English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ С ] / Слёз

Слёз translate Turkish

1,044 parallel translation
Любезный Чапелетто, скоро в здешних краях прольются потоки слёз.
Sevgili Ciappelletto, yakında kaç adam sefil olacak buralarda?
И видел - слёз текли реки из миллионов глаз.
Ve sonra milyonlarca kişi gördüm Bu adam için ağlayan...
И ты находишь в этой жизни, освобождённой от тягот и слёз, от всех волнений, связанных с ними, почти безграничное счастье, очарование, неожиданно усиливающееся новыми чувствами.
Sana yasak olan bu anlarına haricinde bir heyecan bulamadığın şu hayatta neredeyse kusursuz etkileyici bazen de yeni arzularla dolu bir mutluluk buluyorsun.
Он, должно быть, в настроении... слёз.
Gözyaşları içinde bir durumdaymış gibi görünüyor.
Знаешь её от силы пять минут, а уже довёл её до слёз.
Yeni tanıştınız ve onu ağlattın.
Их колючки доводят до слёз
Diken önlükleri yırtar
Ни слёз, ни печалей.
Gözyaşı olmayacak, sıkıntı olmayacak Sınırsız, nurani mutluluğa adım at.
Ни слёз, ни печали.
Gözyaşı yok, keder yok.
Если нанести удар в нос противник ослепнет от слёз и захлебнётся от собственной крови.
Tam burnunun ortasına vurursan... gözyaşlarıyla kör olur ve kendi kanında boğulur.
И больше никаких слёз. Ты должна быть сильной.
Şimdi artık gözyaşı yok güçlü olmalısın.
Доводит до слёз других старушек.
- Yaptıklarından dolayı bütün yaşlılar ağlıyor.
Её улыбка говорила, Что без слёз не обойтись
"Gülümseyişi ağlamak iyidir demekti."
Флоранс больше не могла смотреть на меня без слёз.
Florence, gözünde yaş olmadan yüzüme bakamaz olmuştu.
Прошу, не надо слёз.
Lütfen, ağlama.
Крики, много слёз.
Çığlık at, Çok gözyaşı dök.
Твой энтузиазм до слёз меня умиляет.
Hevesiniz gözlerimi yaşarttı.
Я не хочу, чтобы этот город превратился... в место, полное вдовьих слез.
Bu kasabayı ağlayan dullarla... dolu bir kasaba yapmak istemiyorum.
Я ничего не могу делать без слез.
Ağlamadan birşey yapamıyorum galiba.
Не надо лишних слез, и ни к чему вопрос, ведь ты же знал, что я люблю свободу.
"Sakın gözün arkada kalmasın, Mein Herr, yada neden diye sorma, Mein Herr " Her zaman söylerim, ben bir gezginim.
Не надо лишних слез, и ни к чему вопрос, ведь ты же знал, что я люблю свободу.
" Gözün arkada kalmasın, Mein Herr yada neden diye sorma, Mein Herr Ben bir gezginim.
Разрушительная Команда 3 к одному, Долина Слез - четыре,..
Wrecking Crew 3'e 1 ; Vale Of Tears, dört ;
Беглец следующий, затем Черный Проказник м Долина Слез.
Whichaway yarım boy, Black Mischief ve Vale Of Tears dışarıdan geliyor.
Стремясь к финишу, мчится Разрушительная Команда...... после него Беглец и Долина Слез.
Sona yaklaşırken Wrecking Crew 6 boy farkla tek başına... Whichaway bir boy, ardında Vale of Tears.
Черный Проказник второй, Беглец - третий, после которого Долина Слез.
Black Mischief kafa farkıyla ikinci, Whichaway üçüncü, ardında Vale Of Tears.
Моя щетка упала. Это не причина для слез.
Fırçalarım düştü yani, ağlanacak şey değil ki bu.
" Но слез с двуколки и подошёл со стороны дамы.
