Они едут translate Turkish

- Слышен стук копыт Его высочество, должно быть, близко - Вот они едут

- # Geliyor atların sesleri Yakınlarda olmalı majesteleri # - # İşte geldi #

- Вот они едут - Вот они едут

- # İşte geldi # - # İşte geldi #

Мистер Тревис, они едут за вами. Ищут вас, сэр, на моторной лодке.

Bay Travers, sizi aramak için peşinizden gittiler, sürat teknesiyle.

Они едут со мной, и вам не удержать меня!

Benimle geliyorlar ve ben eve gidiyorum, beni durduramazsın!

Куда они едут, вы не знаете?

Nereye gittiklerini bilen var mı?

Они едут!

Buraya geliyorlar!

Но они едут домой.

Evlerine gidiyorlar.

Видал, как они едут?

Bırak biz öne geçelim.

Трудно поверить, что они едут на казнь.

Birazdan öleceklerini hayal etmek öyle zor!

- Они едут в деревню.

- Şehir dışına çıkıyorlar.

Какой ленивец Хестингс! Не идёт он сказать нам, они едут, или нет.

Bu Hastings de çok uyuşuk, bir türlü haber veremedi, gelecekler mi gelmeyecekler mi öğrenemedim.

Они едут на машине.

Ben de aynı yolculuğu 400 kez yaptım.

Они едут в Канны и зовут меня с собой.

Cannes'a giderken beni de çağırdılar.

Но каждый четверг они едут проверить свой виноградник в Гензано.

Her perşembe Genzano'daki bağ evine gidiyorlar.

- Да, вас хотят посадить в тюрьму. Они едут сюда.

Sizi hapse atmak istiyorlar.

Похоже, они едут в Оклахому!

Galiba Oklahoma'ya doğru gidiyorlar.

О Боже! Они едут за нами!

Aman Tanrım, peşimizden geliyorlar.

- Они едут.

- Geliyorlar.

Они едут!

Hadi! Geliyorlar!

Они едут!

İşte geliyorlar!

Они едут на встречу с Наполеоном.

Napolyon'la buluşacaklarmış.

Куда они едут?

Onlar nereye gidiyorlar?

Они едут слишком быстро.

Baksana, şu herifler fazla hızlı geliyor!

Они едут на юго-запад, там одни неприятности.

Güneybatıya doğru gidiyorlar, ama başları belada.

Ну, как муж и жена выезжают куда нибудь на недельку они едут во Флориду, Куда-то в тепленькое местечко.

İhtiyar adamın birkaç hafta tatili vardır. Florida'ya, sıcak bir yere giderler.

Они едут, генерал.

- Geliyorlar, General.

Они едут.

Geliyorlar.

– Нет! – Они с сэром Хамфри едут сюда.

Sör Humphrey'yle buraya doğru geliyor.

Они едут.

Yoldalar.

В любую минуту. Они уже едут сюда.

Her an başlayabilirler, yola çıkmışlar.

Наверное они уже едут.

Yoldadırlar.

Они берут кареты и едут кататься по ночам,

Gece araba gezintisine

[Круэлла] Вон они едут...

Gidiyorlar!

Они едут!

Geliyorlar!

Хорошо, лейтенант, отдавайте приказ. - Они едут сюда, сэр.

- Bize doğru gelenler var!

Они хотят убить его. Скорее, они уже едут.

Kocamı öldürmek istiyorlar!

- Они едут.

Bir dakikadan gelirler.

- Они уже едут сюда.

- Şu anda yoldalar.

Они едут.

İşte geliyorlar.

- Они едут в Милан.

Milan'a.

Да, но они почему-то едут за тобой.

Ama onlar seni takip ediyor. Hayır, etmiyorlar.

Мы попытаемся понять - кто они? Откуда и куда едут.

Bayanlar ve baylar,..... şimdi onların kim ve ne olduklarını ve nereye gittiklerini öğreneceğiz.

- Нет, Джура остался здесь, чтобы следить за ними и чтобы получить кредит на двадцать миллионов, они едут в Париж. - И Джура с ним?

- Djura da yanında mı?

Они едут к каньону.

Kanyona gidiyorlar.

Берт, они уже едут.

Burt, yola çıkıyorlar.

Они едут к площади Кампосерос.

Cambacérès'den ayrıldılar.

"Состав", конечно, классное шоу. Но вы не замечали, что они так никуда и не едут?

Vagonlu Tren çok iyi bir şov programı... ama fark ettiniz mi, hiçbir yere gittikleri yok.

– Они едут в аэропорт.

- Havaalanına gidiyorlar.

Они дураки, что едут на восток, и об этом я им тоже говорил.

Doğu'ya gitmekle çok aptalca bir iş yapıyorlar, onlara o kadar da söyledim.

Куда же они едут?

O zaman nereye gidiyorlar?

Молодожены едут ночью через лес в машине, они путешествуют.

Yeni evli genç bir çift varmış. Uzun bir yolculuk sırasında, arabayla geceleyin ormana girmişler.