English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Weaponize

Weaponize translate Turkish

67 parallel translation
He was able to weaponize it.
O bunu silah haline getirebildi.
But our mission was to quickly weaponize what was called a'penetrator'.
Ama o zamanki görevimiz, "davetsiz misafir" denilen şeyi silahlandırmaktı.
I was part of a 10-person team at the Human Genome Project to weaponize diseases to fight weaponized diseases.
Silahlastirilmis hastaliklarla mücadele etmek için insan Genomu Projesi'nde hastaliklari silahlastiran 10 kisilik ekipteydim.
So if you wanted to disperse the chimical agent, you would have to weaponize it Right.
Yani kimyasal bir maddeyi dağıtmak isterseniz, önce onu silah haline getirmenize bile gerek kalmayacak.
Weaponize.
Silahlaştırma.
- Garcia says this looks like a list of additives needed to weaponize anthrax.
Garcia, listedeki maddelerin şarbonu silahlaştırmakta kullanılan maddelere benzediğini söyledi.
If they were smart enough to weaponize anthrax, they probably got brains enough to protect it.
Eğer Şarbon'u silah haline getirebilecek kadar zeki olsalardı, Belki onu korumayı düşünecek kadar beyinleri olurdu.
Oh, my God. They're going to use him to weaponize the warheads.
Savaş başlıklarını harekete geçirmek için onu kullanacaklar.
And I need you to weaponize them for me, or we'll kill everyone in here.
Onları etkinleştirmeni istiyoruz yoksa buradaki herkesi öldüreceğiz.
- cryogenics, defense technology. - [Door Opens] We want to weaponize a pumpkin.
Birlikte iş yaptığımız bir ülke bol miktarda balkabağı üretiyor ve biz de ellerindeki fazla malın kullanılabileceği farklı alanlar bularak onları mutlu ediyoruz.
If they did figure out how to make it, could they weaponize this bacteria?
Eğer nasıl yapacaklarını bulurlarsa, bu bakteriyi silaha çevirebilirler mi?
we're looking At someone who has The ability To manipulate And weaponize anthrax.
Karşımızda şarbonu değiştirip silah yapabilen biri var.
The Duke's got this guy, uh... Ellison, a former Cabal geek, who figured out a way to harness the energy and weaponize it.
Duke'ün yanında bir herif var Ellison, eski bir Cabal ineği, o enerjiyi silahlaştırmak için kullanılabilecek bir yol buldu.
They freeze an employee, they weaponize pumpkins.
Çalışanların hepsi donuk. Sanki balkabağına ateş ediyorlar.
They were trying to weaponize the Marburg Virus.
Marburg Virüsü'nü silah haline getirmeye çalışıyorlardı.
Get Hammer down here to weaponize it.
Hammer hemen silahlandırsın.
They're going to weaponize the tech.
Teknolojiyi silahlandırıyorlar!
He's probably forcing him to weaponize the sarin gas
Biz konuşurken muhtemelen onu sarin gazı silahı yapmak için zorluyordur.
Is there any way someone could weaponize the bird flu?
Kuş gribini silah haline getirme yolu var mı? Karşımızdaki bu mu?
Someone doesn't have to weaponize the bird flu.
Kuş gribini silah haline getirmeye gerek yok.
Because if they weaponize it, it could destroy everything within 100 square miles.
Çünkü onu patlatırlarsa 100 mil çapında her şeyi yok edebilir.
Maybe I can weaponize it, and bam!
Belki bunu silah olarak kullanabilirim, Bam!
Likely a result of the military's attempt to weaponize abnormals.
Büyük olasılıkla, ordunun anormalleri silah yapma... girişiminin sonuçlarıdır.
I'm guessing Jones must have figured out the same process that Bell did and possibly how to weaponize it.
Muhtemelen Jones, Bell'in yordamını ve o şeyi silah haline getirmeyi biliyor.
The Pentagon has hired GE to weaponize microwave technology.
Pentagon mikrodalga teknolojisini silahlaştırması için G.E.'yi tuttu.
He had me take these grenades that weaponize electrical current.
