English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Wheels up

Wheels up translate Turkish

349 parallel translation
Didn't pull his wheels up soon enough.
Tekerlerini yeterince çabuk çekmedi.
Now you're on the Mystic Bridge, that thing wheels up behind ya... the windshield's opening up and I ask ya, what are you gonna do now?
Köprünün üzerinde olduğunu ve o şeyin arkandan yanaşıp tüfeğin doğrultulduğunu düşün. Sana soruyorum, ne yaparsın?
Well, i never landed two wheels up before.
Daha önce hiç tekerleksiz inmemiştim.
Told'em we're coming in wheels up in approximately 12 minutes.
Onlara, tekerleksiz olarak yaklaşık 12 dakika içinde varacağımızı söyledim.
Wheels up.
İlerle.
- Wheels up at 0700.
- 7'de havalanıyoruz.
We've got to wind the wheels up on the sprocket thing.
Tekerleri dişli şeyle denk getirmen lazım... parmağını şuraya koy.
Your orders are on the plane. Wheels up at 2330.
Emirler uçakta. 23 : 30'da kalkıyor.
The way I drive? Three minutes after wheels up.
Benim kullanmamla kalkıştan sonra üç dk.
You'll restage, wheels up for Dubai two hours after touchdown.
İki saat sonra Dubai'de olacağız, bir sonraki aşamaya geçeceğiz.
The three of you, wheels up in 15 minutes.
Üçünüz birlikte 15 dakika sonra gidiyorsunuz.
Wheels up in four hours.
Uçak 4 saat sonra kalkıyor.
Jack, you'll set up the operational plan for wheels up, 0600 hours.
Jack, sen de operasyon planını 06 : 00da başlanacak şekilde yap.
Wheels up in two hours.
Uçak iki saat sonra kalkıyor.
Wheels up, 2200.
Uçak 22 : 00'de kalkıyor.
We'll wheels up within the hour.
- Bir saat içinde gidiyoruz.
Wheels up at 1 500.
Uçak saat 15 : 00'te kalkacak.
Wheels up within the hour.
Uçak bir saat sonra kalkacak.
Wheels up in two hours.
Uçağınız iki saat sonra kalkıyor.
Okay, Sir we're about three minutes away from wheels up.
Kalkışa üç dakika kaldı.
He says he's going to have wheels all made of rubber and blown up with air.
Tekerlekleri lastikten yapacağını ve onları da hava ile şişireceğini söylüyor.
A mechanized army on wheels that rolls over any obstacle in its path, that meets calamity again and again, but always comes up smiling.
Bu mekanize birlik, yoluna çıkan bütün engelleri aşmayı bilir. Doğal afetlerle tekrar ve tekrar karşılaşır, Zarar görse de, daima gülerek yeniden ortaya çıkar.
Hank, fix up everything on wheels.
Hank, tekerleklerin üzerindeki her şeyi tamir et.
It's up to us to stop those wheels from rolling eastward.
Doğu yönünde dönen bu çarkları durdurmak bize kalmış.
Come on! We're going to have to prop up the ship, get the wheels down, try to take her off - get her in the air.
Uçağın pervanesine destek verip tekerlekleri indirmeliyiz onu havalandırmaya çalışmalıyız, kızımızı uçuralım.
- Flaps up, wheels down.
Kanatlar yukarı, tekerlekler aşağı.
I got the wheels if you want to bust in and find out what's up.
Eğer hemen gidip neler olduğuna bakacaksak arabam yanımda.
For example say a 90-pound woman sees her child pinned under the wheel of a truck runs out and lifts the wheels a half a foot up off the ground.
Mesela... 40 kiloluk bir kadın, çocuğunun bir kamyon lastiği altında sıkıştığını görür... ve kamyonu yerden 15 santim havaya kaldırır.
In fact, he who had almost ended up under the wheels, was non-the-less than my abbey brother, who some time ago left Venice and his priest's cassock to lead a decadent life in Paris, together with a young red haired woman from Treviso,
Neredeyse ezeceğimiz kişi benim manastırdan din kardeşimdi. Bir süre önce Venedik'i ve papazlık cübbesini terk edip hovarda bir hayat yaşamak üzere Paris'e gitmişti iltifatlarına tav olan Treviso'lu kızıl saçlı genç bir kadınla.
I'm saving up to get me some wheels.
Araba için para biriktiriyorum.
Al Massey's been doing wheels-up landings here for over a year.
Al Massey burada bir yıldır tekerleksiz inişler yapıp duruyor.
