English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You wouldn't get it

You wouldn't get it translate Turkish

350 parallel translation
Even if you were butt naked in front of me, it wouldn't make a difference. Don't get yourself confused.
Anadan doğma çıplak bile olsan, sana karşı bir şey hissetmezdim.
On the other hand, if you feel that you can't get along without her... it wouldn't be the first sacrifice I've made for you.
Öte yandan, onsuz devam edemeyeceğini düşünüyorsan bu senin için yaptığım ilk fedakarlık olmayacak neticede.
I'm afraid you wouldn't get what it was worth if you sold it now.
Şimdi satarsan, korkarım çok ucuza gider.
Wouldn't you know it'd get changed into "Gabby"... ... by these sunbaked, ignorant desert rats.
Evet ama bu cahil çöl riyakarları onu "Gabby" yaptı.
I wouldn't let you get in the middle of it, Andi.
Aralarına girmene zaten izin vermem Andi.
She tried to get a divorce from him to put in with you but he wouldn't give it to her.
Seninle birlikte olabilmek için ondan bosanmak istemis... ama Archer kabul etmemis.
Maybe you could fix it so that he'd get out of prison and then I wouldn't have to go to the police.
Belki sen bu işi düzeltip onu hapisten çıkartabilsen ben de polise gitmek zorunda kalmazdım.
You know, Lawson, if my kids and all the other kids who are in this thing could fix it so this would really be the last one, your kid would get quite a break, wouldn't he?
Biliyor musun Lawson, benim çocuklar ve diğerleri, tüm savaşanlar umarım bu savaşı bitirirler ki göreceğimiz en son savaş olsun böylece senin ufaklık da savaşsız bir dünyada yaşasın.
You'd like to get to the bottom of it, wouldn't you?
Olayın iç yüzünün ortaya çıkmasını istiyorsun, değil mi
You wouldn't get it, Katie.
Bunu anlayamazsın, Katie.
Well, I wouldn't want to take it on myself, sir, but I'd get somebody to do it for you far for that.
Onu kendi başıma üstlenmek istemem, efendim,.. fakat size bunu yapabilecek birini bulabilirim.
You'd like to get it renewed, wouldn't you?
Yenilenmesini istersin herhalde.
You'd wanna get rid of it, wouldn't you?
Ondan kurtulmak istemez miydin?
We'll get some beer. I wouldn't drink with you if it was the last beer on Earth.
Dünyada kalan son birayı bile seninle içmem.
You wouldn't like it... and the doc says it's, uh, bad for you to get riled up. Yeah.
Bundan hoşlanmazdın ve doktor kızmanın senin için kötü olduğunu söyledi.
Wouldn't you use a glass cutter, a brick... your fist, anything to get what you wanted... knowing it was just there waiting for you?
İstediğini almak için camı keser veya yumruğunu kullanmaz mıydın? Seni bekleyeni bildiğin halde?
They wouldn't let you get away with it.
Yanına bırakmadılar.
That would give you... the best reason in the world to get rid of him, wouldn't it?
Böylece ondan kurtulmak için. dünyanın en iyi nedenini buldunuz, değil mi?
Then if you did get me well and I went to him, you wouldn't like it.
Sonra beni tedavi ettirir de iyileşir ona gidersem, bu sefer de, bu senin hoşuna gitmez.
I've been here long enough, you'd think I wouldn't let it get me.
Uzun zamandır buralardayım, artık alışmış olmam gerekirdi.
Wouldn't it amuse you, for my sake, to make it possible for us to get to the border?
Hatırım için, sınıra varmamızı sağlamak hoşunuza gitmez miydi?
Annabelle... You'd do it again if you thought you could get away with it, wouldn't you?
Annabelle bir daha yaparsan yanına kalmayacağını biliyorsun, değil mi?
I wouldn't advise any of you to get restless and make a break for it.
Size kaçmaya kalkışmamanızı tavsiye ederim.
You wouldn't be trying to get- - it's your whorehouse, isn't it?
Burnunu bu tür... Senin genelevin, öyle değil mi?
