You could've been killed translate Turkish

We called it the Bloody Lane. It could've been you who killed him.

biz ona kanlı yol diyoruz onu öldüren sen olabilirdin

You could've been killed.

Ölebilirdin.

I could've killed you anytime, and it wouldn't have been like the way you killed Bronson.

Seni her an öldürebilrdim, ve bu da Bronson'u öldürdüğün gibi olmazdı.

Many others could have been killed and will be unless you take action.

Siz harekete geçmedikçe diğer birçoğu da öldürülebilir ve öldürülecektir de.

Ann, you could've just been killed.

Ann, öldürülebilirdin.

You could've been killed!

Ölebilirdin!

You could've been killed.

Öldürülebilirdin.

- You could've been killed.

- Öldürülebilirdin.

You know, we could've all been killed if she hadn't stopped the horses.

Durdurmasa hepimiz ölebilirdik.

I could've been killed, and you're drinking!

Ben öldürülebilirdim ve sen içki içiyorsun!

You could've been killed!

Ölebilirdin.

We could've been goin'to Quentin... with them old-timers boring the shit out of you... goin'on about jazz and how many motherfuckers they killed.

Tabii Quintin'e de gidiyor... olabilirdik, orada eski mahkumların söz ettiği şey, caz ve kaç tane... serseri öldürdükleridir.

- You could've been killed!

- Ölebilirdin!

- You're brave, you could've been killed.

- Çok cesursunuz. Ölebilirdiniz.

Holy crap, you could've been killed.

H * sktir, Ölebilirdin oğlum.

Did you say you could've been killed?

- Ölebilirdik mi dediniz?

You could've been killed back there, or busted up.

Onu öldürebilir bi tarafını kırabilirdin.

Thank God you didn't. You could've been killed.

Tanrıya şükürler olsun, öldürülmemişsin, yaşıyorsun.

- You could've been killed.

- Ölebilirdin.

- Derek could've been killed, you know.

- Derek ölebilirdi.

You could've been killed today.

Bugün öldürülebilirdin.

Now we all could've been killed'cause you didn't have the sense to look up!

Şimdi sır sen yukarı bakmayı düşünemediğin için hepimiz ölebilirdik!

But if I were your leak I'd be stupid, since I could've been killed alongside you.

Ama sızıntı bensem aptal olurdum, yanında ölebilirdim.

I could've been killed, you know.

Biliyorsun, ölebilirdim.

You could've been killed.

Ölebilirdin!

You could've been killed in that accident.

O kazada ölebilirdin.

You could've all been killed.

Hepimizi öldürtebilirdin.

You could've been killed.

Ölebilirdiniz.

We could've been killed, you know?

Öldürülebilirdik.

You don't know who could've been killed.

Kimlerin ölebileceğini bilemezdin.

Do you know you could've been killed just now?

Neredeyse ölebileceğini biliyor muydun?

Besides the fact it's illegal to be there, you could've been killed.

Ayrıca oraya girmek yasak. Ölebilirdiniz.

I know what you told me, but I could've been killed.

Ne söylediğini biliyorum, ama öldürülebilirdim.

- You could've been killed.

Ölebilirdin.

I'm telling you, they could've been killed.

Ölebilirlerdi.

- And you could have been killed.

- Ve ölebilirdin.

I mean, like you said, someone could've been killed.

Yani, senin de dediğin gibi, birileri ölebilirdi.

You could've been killed.

- Ölebilirdin.

You've been his driver all these years... So maybe you have some idea who could have killed him.

Madem bunca yıldır şoförlüğünü yapıyorsun söyle bakalım, sen bilirsin belki, kim öldürmüş olabilir?

You could've been killed.

- Öldürülebilirdin.

- You could've been killed.

Öldürülebilirdin.

You know, they could've been killed, Hodgins.

Öldürebilirlerdi, Hodgins.

Erica, you could've been killed.

Erica, öldürülebilirdin.

You could've been killed today, John.

Bugün ölebilirdin, John.

If it weren't for Commander Ikari's decision, you could've been killed!

Kumandan Ikari'nin kararı olup olmaması önemli değil bu yapılmasaydı, sen ölebilirdin!

Y-you know, you could've been killed!

- Öldürülebilirdin!

Because, mother, you could've been killed.

Çünkü, anne bir cinayete kurban gidebilirdin.

You could've been killed.

- Ölebilirdin. - Biliyorum!

But as a father and an uncle I am horrified by your unconscionable behavior. You both could have been killed.

Ancak bir baba ve dayı olarak bu pervasızca hareketiniz karşısında dehşete düşmüş vaziyetteyim.

Just a couple of weeks ago, a cop got killed because she walked into the middle of a crime. - And tonight, that could've been you.

Sadece bir kaç hafta önce, sırf bir suçun ortasında kaldı diye bir kadın polis öldürüldü ve bu gece, bu sen olabilirdin.

And... one boy... can't have been any older than the one I killed... you could see the fear in his eyes with all the soldiers and their guns and everything, probably knowing he was going to die.

Ve bir oğlan... Yaşı öldürmüş olduğumdan daha fazla görünmüyordu. Korkuyu gözlerinde görebilirdin, bütün o askerler, silahlar ve her şey.