In Bob Hollins, you have a candidate for Congress... who is in touch with the people, a man who built up the business left to him by his grandfather. What was once a small pushcart on wheels...
Kongre için bir adayınız var, insanlarla arası iyi, büyükbabasının yarattığı büyük şirketleri ona kalmış olan bir adam ufak tekerleklerle giderken...
- Let's get him up on his wheels. RATCHET :
Ayağa kaldıralım.
Chop the top, jack it up, put on wheels psychedelic paint job from hell.
Hey Marge, tatlım hadi ama üzülme.
Kent Brockman, on line for an old man's money. You see, Gramps, I wanna customize the bus. Chop the top, jack it up, put on wheels psychedelic paint job from hell.
Kent Brockman, yaşlı adamın parasından bildiriyor görüyorsun büyükbaba, otobüsümü kaportaya sokmam gerekiyor üstünü kırıp, havaya kaldırıp, lastikleri... değiştirip, boyatmam gerekiyor çocukları okula götürebilmek için şite burada projem. çıplak hatunların etrafında sıradaki!
If I can convince him, I can then pick up those wheels?
Cidden. General'i savaş oyuncağı yapmamaya ikna edersem acemi tekerleklerini çıkarmama izin verir misin?
I don't... I don't want to end up lead around by some nurse like some kind of a wind-up doll on wheels.
Ben bazı hemşire tarafından kurşun etrafında bitirmek istemiyorum sever tekerlekli bir rüzgar kadar bebek bir tür.
To continue the action, the car is dragged out on a trolley to allow for a close-up shot showing one of the wheels spinning.
Sahnenin devamında, araba bir standın üzerine kondu ve tekerleri üzerinde etrafında dönmesi sağlandı.
They'd lift up their wheels before they were off the runway.
Daha tekerlekleri yerden kesilmeden iniş takımlarını kapatıyorlardı.
'Cause the jalapenos dry up. They're like little wheels.
Yoksa biberler kururlar ve küçük tekerleklere benzerler.
I can't believe I cracked up my only set of wheels.
Elimdeki tek arabayı da hurdaya çıkardığıma inanamıyorum.
And when I show up at school in my new set of wheels do you know what I'm gonna have to say?
Ve okulda ilk gösterimimi gerçekleştirdiğim zaman..... Ne diyeceğim biliyor musunuz?
And you lock'em up in a metal box with wheels on a bad night, they're going to start pressing'em.
Onları bir de tekerlekleri olan metal bir kutuya koyarsan birbirlerini gıcık etmeye başlarlar.
We had little roulette wheels printed up with our company name on it.
Üstünde şirketimizin adı yazan küçük rulet masaları yaptırdık.
'This is Air Force One, we are wheels-up and clear.'
'Burası Hava Kuvvetleri-1, havalandık ve her şey normal.'
It'll be up on wheels.
Yol çıkın.
0vens burning juniper and cedar make smoke trails up to the gods and prayer wheels send good thoughts spinning out into the world.
Fırınlarda yanan ardıç ve sedirler, Tanrılara ulaşsın diye duman çıkartıyor. ... ve dua tekerlekleri, dönerek dünyaya iyi düşünceler aşılıyorlar.
With all respect to the Magistrate Clagett, General, eager as we are to get taken into the territory, those wheels grind slow, while every day in this camp and environs tens of thousands of dollars in gold get cleaned up, and put into circulation.
Yargıç Claggett'e saygımız sonsuz, General... kendisi de bizim kadar birliğe katılmamızı istiyor. Ama çarklar çok yavaş dönüyor. Bu arada, bu kamp ve çevresinde... her gün on binlerce dolarlık altın temizlenip... tedavüle sokuluyor.
Train made a lefthand turn, the wheels screeched, everybody jumped up and start to gasp...
Tren sola döndü, tekerlekler sürtünmeye başladı ve herkes ayağa kalkıp bağırmaya başladı.
Hey, ease up on my wheels, man.
Arabam hakkında düzgün konuş dostum.
I have to separate the cartridge, I have to submerge the wheels in a cleaning solution cleaning solution with the heads up against it, I have to remove the silt contaminants so ty don't shred the tape...
Kartuşu ayırmam lazım. Sonra parçaları, temizleme losyonuna koyup, bekletmem lazım. Banda zarar vermesinler diye, kirletici maddeleri çıkardıktan sonra- -

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]