Don't be sure that if you'd ever said, "Leave leave, leave now." Because I wouldn't get it.
Çünkü alamam.
Today, when I learned your father wouldn't sell it I started pulling strings to meet you hoping somehow to use you to get the'Venus'.
Bugün, babanızın onu satmayacağını öğrenince Venüs'ü almak için bana yardım edebileceğinizi umduğumdan sizinle bir buluşma ayarlamak için tüm imkanlarımı seferber ettim.
I wouldn't try to take it apart, or you'll get your head blown off.
Parçalarına ayırmaya çalışmazdım, yoksa kafanızı uçurursunuz.
Even if I did, you wouldn't get it.
Olsa bile alamazsın.
I wouldn't want to see you get it in the back.
Senin de sırtından vurulduğunu görmek istemem.
I wouldn't worry about it,'cause I can always get you out.
Dert etmezdim ; çünkü seni istediğim zaman çıkartabilirim.
So it was I who denounced him to the Inquisition, to get rid of him, and so that you would hate him, so you wouldn't think of him, so you'd regard him as a murderer, a heretic.
Bu yüzden, onu Engizisyona ben ihbar ettim. Onu uzak tutmak için yaptım, böylelikle ondan nefret edecektin onu düşünmeyecektin, onu bir kafir, bir katil olarak görecektin.
You wouldn't remember if it wasn't for Azem. - You'd get us out of your mind for good.
Âzem kardeş olmasaydı hatırlamazdın belki de.
Because if you are caught they would get it out of you, and that wouldn't do.
Çünkü seni yakalarlarsa, bunu senden öğrenirler ve bu da çok kötü olur.
That'd get you where you live, wouldn't it? And you deserve it.
ve bunu hak ettiniz.
They wouldn't protect you if it'd get them one day less.
Sırf bir gün daha az hapis yatmak için bile seni kolayca satarlardı.
I'm sure they did. I mean, all right, now you're saying that people today wouldn't get it.
Şimdi diyorsun ki günümüzde insanlar bunu anlamazlar.
It wouldn't be you or the boy that'd get arrested if the cops come.
Polisler gelirse hapse atılan ne sen olursun, ne çocuk.
She wouldn't even be here if it wasn't to try to get you
Ona dönmeni istiyor yada özür dilemek için bile olsa...
Did you think it wouldn't get back to me?
Bunu duymayacağımı mı sandın?
Wouldn't you like to get it back?
Onu geri istemiyor musun?
Did you think I wouldn't come after you and get it back?
Arkandan gelip onu senden alacağımı hiç düşünmedin, değil mi?
It is a long walk... and I wouldn't want you to get lost.
Uzun bir yürüyüş olacak kaybolmanızı istemem.
And you wouldn't be taking it. You'd have to come get it.
Kaybetmek istemiyorsan, gelip alırsın.
You wouldn't get it in with a conventional chute harness.
Normalde, kemer takımsız paraşüt olmaz.
Wouldn't it get on your nerves if i started singing - - * hey, kate ain't it great * * hey, willie, you look silly *
Mesela şarkı söylemeye başlasam sinirlerin hoplamaz mıydı? * Hey, Kate muhteşem görünmüyo mu? *
It wouldn't get you out of Jo'burg.
Bununla Johannesburg'dan bile çıkamazsın.
If your father was my father, you wouldn't get it.
Eğer senin baban benim babam olsaydı, para falan alamazdın.
And if it wouldn't be too much, I'd like to get something for you, Clark.
Ve eğer çok zahmet olmazsa, ben de sana bir şey almak istiyorum Clark.
I wouldn't think about it, if I were you. You'd only get depressed.
Yerinde olsam bunu düşünmezdim, sadece üzülürsün.
If you were gonna get revenge, that wouldn't be wrong, would it?
Bunun intikamını almak yanlış olmaz, değil mi?
Why, you know, if it wasn't for me telling you day after day to get up, get to work and do something, for God's sake you wouldn't be bringing home the chump change that you are.
Eğer ben her gün sana uyanıp işe gitmeni söylüyor olmasam ve şu anda getirdiğin acınası parayıda getiriyor olmazdın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]