English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ У ] / Убивает

Убивает translate Turkish

3,408 parallel translation
Убивает всю сексуальность.
Tüm seksiliği emip bitiriyor.
Ладно, сегодня мне нужно, чтобы вы пошли домой и посмотрели "детеныш леопарда убивает бабуина и пытается усыновить его ребенка".
Bu gece eve gidip leoparın öldürdüğü babunun bebeğini evlat edinmesini izlemek istiyorum.
Детеныш леопарда убивает бабуина, да?
Leopar babunu öldürüyor, tamam mı?
Джон, кокаин убивает тебя.
John, ilaç yüzünden. Seni mahvediyor.
Паникует и убивает себя сам.
Korkuyordu ve kendini öldürdü.
Эл, говорю тебе, она убивает меня со всем этим планированием свадьбы, и не понимает, что посадить моих родителей за один стол, всё равно, что развязать ядерную войну.
Al, sana söylüyorum bu evlilik planını yaparken kafamı şişiriyor. Ailemin bir araya geleceğini anlamıyor. Bu Ruzek'in nükleer bombası.
Он никогда не убивает жертв.
- Kurbanlarını hiç öldürmüyor.
Неизвестность убивает меня.
Beklemek hiç bana göre değil.
Он убивает всех, кто может привести к нему.
Madrczyk'i ve karısını temizledi. Bu adam bizi ona götürebilecek herkesi öldürüyor.
[Но иногда отличные дни ] [ могут принять плохой оборот, ] [ как например когда королева Стевариос ] [ убивает все семейство Вогадаш ] [ на похоронах лорда Бринса] [ в "Завоеваниях Родословных". ]
Ama bazen müthiş günler çok kötü bitebilir. Tıpkı, Kraliçe Stevarios'un tüm Vogadash ailesini Lord Brince'nin cenazesinde katletmesi gibi "Fetih Nesilleri" ndeki.
Господи, он убивает их там.
Adam ortalığı dağıttı orda!
Этот выбор просто убивает меня, бросить всё... всю мою жизнь.
Bu seçimi yapmak, bizi ve tüm hayatımı geride bırakmak beni mahvediyor.
Кровавая Мэри ( коктейль ) убивает гораздо больше людей, чем пушки!
Bloody Marys silahtan çok daha fazla insan öldüremez mi!
Твоя мать не убьет Президента, зная, что убивает и тебя тоже.
Eğer bu, senin ölümüne de neden olacaksa Annen Başkan'ı öldürmeyecektir.
- И что это всё значит? Что псих в стрёмной маске бродит тут и убивает людей?
Maskeli bir psikopatın etrafta dolanıp milleti öldürdüğünü mü söylüyorsun yani?
И признался мне, что он грабит корабли и убивает людей.
Gemileri batırdığını, insanları öldürdüğünü anlattı.
Он заманивает суда фальшивыми огнями и убивает всю команду.
Sahte ışıklarla gemileri çekip tayfayı öldürüyormuş.
Вы когда-нибудь слышали о команде, которая убивает своих собственных игроков?
Kendi oyuncularını öldüren bir takım duydun mu daha önce?
"Она спаривается, затем убивает".
"Önce çiftleşir sonra da öldürür."
Она дарит им часы, а потом убивает их.
Önce ona bir saat veriyor, sonra da öldürüyor.
- "Она спаривается, затем убивает." - Да ну тебя.
"Önce çiftleşir sonra da öldürür." Ne?
А как же теория, "Она спаривается, затем убивает"?
"Çiftleşir ve öldürür" e ne oldu?
О, гоблин замечает вас и всех убивает.
Bir goblin sizi fark etti ve öldürdü.
Кто-то убивает людей.
- Biri insanları öldürüyor.
Мигрень меня убивает.
- Migrenim beni öldürüyor.
Ох, эта мигрень, она убивает меня.
- Migrenim beni öldürüyor.
Кто-то убивает людей и снимает скальпы. Ник думает, что это - существо.
Biri kurbanlarının kafa derilerini yüzüyormuş ve Nick Wesen olduğunu düşünüyor.
Меня просто убивает, что он тут живёт и не платит ни цента.
- Burda yaşayıp tek bir kuruş bile ödememesi beni öldürüyor.
Но кто-то ещё убивает Риков и Совет не перестанет думать что это я, пока мы не очистим наши имена... найдя настоящего Рико-убийцу.
Ama dışarıda birisi Rick'leri öldürüyor. Biz gerçek Rick katilini bulup, adımızı temize çıkarana kadar da konsey peşimizi bırakmayacak.
— Да! Вот, на обратной стороне монеты турка, мужчина убивает быка — это его прообраз.
Türk'ün sikkesinin bir yüzündeyse bir adam boğayı katlediyor.
Да, он убивает кучу африканцев, но, знаешь, бог такой неловкий.
AIDS bir sürü Afrikalıyı da öldürdü. Tanrı işte bu kadar beceriksiz.
Но Аманда хотела засудить тебя и он убивает её.
Ama Amanda sana dava açacaktı. Bu yüzden onu ölürdü.
Джерри пытался угрожать тебе и он убивает его.
Jerry sana tehdit oluşturuyordu, Bu yüzden onu da öldürdü.
Он убивает защищая тебя.
Seni korumak için öldürüyor.
Это убивает его.
Ölümüne sebep olacak.
Я сотню лет не видел солнца, а он упивался моей болью, и каждый раз, как я смотрю в зеркало, я вижу его символ, и это убивает меня.
100 yıl boyunca güneş yüzü görmedim, acımdan zevk aldı, ne zaman aynaya baksam onun sembolünü görmek zorunda kalıyorum ve bu beni kahrediyor.
Теперь мы знаем наверняка, кто убивает людей в городе.
Artık, kasabadaki insanları neyin öldürdüğünden eminiz.
Так ты говоришь, что это был Мандрагора, который пришел за тобой и он бродит по городу убивает людей и вырезает символ короля на груди.
Yani, senin peşinden gelen bu Mandragora'nın kasabada dolaşıp insanları öldürdüğünü göğüslerine Kral'ın sembolünü oyduğunu mu söylüyorsun?
Первый укус парализует, а второй убивает.
Birincisi seni felce uğratır, ikincisi ise öldürür.
Боль в голове меня убивает.
Kafam... -... bitiriyor beni.
Потом она убивает их, понимаете?
Sonra da onları öldürür.
"Курение убивает". Они из США?
- "Smoking kills." Amerika'dan mı aldın?
Напряжение убивает меня!
- Belirsizlik beni mahvediyor.
Кто сказал, что алкоголь не убивает клетки мозга?
Kim demiş alkol beyin hücrelerini öldürmüyor diye?
Нарушает закон, убивает людей.
Yasaları çiğnedi, insanları öldürdü.
Это убивает тебя.
İnsanı öldürüyor.
Меня убивает то, что многие жители Веги забыли про эту истину.
Birçok Vega vatandaşının gerçeği unutması beni oldukça üzüyor.
Я говорю им, что УФ убивает вирус, но...
Onlara ultraviyole ışınların virüsü öldürdüğünü söyledim ama...
Он убийца. Да, но обычно он не убивает.
Bu onun normal çalışma şekline benzemiyor.
Это убивает его, но он всё ровно делает это.
Bu onu öldürüyor ancak o yine de içiyor.
Доверие убивает быстрее пули.
- Güven kurşundan daha hızlı öldürür.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]