice 2129
that's enough 4716
that's gross 203
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that'll be it 25
that's great work 19
that's my best friend 28
that's my sister 96
that's good to know 269
that's for sure 889
that doesn't seem fair 27
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that'll be it 25
that's great work 19
that's my best friend 28
that's my sister 96
that's good to know 269
that's for sure 889
that doesn't seem fair 27
that's my baby 48
that's me 2273
that's my man 51
that is 2872
that's my line 54
that is so lame 16
that'll be me 20
that's me 2273
that's my man 51
that is 2872
that's my line 54
that is so lame 16
that'll be me 20