English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Weapons free

Weapons free translate Turkish

63 parallel translation
- Weapons free.
- Silahlar hazır.
All Vipers, weapons free.
Tüm Viperlar, silahların emniyetini açın.
All Vipers, weapons free.
Tüm Engerekler, atış serbest.
Boy Scout, weapons free. Move out.
İzci, herkes yerini alsın.
weapons free.
Silah serbest.
- Weapons free.
- Silah serbest.
Vipers, weapons free.
Viperlar, silahlar serbest.
Weapons free.
Silahlar serbest.
Weapons free.
Atış serbest.
Proclaim anti-air weapons free in all fleets and prepare for attack.
Bütün filolardaki silahları hazırlayın ve savaşa hazır olun.
Request weapons free.
Ateş etmek için izin istiyorum.
Galactica, request weapons free.
Galactica, ateş etmek için izin istiyorum.
Repeat, request weapons free!
Tekrar ediyorum. Ateş etmek için izin istiyorum.
Weapons free. Shoot on sight.
Atış serbest.Hedefi vurun.
All weapons free, let's dance!
Tüm silahlar serbest. Dansa başlayalım!
Weapons free.
Silahların emniyetini açın.
All aircraft, weapons free!
Tüm birimler, ateş serbest!
Weapons free!
Ateş serbest!
Weapons free!
Atış serbest!
Weapons free!
- Atış serbest!
Weapons free, ten seconds.
3, 2, 1. - 10 saniye sonra bombalıyoruz.
- Roger that, weapons free.
- Anlaşıldı. Atış serbest.
-'Weapons free.'
- Atış serbest.
Weapons free, my friend.
- Ateş etmek serbest, dostum.
Weapons free.
Ateş etmek serbest.
Weapons free, boys.
- Ateş etmek serbest beyler.
Weapons free, battle stations.
Atış serbest, savaş istasyonları.
Weapons free, weapons free.
Atış serbest, atış serbest.
Weapons free.
Ateş serbest.
Such an attack, using weapons of one megaton, could be described as minimal because it's now more than possible that missile warheads or free-falling bombs of between 5 to 10 times that power would be used instead.
Birer megatonluk silahlar kullanarak yapılacak böyle bir saldırıya... ufak çaplı denebilir. Çünkü bunlardan 5 ile 10 kat daha güçlü... savaş başlıkları ile... uçaktan atılan bombanın kullanılma olasılığı oldukça yüksektir.
Then you'll return our packs and weapons and we're free to go?
Öyleyse eşyalarımızı ve silahlarımızı geri alıp gidebiliriz değil mi?
They get up-to-date weapons from the Soviet Union... free of charge.
Sürekli olarak Sovyetler Birliği'nden bedavaya silah temin ediyorlar.
A free fuckin'weapons give away program.
Siktiğimin bedava silah bağışı programı.
I broke free and tried to get to the weapons locker.
Kaçtım ve silah dolabına doğru gitmeye çalıştım.
Mr. Amir, with your country's reputation... no one in the free world will sell you these kinds of weapons except for me.
Bay Amir, ülkenizin şöhreti göz önüne alındığında serbest pazarda, benden başka kimse size bu tarz silahlar satmaz.
You're going to free your hostages lay down your weapons and surrender.
Rehineleri serbest bırakın silahlarınızı atın ve teslim olun.
Please, use your weapons, and free her!
Lütfen. Silahlarınızı kullanın ve onu kurtarın!
Collect their weapons and free the hostages.
Silahlarını toplayın ve rehineleri serbest bırakın.
Citizens are ask to bring all unregisterd weapons... to exchange-stations where they will receive a coupon... for a free Sub-Sandwich.
Halktan kayıt dışı silahlarını... değişim istasyonlarına getirip, sandviç kuponları karşılığı değiştirmeleri istendi.
A war they say that, if they get weapons, from us or anyone else in the free world, they will win.
Bizden veya özgür dünya üzerindeki başka birilerinden silah aldıkları takdirde kazanacaklarını söyledikleri bir savaş.
If I don't, then you can just feel free to go ahead and open up on them with your beam weapons.
Eğer yapamazsam, gidip onlara ışın silahlarınızla saldırma konusunda rahat olabilirsiniz.
Weapons are red and free... go.
Füzeler fırlatılmaya hazırlar... Füzeler fırlatıldı.
But like humans today, our ancestors walked tall on two legs and had hands free to carry weapons for hunting and defence.
Bu arada, Doğu Afrika Rift'i kendini çevreleyen volkanların çıkardığı kül ve alevlerle yavaş yavaş dolup yayılarak genişlemeye devam ediyor.
He's not going free. We got him on weapons charges, carjacking, resisting arrest...
Serbest kalmayacak, silah, araba gaspı tutuklamaya direnme suçları...
Try to keep this a weapons-free zone!
Burayı silahlardan uzak tutmaya çalışıyorum!
Weapons-free.
Silah serbest.
This is a weapons-free village.
Burası silahtan arınmış bir köy.
... we are weapons-free, over
İzin istiyoruz. Tamam.
Roger, Zulu-2, weapons are free.
Anlaşıldı, Zulu-2, Bombalamaya başlayabilirsin.
- Weapons are free.
- Silahlar kullanımda.
At daybreak, you will then be free to walk, talk, jump, hump, carry weapons.
Gündüzleri yürümeye, konuşmaya, hoplamaya, zıplamaya, silah taşımaya özgürsünüz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]