Weaponry translate Turkish
495 parallel translation
The program Li was working on, it's germ weaponry, banned by nearly every nation on earth.
Li'nin üzerinde çalıştığı program mikrop silahlarıyla ilgiliydi. Hemen hemen her ülkede yasaklandı.
I control the Ziggurat, and all Earth weaponry will be activated within 30 minutes.
Ziggurat kontrolümde. Dünyadaki tüm silahlar 30 dakika içinde faaliyete geçecek.
With the Zarbi weaponry, they will be massacred.
Zarbi silahlarıyla, toplu katliam yapacaklar.
What is its weaponry?
Filonun donanımları neler?
Let's say an expert in weaponry.
Silah uzmanı diyelim.
An expert in weaponry.
Bir Silah Uzmanı.
Obviously their weaponry is superior to ours, and they have a practical invisibility screen.
Silahlarının çok üstün olduğu belli. ve bir görülmezlik perdeleri de var.
The specimen is about to boast of his strength, weaponry, and so on.
Şimdi yaratık gücünü, silahlarını ve ıvır zıvırını övmeye başlayacak.
Report on his weaponry, Mr. Chekov.
- Iska. - Silahları hakkında rapor verin.
We can do this with your weaponry and spacecraft.
Bunu senin silahlarınla ve uzay geminle yapabiliriz.
We can use her spacecraft and weaponry.
Uzay gemisini ve silahlarını kullanabiliriz.
Captured weaponry.
Ele geçirilen silahlar.
I would like to know why the ship's instrumentation and weaponry is frozen.
Geminin aygıtlarının neden donduğunu bilmek istiyorum.
- Weaponry on the vessel?
- Gemideki silahlar?
AMONGST OUR WEAPONRY ARE SUCH ELEMENTS AS FEAR...
Silahlarımız arasında korku...
AMONGST OUR WEAPONRY ARE SUCH DIVERSE ELEMENTS AS FEAR
Silahlarımız arasında şu unsurlar mevcuttur :
Where does he get weaponry?
Silahlarını nereden buluyor?
The Vatican has launched an appeal to save citizens from the devastation caused by modern weaponry
Vatikan, modern silahların neden olduğu bu yıkımdan... sivilleri korumak için bir itiraz hareketi başlattı.
The weaponry is perfect.
Silahlar fevkalade.
But they do have weaponry.
Ama silahları var.
Neutron or bacterial weaponry?
Nötron ya da bakteriyel silahlarla mı?
Well, he intends to advance Earth's technology today by introducing superior weaponry far in the past.
Geçmişteki Dünya'yı yüksek silah teknolojisi ile tanıştırarak Bugünkü Dünya'nın teknolojisini geliştireceğini düşünüyor.
Maulbronn was a kind of educational and ideological boot camp training young Protestants in theological weaponry against the fortress of Roman Catholicism.
Maulbronn Roma Katoliklerine karşı eğitilen, genç protestanların bulunduğu bir eğitim ve beyin yıkama kampı idi.
You'll be fighting fire with enhanced radiation weaponry.
Siz ona ışın tabancasıyla karşılık vereceksiniz.
We deal in weaponry and private armories.
Silahlanma ve özel ordularla ilgileniyoruz.
As far as I know, they... They make some sort of chemical weaponry among other things.
Ama bildiğim kadarıyla... bir çeşit kimyasal silah olayıyla uğraşıyorlar.
Let's try his weaponry skills
Bir de kılıçla görelim!
Try Brother Yuan's weaponry skills
Birader Yuan'nın kılıç tekniğini dene bakalım!
In his hand was the knurled stock of as coolly deadly-looking... a piece of weaponry as ever I had laid eyes on.
Elinde, daha önce bu gözlerin hiç görmediği kadar ölümcül ve soğuk yüzlü görünen o silahını tutuyor.
Zero time-of-flight weaponry.
Uçuş gerektirmeyen silah.
You're about to see the state of the art in advanced weaponry in action.
Teknoloji harikası, gelişmiş silahları izleyeceksin.
At your fingers is the weaponry, the lasers, photon bolts...
Silahlar parmaklarının ucunda. Lazerler, foton torpilleri...
They know that we're sitting on a hot piece of weaponry here.
Hepsi burada nefis bir silahın üstünde durduğumuzu biliyor.
"A hot piece of weaponry."
"Nefis bir silah."
Portable laser weaponry.
Olduğunu duyuruyor olmak çok önemli bir an.
Of people who can imagine and create sophisticated weaponry and a government that can't be trusted with it.
İnsanlar karmaşık silahlar tasarlıyor ve üretiyorlar. Ve hükümetler de onlara güveniyor.
The specimen is about to boast of his strength, the weaponry of his vessel and so on.
Örnek, kendi gücüyle gemisinin silah gücüyle övünecektir.
All the vehicles, weaponry, personal.
Araçları, silahları, kişisel malzemeleri.
The weaponry they used is called the Armour of God.
Kullandığı techisata "Tanrının Zırhları" adı verilmiş.
then i will get the weaponry i need by pulling it through dimension x!
O halde ihtiyacım olan silahları X Boyutu'ndan geçirerek alırım.
Will it actually carry weaponry?
İçinde silah bulunacak mı?
The device is also more resistant to NBC weaponry than a main battle tank. ( NBC :
Ayrıca, tam donanımlı muharebe tanklarına oranla NBK silahlara karşı daha dayanıklı.
You got access to military weaponry?
Ordunun silahlarina ulasabilir misin?
They manufactured sophisticated and highly advanced weaponry.
Çok gelişmiş silahlar imal etmişlerdi.
Mines, the arsenal of freedom, perfection in highly advanced weaponry.
Minos, özgürlüğün cephaneliği. Gelişmiş silahlardaki kusursuzluk.
Our probes indicate that you are crippled, and the ship you protect has no weaponry, no light-speed drive, and only a scarce crew.
Sondalarımız geminizin yaralı olduğunu, ve koruduğunuz geminin de hiç silahı olmadığını, ışık hızı gücü olmadığını ve kısıtlı bir mürettebatı olduğunu gösteriyor.
And your knowledge of phaser and photon weaponry is unmatched.
Ayrıca fazer ve foton silahlarıyla ilgili bilgin de emsalsiz.
I always knew we had the same taste in weaponry.
Silah zevkimizin ortak olduğunu biliyordum.
Remarkable weaponry.
Harika silahlar.
Perhaps if we were in possession of some advanced Federation weaponry, it would shift the balance of power back to us.
Elimizde gelişmiş Federasyon silahları bulunsaydı, güç dengesini tekrar lehimize çevirebilirdik.
They pass along weaponry and information, join pro-Ansata demonstrations, participate in strikes, the odd riot.
Silah ve bilgi geçişini sağlıyorlar, pro-Ansata gösterilerine katılıp, grevlerde yer alıp, kargaşa yaratıyorlar.