English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Woodsy

Woodsy translate Turkish

53 parallel translation
- Real woodsy, ain't he?
- Tam bir ormancı, değil mi?
You can pack yourself a picnic basket and follow some woodsy trail.
Kendinize bir piknik sepeti hazırlayabilir ve odun izlerini takip edebilirsiniz.
You ever run into a cowhand by the name of Woodsy Niles?
Woodsy Niles adında bir kovboy tanıyor musun?
Woodsy Niles, sir?
Woodsy Niles dedim?
Too woodsy.
Çok odunsu.
Oh, woodsy, I'm not.
Odunsu bana göre değil.
You're pretty in those woodsy flannels.
Bu garip giysilerin içinde çok güzel görünüyorsun.
Did anyone see that new Woodsy Allen movie?
Kimse yeni Woodsy Allen filmini izledi mi?
Somebody doesn't like electricity, Woodsy.
Birileri elektrikten hoşlanmıyor olmalı.
It's robotic, Woodsy.
Robot gibi bir şey.
Hey, Woodsy, there's another one of those things, man.
- Hey, Woodsy, burada o şeylerden bir tane daha var
Come on, Woodsy.
Haydi Woodsy.
- Hey, hey, Woodsy.
- Hey, hey, Woodsy.
I figured you guys would be having a little woodsy tryst.
Küçük bir orman kaçamağınız olacağını tahmin ettim.
I'll never be more woodsy than Sonny.
Sonny'den daha çok ormanlı olamam.
Woodsy woods.
Ormanımsı orman.
All those woodsy trees.
Bütün o ağaçlardan.
- Uh, woodsy.
- Uh, ormanımsı.
The hairy wad smelled a bit woodsy to me.
Bu kıl yumağı ban biraz ağaçsı kokuyor gibi geldi.
The victim was murdered in a woodsy area near Lake Mead.
Kurban Mead Gölü yakınında ağaçlık bir yerde öldürüldü.
We love to roam our woodsy home Of greenery and scenery and song
Orman evimizde gezmeyi severiz Yeşil, manzaralı ve biz
It's, uh, sweet, woodsy, like a berkshire forest on a crisp autumn morning.
Şekerli ve ormansı. Ayaz bir sonbahar sabahı, Berkshire ormanı gibi.
- Woodsy.
Woodsy.
- Oh, Woodsy.
Oh, Woodsy.
Well, all that's gonna change, Woodsy, because me and you, we're going into the adult entertainment industry.
Artık bu sona eriyor Woodsy, çünkü sen ve ben, Yetişkinler için eğlence sektörüne giriyoruz.
- Look around you, Woodsy, what do you see?
Etrafına bir bak Woodsy. Ne görüyorsun?
I did my research, Woodsy, before I bought the equipment.
Bu malzemeleri almadan önce bir araştırma yaptım.
- Come on, Woodsy, it's the big time.
Hadi Woodsy, büyük gün geldi.
Enjoy public school, Woodsy.
Devlet okulunun tadını çıkar Woodsy.
Oh, I've got the big date planned. It's a romantic dinner, secluded spot, somewhere woodsy.
Ne yapacağımızı planladım ağaçlık bir yerde romantik bir akşam yemeği.
I'd say it's, uh, woodsy,
Bana göre biraz ormansı...
Yeah, that's woodsy and rustic.
Emmy oraya bayılır.
Bryce Woodsy, tennis team.
Bryce Woodsy, tenis takımı.
It's Woodsy Owl.
Odunsu Baykuş.
- Oh boy, Woodsy Owl! - Who's that?
- Amanın, Odunsu Baykuş.
Hi, I'm Woodsy Owl.
Size çöplerinizi toplamayı ve ormanlarımızı temiz tutmayı hatırlatırım. Ben Odunsu Baykuş.
No more Woodsy.
Hayır Odunsu.
Turns out he was molested by Woodsy Owl.
Odunsu Baykuş tarafından taciz edilmiş.
So, he was hoarding, because when he threw things away, his subconscious would remember Woodsy's "Give a hoot, don't pollute", and touching his penis with his wing?
Bir şey atmaya kalkıştığı zaman zihni ona "Bir el de sen uzat, doğayı kirletme."....... ve penisine dokunduğunu hatırlattığı için istifliyormuş demek.
Thanks, Woodsy.
Sağ ol Woodsy.
With age, it acquires delicious notes of a woodsy vanilla.
Zaman geçtikçe, odunsu vanilya gibi bir tat almaya başlar.
Hello? Peter, it's me, Woodsy!
- Peter, benim Woodsy.
the amino acids... to increase, which gives rise to a really sweet, woodsy, flavor with just a hint of a kind of spicy charm, which I enjoy.
Tatlı, hafif korumsu bir lezzet katıyor. Çok azıcık da baharat tadı geliyor ağza. Ben severim.
Then I wrapped him up in a shower curtain, drove him out to that woodsy area under the billboard.
Sonra onu duş perdeleriyle sarıp ilan panosunun altındaki ağaçlık bölgeye kadar sürükledim.
Woodsy. I mean, I have never wondered if you could shimmy up a palm tree.
Onları kullanarak ağaca tırmanabilir misin diye merak ettiğim olmadı hiç.
Woodsy, you stay here.
Woodsy, sen burada kal.
I need you to pick up Darren and Woodsy. Soon as possible, from the club.
Darren ve Woodsy'i hemen kulüpten almanı istiyorum.
They're very woodsy.
Ormana bayiliyorlar.
Cozy, woodsy.
Samimi, ağaçIıklı.
I didn't picture someone like you living in a place so... woodsy.
Senin gibi birinin böyle ağaçlık bir yerde yaşadığı aklıma gelmemişti.
♪ USA It's a sunny, woodsy day in Lumberton, so get those chainsaws out.
Bugün Lumberton'da açık ve kesime uygun bir gün var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]