You've done very well translate Turkish
84 parallel translation
You've done very well.
İyi iş çıkardın.
- Yes, you've done very well.
- Evet, çok başarılı oldun.
For one who is not here to answer riddles I must say you've done very well.
Buraya bilmece çözmeye gelmeyen biri olarak, gayet iyiydiniz.
You've done very well.
İyi iş başardınız.
Well, you've done very well.
Çok iyi iş çıkardın.
You've done very well.
Çok iyi oldu.
You've done very well at the track recently, Mr. Gild.
Son zamanlarda at yarışlarında iyi kazandın, Bay Gild.
You've done very well for yourself Joe.
Kendin için çok iyi yaptın Joe?
You've done very well.
- Çok iyi yapmışsın.
You've done very well to advise me, Louise.
Bana haber vermekle iyi yaptın, Louise.
You've done very well.
Çok iyi iş çıkardın.
Good, you've all done very well
Harika! hepiniz iyi iş çıkardınız!
You've done very well
İyi iş çıkardın.
You've done very well.
Aferin.
Mac asked me to keep you away from the ring for a while today, and I think I've done very well.
Mac bugün, bir süreliğine seni ringden uzak tutmamı söyledi. Ve sanırım iyi becerdim.
You've done very well for a human, Wyatt.
Bir insan için çok iyiydin Wyatt.
You've done very well, James.
İyi iş başardın Jim.
You've obviously done very well with it.
Bununla kendine iyi bakmışsın.
Commander, you've done very well.
Komutan, çok iyi bir iş yaptınız.
Now, would you just do something very easy for me - and this can be done by people at home as well watching on the television - just hold up your right hand, please, in front of you, and look at me.
Şimdi benim için çok kolay bir şey yapabilirsiniz ve bunu evde TV karşısında olanlar da yapabilir. Yalnızca sağ elinizi kaldırın ve bana bakın lütfen.
You've done very well for yourself, Quark.
Kendin için çok iyi yaptın, Quark.
You've done very well.
Çok iyi bir iş başardın.
Krista, you've done very well.
Krista! İyi iş başardın.
You've done very well in therapy, Harvey.
Terapide çok iyi iş çıkarttın, Harvey.
Yeah. You've done very well out of my business, haven't ya?
- İşimi güzel yapıyorsun demek.
You've obviously done very well.
Evet.
You've wanted me out for ages, now you've done it. Very well done
Yıllardır atıImamı istiyordunuz, işte becerdiniz.
You've done very well.
Harika bir iş çıkardın.
Oh, for someone with no breasts, you've done very well for yourself.
Göğsü olmayan birine göre, çok iyi iş çıkarmışsın.
You've all done very well.
Her şeyi gayet güzel yaptınız.
I must say you've done this whole thing very well.
Herşeyi iyi ayarladığınızı söylemeliyim.
Well. you've all done very very well for your first lesson.
İlk ders için hepiniz son derece iyiydiniz.
I hear you've done very well for yourself.
İyi iş çıkardığınızı duydum.
You've done very well for yourself, Andy Fiddler.
Andy Fiddler, kendin için en iyisini yaptın.
are two very different things. In fact, to do either of them very well, you have to pretty much ignore one of them altogether, which is what i've done.
İşin aslı, birisini çok iyi yapabilmek için diğerini tümüyle gözardı etmek gerekiyor.
Well, you've obviously done very well for yourself.
Belli ki iyi kazanmışsınız.
You've done very well.
İyi iş çıkarmışsın.
You've done that very well.
Aferin sana Sebastian.
I admit you've done very well.
- İşinizi iyi yaptığınızı kabul ediyorum.
- I admit you've done very well.
- İşinizi iyi yaptığınızı kabul ediyorum.
You've done very well...
İyi iş çıkarttın.
And you've both done very well out of me. Out of living off my money, off my success, out of living here in my house!
İkiniz de benden çok güzel faydalandınız, paramı harcadınız, başarımı kullandınız, burada evimde yaşadınız!
- I mean, look at you. For all these years, you've done very well without a husband.
Bunca yıldır kocan olmadan gayet iyi idare ettin.
You've done very well, Valerie, but you have to give him up now.
Çok iyi iş yaptın Valerie, Fakat şimdi onu vazgeçirmen gerek.
You know very well. I've done nothing.
Gayet iyi biliyorsun, Ben bir şey yapmadım.
Now I'm not one for speeches, but on behalf of the president and a very grateful nation, I want to thank each and every one of you for a job well done.
Şu an da burada sadece kendim adıma konuşmuyorum, Sayın Başkan ve çok minnettar ulusumuz adına her birinize yaptığı başarılı çalışmalar için teşekkür etmek istiyorum.
And you, Ettie. You've done very well for yourself.
Sen de çok formdasın Ettie.
Very well done! You've made it perfect.
yani, gercekten harika bir sekilde geldi.
You've done very well, Robert.
Aferin Robert.
Very well, you've done your part.
İyi o zaman, üzerine düşeni yaptın.
You've done very well by all this bloodshed, haven't you?
Kan banyosundan bir hayli prim topladın.
you've done it now 22
you've done enough 157
you've done well 111
you've done it 103
you've done it before 58
you've done your homework 25
you've done it again 57
you've done a great job 28
you've done 17
you've done nothing 25
you've done enough 157
you've done well 111
you've done it 103
you've done it before 58
you've done your homework 25
you've done it again 57
you've done a great job 28
you've done 17
you've done nothing 25
you've done this before 93
you've done a good job 17
you've done nothing wrong 28
you've done enough already 17
you've done all you can 16
you've done more than enough 18
very well 4412
very well indeed 16
very well done 68
very well then 70
you've done a good job 17
you've done nothing wrong 28
you've done enough already 17
you've done all you can 16
you've done more than enough 18
very well 4412
very well indeed 16
very well done 68
very well then 70
you've 257
you've got this 65
you've got a point 16
you've seen them 46
you've got mail 34
you've got a friend in me 28
you've been served 82
you've earned it 130
you've got a deal 21
you've been there before 25
you've got this 65
you've got a point 16
you've seen them 46
you've got mail 34
you've got a friend in me 28
you've been served 82
you've earned it 130
you've got a deal 21
you've been there before 25