English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You can do it

You can do it translate Turkish

14,969 parallel translation
You can do it. We're all responsible for our lives, and what you do right now in this room will determine whether we live or die.
Hayatlarımızdan sorumluyuz, yaptıklarınız, yaşayıp yaşamayacağımızı belirleyecek.
You can do it!
Yapabilirsin!
- I can't. - You can do it.
- Yapabilirsin.
- You can do it.
- Yapabilirsin.
I know you can do it.
Yapabilirsin, biliyorum.
- You can do it. Go on now.
- Yapabilirsin, hadi.
You can do it.
Uyabilirsin.
Come on, Fuzzypants, you can do it.
Hadi Tüylü Pantolon, başarabilirsin.
You can do it in julie's office.
- Julie'nin ofisinde halledebilirsin.
What is it I can do for you?
Senin için ne yapabilirim?
How can you do it, knowing you have Huntington's, and the same thing is going to happen to you?
Nasıl yapabilirsin, Huntington'ların olduğunu bilerek, Ve aynı şey sana da olacak mı? Anlamıyorum
Given the sacrifices you have made, it's the very least I can do.
Yaptığınız fedakarlıklar göz önüne alındığında, yapabileceğimin en azı bu.
Can you do it?
- Yapabilecek misin?
What makes you Special Operators so special if you can't do what I need when I need it?
İstediğimi yapamayacaksanız özel harekatçıları bu kadar özel kılan ne ki?
You wanna work some things out, hmm? We can always do it there.
Bir şeyler öğrenmek istiyorsan evime gel, hallederiz.
They can't do that to their wife so they take it out on you.
Karılarına yapamadıklarının acısını senden çıkarıyorlar.
Look, I don't know what it is that you think I can do for you.
Sizin için ne yapabileceğimi düşündünüz bilmiyorum.
Things can be rebuilt, and when you do, you rebuild it as your legacy.
Tekrar inşa edilebilir ve bunu yaptığında kendi mirasın olarak inşa etmiş olursun.
Won't hurt you. You know, just do it.
Canını acıtmayacaklar ki.
Can't you do anything without making it a drama?
Bir şeyi de sessiz yapamaz mısın?
There's not a damn thing you can do about it, so I don't want to hear another word out of your mouth.
Orada bu konuda yapabileceği hiçbir şey, değil Yüzden senin ağzından başka kelime duymak istemiyorum.
If you give us real info on the gang's criminal activity, we can see to it that you only do six months for unlawful possession of a gun.
Eğer çetenin suç eylemleriyle ilgili bilgi verirsen, sadece yasadışı silah taşımaktan... altı ay ceza alırsın.
Why is it when you can't use the ladies room, all you want to do is use the ladies room?
Neden tuvalet bozulduğu zaman, tuvaleti kullanmamız gerekir?
You know full well you can't do something like that without first clearing it.
Bize söylemeden öyle bir şey yapamayacağını gayet iyi biliyorsun.
It's the worst you can do.
Yapabileceğinin en kötüsü bu.
Nobody can do it for you.
Kimse senin için böyle bir şey yapmaz.
Look, can you do it or not?
Bak, yapabilir misin, yapamaz mısın?
Can you do it?
Yapabilecek misiniz?
You can walk away from your duty if you wish, but do not pretend that it's noble or brave.
Canın istiyorsa vazifenden kaçabilirsin ama sakın bu asil ve cesurcaymış gibi davranma.
I can't stand it when you do that!
Böyle yapmana sinir oluyorum!
And if you want to keep it together, The best you can do is stay home.
Aileni bir arada tutmak istiyorsan yapabileceğin en iyi şey evde kalmaktır.
If I can do it, you stay three months training with me for the Kumite.
Bunu yapabilirsem, Kumite için üç ay eğitimimi alırsın.
It is the best you can do.
Yapabileceğin en iyisidir.
Whether you pay for it or not, the land belongs to Mr. Briggs and he can do with it as he pleases.
Para verseniz de vermesiniz de arazi Bay Briggs'e ait canı ne isterse yapma hakkı var.
My hair's pretty short, so you can't really do anything with it.
Saçım baya kısa yani çok bir şey yapamazsın buna.
Can you do it?
Yapabilecek misin?
Can you do me a favor and take it easy on Bullock?
Benim için Bullock'a fazla yüklenmezsen sevinirim.
I did it to Gordon once, and I can do it again,'cause peoples'brains are just a mystery, and once you figure it out...
Gordon'ı daha önce manipüle ettim mesela, tekrar yapabilirim. Çünkü insanların beyinleri bir gizemden ibarettir, çözdüğünüzde...
Be that as it may... if you can escape, do it.
Hep oynattım. Öyle olsa bile kaçabiliyorsan kaç işte.
No, you know I can't do that, and it's cruel of you to keep bringing it up.
Hayır, çıkmadığını sen de biliyorsun. İkide bir söylemen zalimlik.
Do you have to do it in your underwear? I can't take them off,'cause then you'd be looking right at my penis and testicles.
Onları çıkartamadım çünkü çıkartsaydım sürekli benim takımlara ve penisime bakardın.
Can you do it without screaming?
Bağırmadan yapabilir misin?
No, no,'cause you see Johnny can call 20 maniacs in prison, all doing life without parole, who, for a case of cigarettes, will say they killed your step dad, and you paid them to do it.
Hayır, hayır çünkü Johnny ömür boyu hapis yemış... bir paket sigara için babanı senden aldığı para karşılıgında... kendisinin öldürdüğünü söyleyebilecek 20 manyak bulabilir.
You two can't do it?
Siz ikiniz yapamazsanız.
- Can you do it?
Bunu yapabilir misin?
- I can't do it when I see you like that.
- Seni böyle görünce yapamıyorum.
Except now, you can get paid while you do it.
Ama şimdi o işi yaparken para alacaksın. Hem de çok.
Well, it can be, if you do something for me.
Benim için bir şey yaparsan tabii ki hediyen olur.
Well, is there anything you can do about it?
- Bu konuda yapabileceğin bir şey var mı?
Tell me what you can do with it.
Bana bununla ne yapabileceğimizi söyle.
Nothing you can do about it.
- Engellemek için hiçbir şey yapamazsın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]