Оно того не стоило translate Turkish
32 parallel translation
Оно того не стоило, проблем стало только больше.
Bu soruna değer. Oradaki insanların paralarının tükenmediğine inanılmıştır...
Потому что оно того не стоило.
Çünkü değersizmiş.
Даже если это было реальностью всего на один день, разве оно того не стоило?
Sadece bir gün bile geçerli olsa, yine de değmez miydi?
Оно того не стоило.
Konuşmaya değmezdi.
Да, но честно говоря, оно того не стоило.
Evet, evet, ama açıkçası dinlemeye değmez.
Разве оно того не стоило?
Bunlara değmediğini söylesene.
Оно того не стоило.
Buna değmezdi.
Оно того не стоило, не так ли?
Gerçekten buna değmediyse, o zaman ne değerdi?
Оно того не стоило.
Yaptığıma değmedi.
Оно того не стоило, он не стоил этого, он просто чертова развалюха.
Uğraştığıma değmezdi. Zaten boktan bir şeydi.
Что бы ты себе не думала, оно того не стоило.
Aklından ne geçiyordu bilmem ama, bu yaptığına değmezdi.
Оно того не стоило.
Buna değmedi.
- Оно того не стоило.
- Önemli bir şey değildi.
Он ни за что не пошёл бы на такое, если бы оно того не стоило.
Şunu da söyleyeyim, buna değeceğini düşünmediği herhangi bir şey yapmış olmasının imkanı yok.
Иначе оно того не стоило.
Yoksa buna değmez.
- Оно того стоило? Жертва ради подруги, которую с тех пор не видели?
- Bir daha anmayacağın biri için mi fedakarlık yaptın?
Не важно, какие проблемы были за стенами бухгалтерии... оно того стоило.
Sayım odasının dışında ne gibi sorunlar olursa olsun... hepsine değiyordu.
Я хочу сказать, мы через многое прошли и хотя не все было прекрасно, оно того стоило, ведь теперь мы знаем, что можем справиться с чем угодно.
Yani, çok şey yaşadık... ve bir kısmı hiç de eğlenceli değildi - Yani, buna değdi, çünkü artık her şeyin üstesinden gelebileceğimizi biliyoruz.
По мне, так оно того и не стоило, ты мог бы просто бросить его там валяться...
Bana sorarsan değmezdi. Onu orada öylece, kanlar içinde bırakmalıydın.
Оно не стоило того.
Birden bire oldu.
Но, поверьте, оно того стоило И было очень весело, хотя бы попытаться. Теперь я здесь и не вижу причин для отъезда.
Fakat denemek eğlenceliydi... ve şimdi burada yaşıyorum ve terketmek için bi neden görmüyorum.
Но одного так и не узнал : оно того стоило?
Ama hiç yazmayan bir şey vardı. Buna değdi mi?
Не думаю, что оно того стоило.
Buna değdiğini düşünmüyorum.
Но оно того стоило, всё было не напрасно.
Ama iyi yanından bakarsak, sadece senin için kötü bir hafta değildi.
Я снова попросил её со мной гулять Потому что я знал, что ни смотря ни на то что каким бы дураком я не казался, в конце, оно бы того стоило.
Ona tekrar çıkma teklifi ettim çünkü kendimi ne kadar aptal durumuna düşürürsem düşüreyim sonunda her şeye değecekti.
В смысле, даже если я больше никогда не увижу Фрэнка, оно того стоило. А ты назвала нас тефтелями!
Yani, Frank'i bir daha göremeyecek olsam bile, buna değerdi ve sen gidip bize köfte diyorsun!
Стоило ли оно того, если Вы так и не получили главный приз золотую... сверкающую тиару Президентства?
Büyük ödülü, altın, göz alıcı Başkanlık tacını almadınız. Yine de buna değer miydi?
У тебя бывало, что ты делаешь что-то и тебе кажется, что это классно, а потом ты уже не знаешь, стоило оно того или нет?
Hiç zamanında iyi bir fikir olduğunu düşündüğün ama sonra çok emin olmadığın bir şey oldu mu?
... оно того больше не стоило.
Ah, beni alabilir misin? - Artık buna değmiyordu.
Впрочем, оно того стоило, не так ли?
Yine de buna değer, öyle değil mi?
Я не знаю, стоило ли оно того.
- Karşılığına değer miydi bilmiyorum.
Я не хотел портить тебе день, но оно того стоило, да?
Karizmanı çizmek istemezdim ama değdi doğrusu.