Очарован translate Turkish
207 parallel translation
Я смущен, напуган... и при этом очарован.
Kafamı karıştırıyor, beni korkutuyor. Ama beni büyülüyor.
Я был покорен ею, очарован ею, как и все.
Ah, ona kapılmıştım ondan büyülenmiştim, herkes gibi.
- Я очарован, мадам.
- Teşekkür ederim.
- Уверен, он был бы вами очарован.
- Onu etkileyeceğinizden eminim.
И должна сказать, он был очарован.
Sizden çok etkilendiğini söylemem gerekir!
Он был совершенно очарован ее походкой, ее детским, но чувственным лицом, ее слегка кричащей элегантностью, и ее божественной талией.
Kadının yürüyüş tarzı ilgisini çekmişti çocuksu, duygusal yüzü, az biraz gösterişli zarafeti ve muhteşem beli.
Я тоже очарован.
Ben de.
- Очарован.
- Memnun oldum.
Позвольте вам сказать, что я очарован вами.
Cidden muhteşem görünüyorsunuz.
Комитет был очарован.
Komite dinledi ve büyülendiler.
Я очарован!
Etkilendim!
Он был так очарован смертью.
Ölümden büyük zevk alıyor gibi gözüküyordu.
Скажем, я не слишком очарован им.
Bunlara pek düşkün değilim, o kadar.
Я очарован, дорогая мисс.
Çok etkilendim, sevgili bayan.
Синьора, я очарован...
Madam, gerçekten büyülendim.
- Он будет очарован вами. - Отлично.
Sizden de çok hoşlanacak.
Теперь я понимаю, почему мой отец был так очарован этой женщиной.
Babamın neden kendini bu kadına kaptırdığını şimdi anlıyorum.
Но в Париже я был пленён нет, скорее, очарован одной восхитительной газелью.
... yanımda o güzel kıtanın en güzel çiçeğini getirdim. Ama yine de en güzel ceylan beni Paris'te yakaladı ve kendi kölesi yaptı.
Я не.я очарован, Но я знаю опасности.
Hayır! Etkileniyorum, ama tehlikeleri biliyorum.
Он был очарован "Народной книгой о естественных науках", написанной Бернштейном в 1869 году.
Bernstein's 1869 tarihli "People's Book of Natural Science" kitabından çok etkilenmişti.
Кол Портер был очарован Леонардом... и однажды написал строку в песне...
Leonard Cole Porter'ı büyülemişti... bir şarkısında şöyle bir dize vardı...
- Очарован.
- Büyülendim.
Очарован, надо же.
Büyülendi demek?
- Я очарован!
- Büyülendim.
Ты очарован кровавыми подробностями.
İğrenç ayrıntılar aklınızı başınızdan alıyor.
Очарован, мадам.
Memnun oldum, Madam. - Hercule.
Какая симпатичная проблема! Я просто очарован.
Güzel, küçük bir problem, anlaşılmaz ve büyüleyici.
Я глубоко очарован.
Derin bir aşk bu.
Я был очарован.
Büyülenmiştim adeta.
Тан всё еще очарован Парижем?
Paris hala büyülüyor mu onu?
Я сказал Вам, что очарован нашим знакомством.
Sizinle görüşmek isteğine kapıldığımı söylemiştim.
Мне вот интересно, был бы он столь же очарован, если бы ты выглядела так, как в последний раз, когда я тебя видел?
Seni son gördüğümdeki gibi görünüyor olsan yine de büyülenir miydi merak ediyorum.
И с первого раза, как я увидел бюстгалтер.. ... я был им очарован.
Ve hayatımdaki ilk sutyeni gördüğümden beri büyülenmiş durumdayım.
Он был очарован отношениями... между ребенком и пиратом, Долговязым Джоном Сильвером... которые он бесконечно разрабатывал.
Sürekli üzerinde durduğu çocukla korsan karakter Uzun John Silver arasındaki şu ilişki onu büyülemişti.
Очарован.
Büyülendim.
Я очарован тем, как гуманоиды озабочены едой.
İnsansıların yemek tutkusuna hayran oluyorum.
Он совершенно очарован Лиззи, и, я думаю, лучше пары ему не найти.
Lizzy'den oldukça hoşlanıyor ve bence, ondan daha iyi bir eş bulamaz.
Мадам - я очарован. Слышал, вы остановились в Лэмтоне.
Duyduğuma göre Lambton'da, kalıyorsunuz.
Укрупнение плана, кадрирование, Я был просто очарован.
Yakınlaştırmalar, çerçeveleme Çok etkilendim.
Он очарован был в одно мгновенье.
Parıldayan o kokuyu içine çekti.
" Он очарован был в одно мгновенье.
Parıldayan o kokuyu içine çekti.
Офицер службы безопасности Звездного Флота очарован французской мелодрамой девятнадцатого века и теперь он - лидер маки... группы сопротивления, сражающейся в благородном бою против "злых" кардассианцев.
Bir Yıldız Filosu güvenlik görevlisi on dokuzuncu yüzyıldan kalma bir Fransız melodramından büyüleniyor, ve şimdi Maquis'nin, bir direniş grubunun lideri olup "Şeytan" Kardasyanlılara karşı soylu savaşta mücadele etmektedir..
Дэниел им очарован.
Kafamdaki şeyden mi bahsediyorsun?
Король испанский очарован
İspanya kralı pek sevinçli. Size evlenme teklif ediyor.
Но ведь он мной очарован.
- Şey, o burada olmayacakmış.
А я весьма очарован ею.
Ben de ona tutuldum.
Наш новый пианист тоже очарован тобой.
Yeni piyanistimiz de senin büyüne kapıldı.
Я очарован еЮ.
Kesinlikle Theo'ya zaafım var.
Очарован? !
"Büyüleyici" mi?
Но я был очарован.
Ama ben büyülenmiştim.
Я просто очарован этой женщиной.
Bu kadın beni çekiyor. Ben bir kadınım K, A, D, l, N