Темп translate Turkish

Темп работы пострадает от этого.

Üretim hızı etkilenecektir.

Темп работы...

Üretim hızı...

Ладно, вот вам ваш темп.

Tamam, sizin fikrinizi dinleyelim.

Подсечка в темп шагов.

Önden vuruş.

Если они сохранят тот же темп, то смогут добраться до Лео к завтрашнему вечеру.

Bu hızla giderlerse yarın bu saatlerde Leo'ya ulaşacaklar.

Замедлите темп - и вот уже кто-то наступает на пятки.

Yavaşlarsan biri ensende bitiverir.

... Курчавая Грива, если Ланнинг сможет сохранить темп

... Curly Top, eğer Lanning sabit hızda kalırsa.

И завтра утром нужно будет сбавить темп.

Yarın sabah dananın kuyruğu kopacak.

Темп ниже 80.

Ritmin 80'den düşük.

ты должен скинуть темп.

Olabildiğince dümdüz ilerleyip hızını düşürmek zorundasın.

" акой сумасшедший темп это серьЄзное испытание дл € кузова, мотора, резины и шофера.

Böylesi bir hız, şasiyi, motoru tekerlekleri hatta sürücüleri bile fazlasıyla zorluyor olmalı.

- Вы можете задавать темп.

- Peki, sen belirle.

Держите прямую линию, три корпуса между вами и передним человеком... и хороший устойчивый темп.

Hizada durun, önünüzdekiyle aranızda 3 adım olsun ve güzel, sabit bir hız.

Это было время, когда автомобиль был новшеством, когда жизненный темп ещё измерялся скоростью лошади.

Arabanın yeni çıktığı bir dönemdi hayatın hızının hâlâ atın hızıyla belirlendiği bir dönem.

Темп движения нормальный.

Kolay adımlar.

Мы замедляем темп для всех любовничков в гнёздышке.

Evlerindeki aşıklar için tempoyu biraz düşüreceğiz.

И какой темп роста? Они живут всего восемь месяцев.

8 aylıkken tam anlamıyla ölümcül oluyorlar.

Нам нужно снизить темп.

Ama biraz durulmalıyız.

Мы не можем рисковать потерять темп, который мы задали.

Yakaladığımız bu hızı kaybetme riskini göze alamayız.

Первый темп - каденция.

Bu arada biz yinede çalışmamızı sürdürebiliriz.

Мой темп точный. Галли-Курчи...

Kariyerim boyunca ben asla sözleri unutmadım.

А дирижеры брать свой темп от меня.

Başka bir partner isteyen aslında benim. Beni o kadar kızdırdın ki şarkı söyleyemiyorum.

Сейчас они берут мой темп.

Janeway'den Doktora. Tıbbi bir acil durum var. Revire gel.

Он будет менять темп допроса, свой тон.

Temposunu tavrını ve sesinin tonunu değiştirecek.

Просто у нас такой темп жизни.

Sadece yaşamaya çalışıyorlar.

Очень медленный темп.

İkinci çeyrekte atmış dokuz saniye.

Этот темп на руку сильным финишерам, тому же Иану Стюарту или Лассе Вирену.

... yavaş bir tempo bu. Lasse Viren gibi şampiyonların işine yarar. Böyle yavaş bir tempo Ian Stewart.

Темп, искренность, все представление.

Her kategori için. Konuşmanın uzunluğu, samimiyeti ve performans.

Она старше меня, и её биологические часы сбавляют темп.

Biyolojik saati yakında durur.

— Чего, слишком быстрый темп?

- Bu tempo sizin için çok mu hızlı?

Темп тянет на мировой рекорд.

Bu dünya rekoru temposu.

Он постепенно наращивал темп пытаясь убежать от Янга.

Aşama aşama tempoyu arttırıyor. George Young'dan kurtulmaya çalışıyor.

Но все держатся вместе, так как темп пешеходный.

Ama şu anda, Charlie herkes toplu halde, çünkü tempo düşük.

Префонтейн выдержал медленный темп в начале и сделал все свои ходы.

Prefontaine, tempoyu erken belirleyen ve bütün hamleleri yapan isim oldu.

Как профессионал... Он сознательно пытается сбить темп моего дела.

bir uzman gözüyle... kasten benim davamın ritmini bozmaya çalışıyor.

Держи темп.

Hızlanmalısın.

Держи темп, старина.

Hızlansana, evlat.

Мы ускорили темп строительства, стремясь закончить наш шаттл раньше мейлонцев.

Mekiğin yapılması için hızımızı, Malonlar kendilerininkini bitirmeden bitirebilecek şekilde, arttırdık.

Я надеялся сменить темп, но не имел в виду отключение энергии.

Hız değişimi olmasını umuyordum ama bu karartmanın, aklımdan geçenle alası yoktu.

Эй, Базз, можем мы сбавить темп?

Hey, Buzz, yavaşlayabilir miyiz?

Шорш, сбивай ему темп!

Dikkatli ol.

Это довольно-таки быстрый темп.

- Fikrimi değiştirdim.

- Мне кажется или рэп сменил темп? - Нет.

- Ben mi öyle hissediyorum yoksa rap müziği daha da mı tembelleşiyor?

Бисти Бойз темп не...

Beastie Boys know to let the beat... [Beastie Boys lafı nerde keseceğini...]

Вот как мы задаем темп.

Böyle ivme yakalayacağız.

Позволить слабым задавать темп.

Güçsüz olanlar hızlansın.

Я ускорю темп.

Hızlanacağım.

Давай ускорим темп нашей вечеринки.

Şu partiyi biraz hareketlendirelim.

Темп передвижения изменится.

Böylece yavaşlarlar.

Подними темп, но не теряй напряженности.

Tempoyu yükselt, ama tansiyonu kaybetme.

Меня не напрягает наш темп, Ларри.

Bu beni rahatsız etmiyor, Larry.