White translate Turkish
45,048 parallel translation
Save it for the Semantics Dome, E.B. White.
Bunu Semantic Dome için sakla. E.B Beyaz.
There's a tailor, he comes to the White House.
Bir terzisi var, Beyaz Saray'a geliyor.
Poor Snow White.
Zavallı pamuk prenses.
I'll have a dry white and by the way, I once had a friend who went blind on a fucking toilet!
"Ben beyaz şarap alayım, bu arada bir arkadaşım vardı tuvalette kör oldu."
In that moment, a bird lands on the water... massive, snow-white beast, big as a boar.
O anda.. .. bir kuş suya iner.. .. cüsseli, kar beyazı bir yaratık..
Dad, come on. A 16-year-old white girl from Monterey selling her virginity online?
Baba yapma, Monterey'de on altı yaşında beyaz bir kız internette bekaretini satıyor?
I know white goes with fish, but I like red. Yes, please.
Beyaz, balıkla daha iyi gidiyor ama kırmızıyı seviyorum.
She said if a seven-year-old can be sold to sex slavery, then no one would bat an eye if a white, rich American girl would sell hers online.
Diyor ki, eğer yedi yaşında bir kız çocuğu seks işçisi olarak satılabiliyorsa zengin, beyaz, Amerikalı bir kızın kendisini satması da umurlarında olmaz.
Kinda older white male, 5'9 ".
- Kısmen yaşlı beyaz erkek, 1,75.
That's why the snow falls white.
Bu yüzden kar beyaz düşüyor.
Victim's a white male, late fifties.
Kurban ellilerin sonunda beyaz bir erkek.
Plenty of suffering and blame to go around, although that White Jesus, well, could stand a little more suffering.
Ortada bir sürü acı ve suçlama var yine de Beyaz İsa birazcık daha acı çekmeye dayanabilir.
Why, you got your White Jesuit-style Jesus.
Şimdi, Beyaz Düzenbaz tarzında İsa'nız var.
Check out the guy in the white T-shirt.
Beyaz T-shirt'lü çocuğa bak.
White wrapper. Right there.
White wrapper. " Hemen orada.
The Huggies, white wrappers.
"The Huggies, white wrappers."
Ma'am, I was in the White House on 9 / 11.
Efendim, 11 Eylül'de Beyaz Saray'daydım.
Yeah, well, someone better streamline that shit before we get to the White House.
Birileri ben Beyaz Saray'a girmeden bu bokluğu düzeltse iyi olur.
You can speak with specific people in the White House, including the president.
Beyaz Saray'dan belli kişilerle konuşabilirsiniz. Buna başkan da dahil.
We also have photos of an unnamed third party in the presence of some white vans.
Ayrıca isimsiz bir üçüncü unsurun beyaz minibüslerin yanında fotoğrafı var.
Because Andrew Keane was the opposite of a hero and because his mother is the most dangerous person to ever set foot in the White House.
Çünkü Andrew Keane bir kahramanın tam tersiydi Ve annesi en tehlikeli kişidir çünkü Beyaz Saray'a adım atmak için.
We have gathered a group of sickly men, who suffer with the White Riff.
Lepradan muzdarip bir grup hastalıklı adamı bir araya topladık.
There's a smoldering mattress next to me and a bunch of white dudes lying around in war paint.
Tam yanımda otlardan bir döşek ve savaş boyası yapmış, dönen beyaz adamlar vardı.
You know there are two of those bitches in white standing out front right now, smoking their fucking cigarettes?
Dışarıda şu beyazlı orospulardan iki tanesi sigara fosurdatarak bekliyor farkındaysan?
White fingers.
Beyaz parmak.
Raise the white flag and make a course to enter the harbor.
Beyaz bayrağı dalgalandırıp limana girin.
Raise the white flag!
Beyaz bayrağı dalgalandırın!
I don't know. After high school, most white girls go to college.
