English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Word of warning

Word of warning translate Turkish

114 parallel translation
Without a word of warning.
Herhangi bir uyarı olmaksızın.
Attacked without a word of warning by a ruthless conqueror.
Bir uyarı yapılmaksızın, acımasız bir fatih tarafından saldırıya uğradı.
Fine, but a word of warning.
Güzel, ve son bir uyarı.
Ma'am, if I might be allowed to offer you a word of warning, that man has power, and he can use it for you or against you.
Hanımefendi, size küçük bir uyarıda bulunmama izin verirseniz bu adam çok güçlüdür, ve bu gücünü lehinize de, aleyhinize kullanabilir.
Now, Miss Coates, I was just tryin'to give a word of warning'.
Haydi ama Bayan Coates, sadece uyarmaya çalışıyordum.
I got a solemn word of warning for you.
Seni cidden uyarıyorum.
Ladies and gentlemen, just a word of warning.
Bayanlar ve baylar, uyarı için sadece bir kelime.
A word of warning.
Bir uyarımız var.
Now one word of warning.
Şimdi bir uyarıda bulunacağım.
A word of warning :
Bir uyarı :
One word of warning from you and you die instantly.
One word of warning from you and you die instantly.
[narrator] First, however, a word of warning.
Ancak önce bir uyarı.
Oh, yes, a word of warning :
Ve sizin için bir uyarım var.
Not a word of warning?
Tek bir kelime bile etmeden mi?
Hassan, a word of warning.
Hasan, bir uyarı sözü,
But a word of warning :
Ama sizi uyarayım.
A word of warning, you filth monger!
Sana bir uyarı, seni pislik taciri!
If you don't mind a word of warning, you want to take care with him, sir.
Eğer sakıncası yoksa sizi uyarmak isterim, ona dikkat edin, derim, bayım.
A word of warning, though.
Bir tavsiyem var.
As the People rest this case, I leave you with this word of warning.
Savcı olarak iddialarımı burada tamamlarken bir uyarıda bulunacağım.
A word of warning, my garbage-toting friends, from your friendly neighborhood peace officer.
Bir uyarı, benim çöp taşıyan arkadaşlarım, dost canlısı, mahallenizin barış memurunuzdan.
Uh, word of warning to the unwary, don't get sick this weekend.
Uyarı yapayım. Gafil avlanıp Bu hafta sonu hasta olmayın.
A word of warning :
Sana bir uyarıda bulunayım :
A word of warning :
Ama sizi uyarayım :
Just a small word of warning.
Küçük bir uyarı.
And now, a word of warning.
Ve şimdi, küçük bir uyarı!
You let others do the thinking for you lf you want a shoulder to cry on, a word of warning :
Başkalarının seni düşünmesine izin verdin. Ağlamak için omuz arıyorsan uyarayım :
Word of warning for your own good :
Uyarmam gerek. Senin iyiliğin için :
Word of warning :
Bir uyarı :
I've got just one last word of warning Play with me and you play with fire
# Seni son kez uyarıyorum. # Benimle oynarsan, ateşle oynarsın.
We come to offer you a word of warning.
Buraya sizi uyarmaya geldik.
A word of warning...
Küçük bir uyarı...
Even if you get this job, which I highly doubt, let me just give you a word of warning.
Ama bana sökmez. İşi alacağından da şüpheliyim. Sana küçük bir uyarı yapayım.
What really burns me up is they didn't give us one word of warning!
Asıl kafamı kızdıran şeyse, bizi uyarmak için tek kelime söylememeleri!
Not a single word of warning.
Tek kelime uyarı yapmadılar.
A word of warning.
Bir uyari kelimesi.
Here today we have a rising swell, so I wanna give a little word of warning to everybody to watch out.
Bugün burada deniz oldukça yüksek... onun için herkesi uyarmak istedim.
Word of warning, though.
Yine de uyarayım dedim.
Word of warning.
Uyarı işareti.
One word of warning, if you intend to use this peekaboo style around the gym.
Bir uyarı, bu stili salonda kullanacak olursan.
- A word of warning, Jenny.
Seni uyarıyorum Jenny.
Let me give you one word of warning- - you shouldn't go walking around here with your food on display.
Yiyeceğinizi etrafta bu şekilde taşıyamazsınız. Doğru...
He's in Gibraltar on a bit of business, but a word of warning - he's protective and she's...
İş için Gibraltar'a gitti. Ama aklında bulunsun, hatununu kollar, hatun da biraz...
Just a word of warning.
Ufak bir uyarı.
A word of warning, Herr doctor.
Sizi uyarayım Herr Doktor.
Mr Carl Laemmle feels it would be a little unkind to present this picture without just a word of friendly warning.
Bay Carl Laemmle, küçük bir uyarıda bulunmadan bu filmi sunmanın nazik olmayacağını düşünüyor.
One last warning. We might meet people, cops even. One word out of you and I'll shoot.
Son bir uyarı Birilerini hatta polisleri görebiliriz.
Madam... will you permit an entire stranger... to serve you... with a word of advice and warning... which self-interest prevents others from saying?
Hanımefendi... beni hiç tanımıyorsunuz, ama size yardım etmeme... izin verirseniz... bir tavsiyede ve uyarıda bulunacağım. Başkaları menfaatleri nedeniyle bunları söyleyemez.
I give you warning, George, one more word of your sauce... and I'll eat your liver for breakfast.
Seni uyarıyorum, George. Ağzından tek kelime daha çıkarsa ciğerini söküp kahvaltıda yerim.
He, that heard the sound of thy holy trumpet... and took not warning... he hath clearly wandered too far... from the word of God.
O ki kutsal boru sesini duyar ve önlem almaz çok fazla uzaklaşmıştır Tanrı'nın sözünden.
Word of warning :
Uyarı :

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]