English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ К ] / Крик

Крик translate Turkish

1,310 parallel translation
Среди прочего, ему приписывают кражу первого издания работ Шекспира, 1623 года из Даремского университета в 98 году, кражу алмаза "Лаурел" из Парижского Банка, в 2001-ом, и кражу картины Эдварда Мунка, "Крик" из Норвежского музея, в сентябре 2004-го.
Diğer yaptıklarının arasında, 1988 de Durham Üniversitesi'nden 1623 tarihli Shakspeare'in el yazması çalışmalarını ve 2001'de Paris Bankası kasasından Laurel Elması'nı çalmakla ve 2004 yılında Norveç müzesinden Edward Munch'ün The Scream isimli tablosunu çalmakla ün kazandı.
Боже, ну у тебя и крик.
Vay canına! Bağırabiliyorsun.
она кричит, но крик буквально застревает у неё в горле.
Bu bize realitenin kendisini nasıl inşa ettiği..... bir şeyler anlatır.
Уотсон и Крик.
- Watson ve Crick. - Watson ve Crick.
Крик вылечит парня.
Bu çocuğu iyileştirir.
Слышали его крик миллион раз. Но за 10 лет ухода за ним, они впервые привели его в госпиталь.
Çocuğa 10 yıl baktıktan sonra ilk defa hastaneye getirdiler.
Обструкции нет, все чисто. Это означает, что крик - единственный симптом, бесполезный диагностически.
Yani, tek semptom çığlık, kaldı ki, tanıda işimize yaramaz.
Потому что ты проверила электронную почту в 6 утра из дома и потом опять, через час, со своего телефона находясь на другой стороне парка Рок Крик.
Çünkü sabah 6'da e-postalarını evinden kontrol ettin... ve bir saat sonra da telefonundan... Rock Creek Park'ının diğer tarafında.
Я могу запихать тебя в эту дыру, и никто даже не услышит твой крик.
Seni şu deliğe atabilirim ve kimse bağırdığını bile duyamaz.
Её давление реагирует на стресс и крик не поможет...
Tansiyonu strese tepki veriyor ve bağırmak...
крик глаза дыхание с трудом
Göz küresi çığlıkları, çiğnenmiş güvercin.
Их внимание привлёк незнакомый крик.
Yabancı bir şempanzenin çağrısı gerilimi artırıyor.
И шепот становится все громче, пока не превращается в крик "ейчас!".
Ama fısıltılar gittikçe güçlenir ve sonunda "şimdi!" diye haykırır.
Туркей Крик, Сансет Киз и Корал Коув.
Turkey Creek, Sunset Keys ve Coral Cove.
Судуквист и Ли, вам - Туркей Крик.
Sodoquist ve Lee, Turkey Creek sizindir.
Ah ah ah! - Мужской крик у тебя.
Tam erkek gibi çığlık atıyormuşsun.
Мы в лесу окоро старого моста Шо-Крик, где-то в трёх километрах к западу от города.
Shaw Creek Köprüsü yakınlarındaki ormandayız. Kasabanın iki mil batısı.
Стэнли сказал, что миномёты были на грузовика вот тут, к востоку от моста Шо-Крик.
Stanley topların burada, kamyonlarda olduğunu söyledi. Shaw Creek Köprüsü'nün doğusunda.
Я услышала грохот на крыше... и потом я... я услышала крик Майка...
Çatıdan bir gürültü geldi ve sonra Mike'ın çığlığını duydum.
Соседи услышали крик и вызвали нас...
Çığlıklarını duyup aramışlar.
Неожиданно, я услышал громкий крик.
Aniden bir yerlerden kuvvetli bir çığlık sesi duydum.
[Крик] Молли, Молли!
Molly, Molly!
На Мэйн стрит есть панель управления напротив Уотсон и Крик.
Watson ve Crick'in karşı caddesinde bir monitör var.
Кто сможет услышать крик моей души?
Kim işitebilir ruhumu haykırırken?
Они бывают легкими, как шепот, А бывают страшными, как крик.
Sessiz bir fısıltıyken aniden bir çığlık gibi güçlü olabilir.
- Нет И если это какой-то крик, то тогда нужно постараться.
Eğer beni kendime getirmeye çalışıyorsan, biraz daha uğraşmalısın.
Слушайте, я готов, чтобы мой шёпот превратился в крик.
Bakın, düdüğümü öttürmeye hazırım.
Мой бывший парень мог копировать этот крик, когда хотел меня поцеловать.
Eski sevgilim de beni öpmek istediğinde böyle yapardı.
И я слышу в эти дни этот крик даже теперь, когда его нет рядом.
Bazen o yokken bile bu sesi duyuyorum.
Мы елем в Рок-Крик?
Rock Creek'te ne var?
С чего весь этот крик и беготня? Что случилось?
Bu gürültü ve koşturmaca da ne?
Самка издает громкий, пронзительный крик экстаза.
Ta ki dişi yüksek sesle, kendinden geçerek bir çığlık atana dek.
И восторженный крик зала
Ve yine hepsi birden coşuyor.
Я слышу крик
* Uzaklardan *
"Почему?" хочет знать этот крик
* Neden diye soran bir çığlık *
Мы слышали крик.
Bir çığlık duyduk.
Это крик о помощи, нацеленный на личное общение.
Özel bir mesaj olması niyetiyle yazılmış bir yardım feryadı.
Мы ходили рыбачить на Пута Крик неподалёку.
Oraya yakın Putah Deresi'ne balığa gittik.
Помнишь, мы слышали крик по телевизору, когда пришли?
Adamın bürodaki TV'sinden gelen çığlıkları hatırlıyor musun?
Старик утверждает, что он слышал крик мальчика : "Я убью тебя!", звук падения чего-то тяжёлого.
İhtiyar, oğlanın "seni öldüreceğim" diye bağırdığını duyduğunu iddia ediyor.
Ты услышал крик.
Gürültüyü duydun.
Я его бью... Как кровь - она в крик.
Dövüyordum onu..... karım da kanı gördükçe bağırıyordu.
Их крик звучит, как ведьмин вопль.
Ulumaları bana, süpürgelerine binmiş dans eden cadıları çağrıştırdı.
А затем я услышал его крик.
Sonra ağladığını duydum.
Слышал его крик
Çığlığını duyabiliyordum.
Потому что, когда он вломится и нападёт на тебя с мачЕте, твой крик меня разбудит, и я смогу сбежать.
Adam tekrar gelip seni yumruklamaya başladığında çığlıkların beni uyandıracak ve ben de kaçabileceğim.
Так крик безумицы...
Deli kadın ağlıyor...
Возможно, крик - средство общения.
Belki de derdini bağırarak anlatıyordur.
Почти как крик.
Neredeyse bir çığlık gibi.
230 ) } Лишь крик раздастся средь теней... когда мы найдём её?
Yin'i bulduğun zaman öldürecek misin?
- Вы услышали крик.
Bıçak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]