English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ В ] / Водит

Водит translate Turkish

550 parallel translation
он покоит меня на злачных пажитях и водит меня к водам тихим.
"Beni yeşil çayırlara yatırır ; durgun sulara götürür."
И разве есть ещё такой "Мистер", который водит своих подопечных в кино? Может быть..
Ve mahkumlarını film izlemeye götüren başka müdür de yoktur.
Она водит машину как лунатик.
Hem de deli gibi kullanıyor.
Гарри часто говорил, что он очень аккуратно водит машину.
Harry her zaman şoförünün çok dikkatli bir sürücü olduğunu söylerdi.
Он покоит меня на злачных пажитях и водит меня к водам тихим,
İstemeyeceğim, O beni yeşil otluklarda yatırıyor, O beni, durgun sulara götürüyor.
Он покоит меня на злачных пажитях и водит меня к водам тихим, подкрепляет душу мою...
Yeşil otlara uzandım. O beni durgun sulara götürüyor, o ruhumu yeniliyor.
Водит грузовик у торговца лесом. - Ладно, до свидания. - До свидания.
Kamyonla kereste ticareti yapıyor.Neyse görüşürüz.
По-прежнему водит грузовик?
Hâlâ kamyon mu kullanıyor? Hayır artık kullanmıyor.
Однако, Чарльз водит Феррари, входит в дом с помощью ключа, и прибегает к коллективным сделкам.
Charles Ferrari kullanır, anahtar kullanır ve kadınlarını bir patron gibi yönetir.
- Он нас никогда никуда не водит.
Bizi hiç gezmeye götürmedi.
Он водит дружбу со знатью.
Soylularla arkadaşlık ediyor.
Он классно водит.
- O mükemmel bir sürücüdür.
Клянусь, иногда он водит как дикарь-индеец.
Evet. Yemin ederim, Bazen, vahşi bir kızılderili gibi sürüyor.
Моя жена водит ее.
Karım kullanıyor.
водит машину, как заправский гонщик ;
Bu kadın, profesyoneller gibi araba sürebilir.
Моя соседка не водит.
Oda arkadaşım araba kullanamıyor bile.
Посмотрите, как водит этот сукин сын.
Bakın şu hergelenin sürüşüne! Lanet olsun!
Взять его! - А он неплохо водит, да, сержант?
Göreceğiz.
Грэг, мне больно смотреть, как она водит тебя за нос.
Greg, seni böyle aptal yerine koymasından nefret ediyorum.
Кто по городу не ходит, тот четыре кона водит!
Çamur yerde yatar kalır ama kan, korsan gibi gezip tozar.
Дэнни за ней по пятам, но вы же знаете как Дэнни водит.
Danny de hemen arkasındaydı ama Danny'nin nasıl araba kullandığını bilirsiniz.
- Наш Рон водит очень осторожно.
- Ron çok dikkatli bir sürücüdür.
Как быстро он водит машину. Эй.
Hayret, arabayı hemen getirdiler.
Ходит в шляпе и машину водит.
Şapka giyiyor ve araba kullanıyor.
Он водит с завязанными глазами.
Gözleri bağlıyken bisiklet sürüyor.
Мы его преследуем, он скоро попадется, к тому же он не очень хорошо водит машину.
Yakinda tuzaga düser. Ayrica iyi araba da kullanamiyor.
- Он машину водит
Araba kullanıyor.
Она все еще носит этот воротник, когда водит машину. - Не может обернуться и вообще.
Özellikle araba kullanırken hiç rahat edemiyor.
- Одной не хочется. А Эмиль никуда меня не водит.
Emile, beni hiçbir yere götürmez.
Да, сюда он и водит всех своих девушек, Энди.
Evet, bütün kızları buraya atıyormuş, Andy.
Актер Фернанд Ренуа водит ягуар.
Aktör Fernand Reynaud bir Jaguar kullanıyor.
Она водит его, чуть ли не с пелёнок.
Çocukluğundan beri kamyonet kullanır.
- Водит меня к водам тихим
- Beni sakin sular boyunca yürütür.
Мой муж водит трамвай.
Kocam tramvay sürücüsü.
Черта с два. Мне не нравится, что моя жена водит дружбу с трансвеститом.
Karımın en iyi arkadaşlarını sevmiyorum... üstelik travesti.
Но он прекрасный парень и водит машину марки "Элвис".
İyi bir adam. Alvis marka arabası var.
Что это? Моя собственная идея комикса. Он про чувака, который днем водит школьный автобус а ночью сражается с вампирами в постапокалиптической военной зоне!
bir çizgi roman için kendi fikrim, küçük adam bir ahbap hakkında. gündüzleri otobüs sürüyor ama akşamları, post-apokaliptik şekilde vampirlerle savaşıyor!
Он замечательно водит машину. Можешь поставить яйца вариться на двигатель.
O kadar yavaş kullanır ki motorun üstünde yumurta haşlarsın.
Никто не водит так хорошо, как я.
Hiç kimse benim gibi araba kullanamaz.
Этот парень ходит на курсы каждый день, не важно, как он водит машину.
Her gün trafik okuluna gidiyor. Ne kadar iyi araba kullanırsa kullansın.
- Хилл всё ещё водит нас за нос?
- Hill bizi yanıItıyor mu?
Он покоит меня на злачных пажитях и водит меня к водам тихим.
Beni yeşil otlakların üzerine yatırdı. Beni durgun suların ötesine götürdü.
Водит дружбу только с бомондом.
Sadece göz alıcı insanlarla çıkar.
- Да, наверняка она носит мужские костюмы, ошивается в местном баре, водит дружбу с каким-нибудь неудачником-репортером Смучером или... - Смитти.
Tahminen erkek kıyafeti giyiyordur, barda adamlarla içki içiyordur güzel konuşan namussuz heriflerle takılan gazeteci Biff ya da Smoocher ya da...
Вы даже не знаете, кто вас водит за нос?
Kiminle karşı karşıya olduğumuzun farkında mısınız?
Может, он водит машину по другой стороне улицы.
Belki arabasını yolun öbür tarafından sürüyordur.
Этот сержант, как всегда, водит его за нос! Майор!
Bu başçavuş onu burnunun etrafında çeviriyor!
Может, водит машину?
Araba sürüyor mu?
- Не думаю, она водит всё лучше.
- Çok iyi kullanıyor aslında. - Ralli standartlarında olduğu söylenemez.
Вы видели, как он водит машину.
Kafama bak, askerlik sırasını savdı ne güzel. Nasıl sürdüğünü gördünüz mü?
Ты должен быть на страже, потому что Муки водит папу за нос,..
Gardını alacaksın çünkü

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]