English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / What's his deal

What's his deal translate Turkish

114 parallel translation
What's his deal?
Malcolm denen çocuğun hikayesi ne?
What's his deal?
Ne olmuş ona?
So, apart from your concern about a land deal evaporating, what was your reaction to the news that a husband and father to small children was dead with his skull bashed in?
Olayın sizi ilgilendiren kısmı olan toprak anlaşmasının suya düşmesi dışında bir kocanın ve küçücük çocukların babası olan birinin kaftası paramparça olarak bulunmasına tepkiniz bu muydu?
- What's his deal?
- O kim?
Now what's his deal?
Derdi ne?
So what's his deal?
Ya işi neymiş?
So what's his deal anyway?
Ama ben görmedim. Aranızda ne var?
What's his deal? Tony?
Nasıl biri?
What's the big deal about, what's his name, Bubblicious?
Konusunda büyük bir anlaşma, ne Adını, Bubblicious nedir?
- What's his deal?
- Yaptığı anlaşma nedir?
- Oh, you know what? - Chris cried, what is that? It's because his dad was this huge alcoholic, So he can't deal with intense feelings.
Niye biliyor musun babası alkolikmiş, o yüzden böyle gerginlikleri kaldıramıyor.
What's the deal with the old man leaving his mower on?
İhtiyar neden çim biçme makinesini açık bırakıp gitti acaba?
What's his deal, anyway?
Ne yapmaya çalışıyor?
But will, how am I supposed to handle this case and deal with this captain West and the bug that's up his you know what?
Ama Will, hem soruşturmayı yürütüp hem de Yzb. West denen şu kıçına böcek kaçmış herifle nasıl uğraşayım? Lütfen Will.
He's making me deal with his patients while they focus on what's really important... you.
Önemli olan şeye odaklanırken beni hastasıyla ilgilenmeye gönderiyor...
What's his deal?
Olayı ne?
When I'm a cougar and he's as hot as his dad. Robin, what's the big deal?
Robin, neden bu kadar büyütüyorsun?
What's his deal?
Derdi ne bunun!
Apparently, he was able to hold on to his cell phone until a few moments ago and has given her a great deal of information about what's going on inside.
Anlaşılan bir kaç dakika önce telefonuna ulaşabilmiş. Ve ona içeride olanlar hakkında çok önemli bilgiler vermiş.
I had the same dumping deal with what's-his-name, the operation's manager since I've been there at Barone Sanitation.
Bende onunla aynı anlaşmayı yaptım. Neydi onun adı, Ben orada olduğumdan beri Barone Sanitation işin başında.
OK, so what's his deal?
tamam, sorun ne o zaman?
I know, I get it, but what's his deal?
Biliyorum, anladım, ama onun olayı ne?
I'm not sure what their deal is, but Marco is doing it for his wife.
Anlaşmalarını bilmiyordum, ama Marco bunu karısı için yapıyordu.
- I mean, it's no big deal. - Mallary, what is his name?
Büyütülecek bir şey değil.
What's his deal?
Her neredeyse keyfine bakıyordur muhtemelen.
When he comes through the Boundary, he will deal harshly with anyone who has come between him and what is rightfully his.
Sınırı geçtiği zaman istediği şeyle arasına girebilecek herkesi yolundan zalimce çekecektir.
- You know, like what's his deal?
- Bilirsin, olayı nedir?
Still, officially, I'm his intern, so what's his deal?
Çünkü şu an resmi olarak onun intörnüyüm. Nedir bu çocuğun olayı?
Yeah? what's his deal. max's deal?
- Olayı nedir onun?
Deal with his grief, talk to him about what he's going through.
Kederini paylaş. Onunla hissettikleri ile ilgili konuş.
I haven't quite figured out what his deal is, but he's her latest project.
Henüz Francis olayını çözemedim ama o son takıntılarından.
Does this guy think he's a mermaid? What is his deal?
Kendini deniz kızı falan mı sanıyor?
What's his deal?
Bunun nesi var?
That's his deal. And, for what it's worth, this whole thing between you and your sister, I'm sure it'll blow over.
Sen ve kızkardeşin arasında olan tüm bu şeyler ne içinse, eminim geçip gidecektir.
What's his deal?
Onun derdi ne?
What's Gino's deal with his secretary?
Sekreteri ile Gino'nun arası nasıl?
What's his deal?
Derdi ne?
What's his deal? Is he testing me?
Derdi ne, beni sınıyor mu?
What's not a done deal, however... Is his running mate.
Ama kesinleşmemiş olansa yardımcısının kim olacağı.
Dude, what's his deal?
Dostum, derdi ne bunun?
- What's his deal?
- Onun olayı ne?
What's his deal?
Bunun derdi ne?
So, what's his deal? Is he dead?
- Onun olayı ne?
He wants to know what's happening to his deal.
Davasının durumunu öğrenmek istiyor.
I mean, what's his deal with her?
Yani o ikisinin olayı ne?
Seriously, man. What's his deal?
Cidden, adamın olayı ne?
What's his deal anyway?
- Onun olayı ne cidden?
What do you mean, what's his deal?
- Olayı derken?
What's his deal?
Ne işi var burada?
What's his deal?
Neyin nesi?
You see, he could deal with what happened if he thought his son died on a cross, but it's time we get beyond it.
Gördüğünüz gibi, olanlarla başa çıktı. Oğlunun haç üstünde öldüğünü düşündü. Ama bu sefer onun ötesindeydi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]