English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Wheelchair

Wheelchair translate Turkish

2,116 parallel translation
You haven't lived until you've seen Megan do the Wheelchair Watusi.
Ama Megan'ı tekerlekli sandalye ile Watusi dansı yaparken kesin görmeniz lazım.
Fifteen years in a wheelchair and she rose up.
15 yıldır tekerlekli sandalyedeyken,... artık ayağa kalktı.
So did you hear the one about the blind woman who was healed by a man in a wheelchair?
Tekerlekli sandalyedeki adamın kör kadını iyileştirdiği duydun mu?
And his upstairs neighbor is gonna try to sell his electric wheelchair which is too heavy to ship out.
Yukarı kattaki komşusu taşıması zor elektrikli sandalyeyi satmaya çalışacak.
Retiring, wheelchair-bound, mid-level information analyst.
Emekli olmuş, tekerlekli sandalyede, ortayaşlı bir analist sonuçta
- I'm in a wheelchair, you fucking idiot!
- Tekerlekli sandalyedeyim gerzek!
And you, you will spend the rest of your little pathetic life confined to a wheelchair!
Bundan sonra zavallı hayatının geri kalanını tekerlekli sandalyeye mahkum olarak geçireceksin
Every time you hoist yourself into that wheelchair, I want you to think of me.
Tekerlekli sandalyeye her oturuşunda beni düşünmeni istiyorum.
And he's on - He's on a wheelchair.
Tekerlekli sandalyedeydi.
Okay, so i'm in the airport, And i'm going through security, And they bring this old man In a wheelchair,
Neyse, havaalanındaydım ve güvenlikten geçiyordum ve tekerlekli sandalyede yaşlı bir adam getirdiler.
And, you know, If you're really old Or you're in a wheelchair, You can't go through The metal detector
Çok yaşlıysanız veya tekerlekli sandalyedeyseniz metal detektöründen geçemiyorsunuz.
If you're in a wheelchair, So they take you To secondary clearance, Which is far more stringent.
Bu yüzden sizi diğer şekilde arıyorlar ama bu çok daha meşakkatli bir şey.
I swear to God, They picked him up Gently out of the wheelchair By the shoulders, And he's standing between These two guys like this,
Yemin ederim, adamı nazikçe omuzlarından kaldırdılar ve adam, onu tutanların arasında şöyleydi.
Get me a wheelchair.
Tekerlekli sandalye getirin buraya.
- Yeah, could you ride in a wheelchair?
- Tekerlekli sandalye sürebilir misin?
The rapist is in a wheelchair.
Tecavüzcü tekerlekli sandalyede.
Audrey, why is Mama Ling in a wheelchair?
Audrey, neden Mama Ling tekerlekli sandalyede?
Mr. Locke, while operating, I got a look at the initial injury to your spine, the one that put you in the wheelchair.
Bay Locke, ameliyat sırasında omurganızdaki sizi tekerlekli sandalyeye mahkum eden önceki hasarı da inceledim.
- I ran over a guy in a wheelchair.
- Tekerlekli sandalyedeki bir adama çarptım.
All I see is a girl in a wheelchair.
Tekerlekli sandalyeli bir kız görüyorum.
In a wheelchair.
Tekerlekli sandalyede.
Not to mention, he's also in a wheelchair, so he can't reach the shelves in the fridge.
Üstelik tekerlekli sandalyede olduğu için, buzdolabına bile ulaşamıyor.
When I was bn, my doctor told my parents I wouldn't make it through the night, then through the week, then it was that I was blind, that I'd need a wheelchair.
Doğduğumda, doktor aileme geceyi geçiremeyeceğimi söylemiş sonra kör olduğumu ve tekerlekli sandalyeye bağlı olacağını söylemiş.
Yes, but this was before Orson was in a wheelchair, right?
Ama bu Orson tekerlekli sandalyeye mahkum olmadan önceydi, değil mi?
Just making sure you don't slap a guy in a wheelchair.
Yalnızca, biz özürlüya vurmadığından emin olmak istedim.
The man is facing life in a wheelchair.
Adam, tekerlekli sandalyeye mahkum oldu.
He's in a wheelchair.
Ari tekerlekli sandalyede.
They'll be back in 24 hours to push me out of the window, wheelchair and all.
24 saat içinde geri dönüp beni pencereden atacaklar. Tekerlekli sandalyeyle.
I'm in a wheelchair, but I'm still a guy.
Tekerlekli sandalyeye mahkûmum ama hala erkeğim.
No, but I have superhuman upper-body strength from using my wheelchair.
Hayır, ama tekerlekli sandalye kullandığım için, gövdem normal bir insana göre çok güçlüdür.
Find a wheelchair and take me for a smoke.
Bir tekerlekli sandalye bul da beni sigara içmeye çıkar.
What fucking wheelchair?
Ne tekerlekli sandalyesi?
Can you find me a wheelchair?
Bana bir tekerlekli sandalye bulabilir misin?
You've got to start listening to your body or you are going to wind up in a wheelchair.
Vücudunu dinlemeye başlasan iyi olur, yoksa tekerlekli sandalyeye mahkum olacaksın.
There's a wheelchair up in that window there.
Tekerlekli sandalye. O pencerenin arkasında.
Anything happens to my dad because of your stalling, I'll make sure you end up in this wheelchair permanently!
Sen beni burada oyalarken, babamın başına bir şey gelirse seni bu tekerlekli sandalyeye mahkum ederim!
If she has a medical background, what if she used a wheelchair, Something that would help her move them quickly?
Tıbbi geçmişi olduğuna göre, ya ceset taşımak için tekerlekli sandalye kullanıyorsa?
And if she has a wheelchair, That means her van has a lift, Which would be helpful to unload a body.
Eğer sandalyesi varsa, minibüsünde cesedi indirmeyi kolaylaştırmak için rampa da vardır.
"Hey, I'm the guy who put you in the wheelchair. You want to hang out?"
" Merhaba, ben seni tekerlekli sandalyeye
You didn't put him in a wheelchair Kevin.
- mahkum eden çocuğum?
- Cause Spencer is in a wheelchair.
Çünkü Spencer tekerlekli sandalyeye mahkûm!
Enough to try to kill you with a wheelchair?
- Seni tekerlekli sandalyeyle öldürecek kadar mı?
I remember feeling sorry for her because of the wheelchair.
- Kötürüm olduğu için üzülüyordum.
She died in 1943 when her wheelchair rolled down the stairs.
1943'te tekerlekli sandalyesiyle merdivenden yuvarlanıp ölmüş.
I'm a doctor. Well, actually I'm the guy Who threw you in the wheelchair when you first came in here.
Aslında buraya geldiğiniz zaman sizi tekerlekli sandalyeye oturtan adam benim.
It must be tough having him in a wheelchair.
Tekerlekli sandalyeye bağlı olmak zor olmalı.
You know, I had this regular customer, 92 years old, in a wheelchair.
Devamlı bir müşterim vardı 92 yaşında, tekerlekli sandalyede.
You are aware I'm in a wheelchair?
Tekerlekli sandalyede olduğumun farkında değil misin?
What, you're not gonna make some warm-hearted comment About me being in a wheelchair?
Tekerlekli sandalyeli olmama dair samimi bir yorum yapmayacak mısın?
This weed is wheelchair shit.
Bu otu paylaşacağız.
Bring the wheelchair.
- Tekerlekli sandalyeyi getirin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]