Beyaz kızların çoğu liseden sonra üniversiteye gider.
I had to join a Muslim gang and a white-power gang.
Hem Müslüman hem Beyazlar çetesine katılmak zorunda kaldım.
But with friends like these, can we really trust John Donovan in the White House?
Böylesi dostları varken.. ... Beyaz Saray için John Donovan'a cidden güvenebilir miyiz?
It's a white box truck coming from the west.
Batı tarafından gelen beyaz kapalı kasa kamyonet.
I see white wires leading to some kind of a switch, and a single wire leading out.
Bir tür anahtara giren beyaz bir kablo görüyorum ve tek bir tane çıkıyor.
It means I have no possible way of cutting up this baguette into bite-sized pieces, which is really unfortunate because I was gonna take the bread that was cut up with a white bean hummus- -
Yani bu bageti lokmalık doğramam kesinlikle imkânsız, ki bu da epey talihsiz oldu çünkü doğranmış ekmek parçalarını kuru fasulye humusuyla yiyecektim.
We want the world to be black and white.
Dünyanın siyah ve beyaz olmasını istiyoruz.
Seemed pretty black and white to me.
Bana biraz siyah beyaz gibi geldi.
My fellow congressmen, I do not need the Washington Herald to tell me that a scoundrel lives in the White House.
Sayın Kongre üyeleri, Beyaz Saray'da bir sahtekârın yaşadığını bilmek için Washington Herald'ı okumama gerek yok.
Mrs. Underwood, the White House has yet to release one piece of information about the attempted capture of those domestic terrorists.
Bayan Underwood, Beyaz Saray bu dâhilî teröristlerin yakalanma girişimiyle ilgili bir bilgiyi hâlâ açıklamadı.
The White House has not had a single press briefing since the Herald ran my article.
Yazım Herald'da yayınlandığından beri Beyaz Saray basın toplantısı yapmadı.
You keep saying the White House isn't speaking about this. I am sitting right here talking to you.
Beyaz Saray bu konuda konuşmuyor diyorsun ama işte karşında seninle konuşuyorum.
The White House counsel's been all through that.
Hukuk danışmanımız üzerinden geçti.
It's there in black and white.
Açıkça yazıyor.
Now, please remember, these reports are unconfirmed and we're waiting on a statement from the White House.
Lütfen unutmayın, haberler doğrulanmadı. Beyaz Saray'dan demeç bekliyoruz.
I mean, the weak-wristed, short-statured, white-girl contingent that we represent, we need a stronghold.
Bizim gibi bileği kuvvetsiz, ufak tefek, beyaz kız popülasyonuna bir sığınak lazım.
I'm a white nationalist.
Beyaz milliyetçisiyim.
You'll join actual Federal Agents as we investigate everything from white-collar crime to terrorism...
Gerçek federal ajanlara katılacaksınız, her şeyi inceleyeceğiz beyaz yakalı suçlarından teröre kadar.
The guy in the white eight top.
- Beyaz üstlü adam.
Kill, drive, kill, drive Kill the white man, hah!
Öldür, sür, öldür, sür, Beyazları öldür
Kill, drive, kill, drive Kill the white people in a car, car, car
Öldür, sür, öldür, sür, Beyazları arabada öldür, öldür
Kill, drive, kill, drive Kill the white man
Öldür, sür, öldür, sür Beyazları öldür
Bitch been stealing my scores like white people been stealing from us since the beginning.
Sürtük benim puanlarımı çalıyor, tıpkı beyazların başından beri bizden çaldıkları gibi.
Drive, drive, kill, kill Kill the white people
Sür, sür, öldür, öldür Beyazları öldür
whitey 118
whitehall 26
whitehead 26
white boy carl 25
whites 22
white girl 29
white boy 86
white and blue 25
white hair 22
white guy 31
whitehall 26
whitehead 26
white boy carl 25
whites 22
white girl 29
white boy 86
white and blue 25
white hair 22
white guy 31