O bombaları bana elektrik akımını silaha dönüştürmek için aldırttı.
He has to weaponize it.
Onu silah hâline getirmesi gerekiyor.
An assault perpetrated by agents who would seek to weaponize the Holy Spirit.
Bu saldırı silah arayışında olan Papa'nın casusları tarafından yapıldı.
You seek to weaponize the meta-gene.
Meta-Gene'i silah hâline getirmeye çalışıyorsunuz.
The Reach, I think, seeks to cultivate the gene and weaponize it.
Erişilenler, sanırım yetiştirilecek geni bulup onu silaha dönüştürmek istiyor.
Making it easier to harvest and weaponize the meta-gene!
Meta-gen'i hasat edebilmeği kolaylaştırıyor.
Stagg Industries has found a way to weaponize genetic tissue.
Stagg Sanayi'si genetik dokuyu silah haline getirmenin yolunu buldu.
An experiment to weaponize Ultra agents.
Ultra ajanlarını silah haline getirme deneyi.
I was part of a 10-person team at the Human Genome Project to weaponize diseases to fight weaponized diseases.
Silahlaştırılmış hastalıklarla mücadele etmek için İnsan Genomu Projesi'nde hastalıkları silahlaştıran 10 kişilik ekipteydim.
It's called project orchestra, a government-sanctioned program designed to weaponize individuals with psychic abilities, including this girl.
Bu kızın da dahil olduğu, fiziksel yetenekleri olan kişilerin birer silaha dönüştürüldüğü devlet onayı almış, "Orkestra" adındaki bir program.
No, I didn't weaponize it.
Silaha falan dönüştürmedim.
Well, legend says the Piper's jam is to weaponize sound.
Efsanenin dediğine göre Flütçü sesi silah olarak kullanıyor.
- Okay, but on the off-chance we'd give them the designs to weaponize it.
- Tamam ama en iyi ihtimalle onlara silah haline getirmeleri için tasarımları vermiş oluruz.
But if we were to acquire the Obelisk itself, would it then be possible to weaponize its effects?
Fakat Obelisk'in kendisini elde edersek etkilerini silaha çevirmek mümkün olur mu?
I mean, the-the game was some sort of test to weed out people who could weaponize math.
Soylemek istedigim, insanlari ayiklamak icin bir test olabilir matematigi silaha donusturmeye calisanlar gibi.
To weaponize her.
Onu silahlandırmak.
I think Secretary of Defense Richards is trying to use the military to weaponize it.
Sanırım Savunma Bakanı Richards orduyu kullanarak meteoru silah haline getirmeye çalışıyor.
Hugo Strange, you're under arrest for attempts to weaponize a viral... hell, you know why.
Hugo Strange, tutuklusun. Bir virüsü silah haline... - Neyse sebebini biliyorsun.
Naziri's definitely got the know-how to weaponize anthrax.
Naziri, şarbondan silah yapmayı kesinlikle biliyor.
If their goal is to weaponize the virus, that's a hell of a threat.
Amaçları virüsü silah haline getirmekse, gayet ciddi bir tehdit. Bakın, adanın...
Doctor, any idea how one might weaponize this virus?
Sizce nasıl silah haline getirilebilir doktor?
All right, we need to find out who hired Carson to weaponize this virus.
Virüsü silaha dönüştürmek için Carson'ı kimin kiraladığını bulmalıyız.
Except, the way Ramsey tells it, our mission wasn't to find the cure... It was to weaponize it.
Tabii Ramsey'in ifade ettiğine göre görevimiz tedaviyi bulmak değil, virüsü silah haline dönüştürmekmiş.
They're employing chat rooms, first-person shooter games, even cartoons, in an effort to weaponize children as young as ten.
Sohbet odaları açıyorlar, nişancı oyunlarıyla hatta çizgi filmlerle on yaşındaki çocukları bile silah haline getirmeye çalışıyorlar.
Weaponize it.
Ondan mermi yapın.
And why would we want to weaponize this material?
Bu maddeyi neden silahlandırmak istiyorsun peki?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]