У него нет шансов translate Turkish

- Да, у него нет шансов.

- Hayır, katiyen.

- У него нет шансов.

- Neyin kafasını yaşıyorsa.

Но он понял бы, что у него нет шансов убедить ее в том, что он настоящий.

Ama dürüst olduğunu göstermek için... hiçbir yol olmadığını görürdü.

Он знает, что у него нет шансов.

İyileşme umudu olmadığını biliyor.

Сейчас у него нет шансов на спаривание.

Görünüşe bakılırsa, hiç çiftleşme şansı kalmadı.

Уверен, он бы хотел, чтобы мы выбрались живыми, особенно, если у него нет шансов.

Eminim ki o da buradan canlı çıkmamızı isterdi. Özellikle de kendisi için umut yoksa.

Шеф, у него нет шансов.

Şef, hiç şansı olmayacak.

У него нет шансов, если мы не перекроем печёночную артерию и воротную вену.

Hepatik arteri ve portal damarı kapatamazsak adamın hiç şansı kalmayacak.

У него нет шансов сдать экзамен на сержанта.

Komiser yardımcılığı sınavını geçmesine imkân yok.

У него нет шансов.

Biraz enerji ile bunun değiştirileceğini mi sanıyorsun?

У него нет шансов.

Hiçbir şansı yok.

Избиение младенца. У него нет шансов.

Bu tek tarafı boyalının şansı yok.

Любой, кто его видел, как и одноклассники на берегу, которые едва могли различить крошечную точку, медленно пересекавшую воду, мог бы подумать, что у него нет шансов.

Onu izleyenler, kıyıdaki sınıf arkadaşları gibi o görünmeyen ufka kadar yavaşça suyu aşarak varabilmesinin hiç şansı olmadığını düşündüler.

Роуз пыталась изо всех сил спасти его, но даже он знал, что у него нет шансов.

Rose kurtarmak için elinden geleni yaptı. Ama teğmen dahi şansı kalmadığını biliyordu.

Велосипеде Тур Де Франс за 9000 фунтов, но на старом неуклюжем куске русского чугуна который он взял у местного, у него нет шансов, не правда ли?

Şimdi bir yerelden ödünç aldığı bu... tarihi eser Rus malıyla hiç şansı yok değil mi?

- У него нет шансов.

- Hiç şansı yok.

У него нет шансов найти ни защитный знак, ни любое сообщение, которое я мог бы оставить.

Benim bıraktığım mesajı bulana kadar mühürleri bulur.

У него нет шансов выжить.

Hayatta kalmasına imkan yok.

У него нет шансов.

Hiç şansı yok.

Уверен, что он не заговорит, но у него нет никаких шансов спастись от пыток.

Beni endişelendiren konuşacak olması değil muhtemelen işkenceden kaçamayacak olması.

А шансов у него нет...

Bunun hiçbir yararı olmaz çünkü sadece Boston'da 10 milyon güvercin vardır.

Тогда как с Монте-Кристо у него нет никаких шансов сбежать.

Ama Monte Cristo Adasından kaçamaz.

У него нет никаких шансов.

Hiç şansı yok!

У него больше нет шансов.

Hiç umut yok

У него нет шансов...

Gözlerinde ne sorun var?

И у меня нет шансов против него?

Ona karşı hiç şansım yok mu?

- У него шансов нет.

- Avantajını yok ediyoruz.

Когда же он поймёт, что у него нет никаких шансов?

Hiç şansının olmadığını ne zaman kabullenecek?

В Южной Африке у него нет никаких шансов на справедливый суд. скорее всего, вообще никакого суда не будет.

Güney Afrika'da asla adil bir mahkemeye çıkamayacak muhtemelen mahkeme bile olmayacak.

- Вы сказали, что он достает девочку, с которой у него нет никаких шансов.

Hiç şansının olmadığı bir kızı taciz ettiğini söylediniz.

Если вы говорите правду о том, что Бузинная палочка у него, боюсь, у вас нет шансов.

Dediklerin doğruysa, Mürver Asa ondaysa ne yazık ki karşısında pek şansın yok.

Других шансов у него нет.

Başka şansı yok.

Русские говорят, у вас нет против него шансов.

Ruslar, bir şansın olmadığını söylüyor.

На 96 у него нет шансов.

Hiç 96 atamadı.

У него нет никаких шансов.

Ama kurtaramazsın.

По их оценке, Стоун в ловушке, идей у него больше нет, как и шансов осуществить свой первоначальный план.

Değerlendirmelerine göre, Stone zaten orada tıkılı kalmış durumda gerçek planının ne olduğu bilmeden içeri girmek iyi bir seçenek gibi görünmüyor.

У него нет никаких шансов выжить.

Bundan sağ çıkamaz.