Aşağı indi. Kadına yardım etmek için dolaştı.
Не мог говорить от слез.
Konuşamıyordu.
Сколько просила, сколько слез пролила!
Başta ben de öyle düşündüm, hatta onu doktora götürdüm.
Раньше он не знал слез.
" Daha önce hayatında hiç ağlamamıştı.
Они, вероятно, думают, что свободе, подобно ребенку, нужно пройти период криков и слез, чтобы достигнуть зрелого возраста.
Gerçekte birini özgür kılmak için az da olsa... İnsanlar özgürlük hakkını onu istedikleri gün kazandılar.
Друзей мне хватает. Ещё одного не надо. Особенно того, который слез с банановой лодки.
Benim başka dosta ihtiyacım yok... hele muz teknesinden yeni inmiş birine hiç yok.
"Это заставляет меня плакать" и ее глаза были полны слез.
"Beni ağlatıyor, madam" dedi, gözleri yaş dolu.
Пи-Ви дарил нам смех и слез немножко.
Pee Wee'ye gülerken gözlerimizden yaşlar boşanırdı.
Твои глаза были слишком полны слез... чтобы увидеть, что это не я лежу мертвый на той улице.
Gözlerin, gözyaşından öylesine kapanmıştı ki o caddede yerde yatan yanmış cesedin bana ait olmadığını göremedin.
Лук отныне режим без слез!
Artık soğan doğrarken ağlamak yok.
Мне его жалко до слез.
Adam kalbimi kırıyor.
- Я смеялась до слез!
Ağlayana kadar güldüm!
У вас всех скрещены руки, ваши глаза полны слез. Вы полны раскаяния!
Ellerinizi birleştirin, yaşlı gözlerle... inanç ve pişmanlıkla dolun.
Ведь здесь ты ослепнешь от слез.
Çünkü burada gözyaşı dökecek bir şey göremezsin
Я прихожу каждую ночь, довожу тебя до слез, я оскорбляю тебя, я уничтожаю тебя, а ты возвращаешься за новой порцией.
Her gece buraya çıkıp sizin içinize sızıyorum, sızı kullanıyorum, size hakaret ediyorum. Hâlâ arıyorsunuz.
Отбрось свою стыдливость! Доброй ночи! Пусть отдохнут от слез твои глаза.
İyi geceler beni gözyaşlarında bul.
Я был доведен до слез.
Gözlerim doldu.
Я никогда не доводила мужчин до слез.
Ben hiç bir erkeği ağlatmadım.
Без крика, без слез.
Ağlama yok.
В ее глазах нет слез.
Gözlerinde yaş göremiyorum.
Я был заперт в этой вашей темнице одинокий, беспомощный, доведенный до слез.
Senin şu mahzene tıkılıp kalmışım. Yalnız, yardıma muhtaç, göz yaşlarına boğulmuş olarak.
Разве я попал вам в глаза? Было написано "Без слез".
Özellikle bu şampuanda "Göz yakmaz" yazıyordu.
В ходе постановки пьесы "Снимите шляпы перед Ханукой" я довел до слез многих актеров.
Hanukkah`a Şapka Çıkarmak`ı yönetirken..... birçok oyuncuyu gözyaşları içinde evine yolladım.
Хочешь, чтобьi я слез? - Давай слезай.
- Aşağı inmemi mi istiyorsun?
После таких страданий и чувства бесконечного страха слез на лице, сердца готового взорваться перед последней, всегда последней пыткой, вот в чем ирония всего этого.
Böyle bir acı çekmenin ve yüzünde sonsuz korkunun izlerini taşımanın ardından en nihayetinde her zaman en nihayetinde işin ironik tarafı da budur ya son işkencenin hemen öncesinde kalbiniz neredeyse patlayacak gibi olur.
- И мы не увидимся? - Сейчас не время для слез.
- Ana-oğul buluşmasına vakit yok.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]