Air force one translate English
339 parallel translation
Başkanın uçağı havaalanına iniyor.
Air Force One is landing at the airport.
Bayan Lane başkanın uçağını karşılamaya havaalanına gidecek.
Miss Lane is here for a ride to the airport to meet Air Force One.
Metropolis Havaalanı, burası başkanın uçağı.
Metropolis Airport, this is Air Force One.
Burası başkanın uçağı.
Air Force One.
Bildirildiğine göre başkanın uçağı... bir mucize eseri kurtuldu... bir eliyle Daily Planet'ten gazeteci Lois Lane'i... diğeriyle düşen helikopteri kurtardı.
Reports are coming in of a miraculous saving of Air Force One from almost certain destruction rescuing Miss Lois Lane, reporter from the Daily Planet, with one hand and a crashed helicopter with the other.
- Sağol, işim yakında biter. Birinci Hava Kuvvetleri ile konuşur konuşmaz bitecek.
thanks, i'll be through in a minute- - soon as i contact "air force one."
- Birinci Hava Kuvvetleri, size nasıl yardımcı olabilirim Bayım veya Bayan?
air force one, may i help you?
Cuma öğleden sonra Air Force One'ın yola çıkışı, bir uçağın kalkmasından çok... içinde yeni yemin etmiş Başkanla birlikte bir kaçışa benziyordu.
Jack was a pimp. A bagman for the Dallas mob. Ran guns to Castro when he was on our side.
Lafayette Meydanı'ndaki istihbaratçıların bilgisi dahilinde mi? Evet. Herkes birbirini tanırdı.
The departure of Air Force One, Friday afternoon was not so much a takeoff as it was a getaway, with the newly sworn in President.
Air Force 1 bekliyor sayın başkan.
Air Force One is waiting, Mr President.
Rosie, bu Air Force Bir. Beni duyuyor musunuz?
Yo, Rosie, this is Air Force One.
Rosie, Air Force Bir arıyor.
Rosie, this is Air Force One.
Bugün Başkan'la tanıştılar. Air Force One ile gezdiler ve Amerikan iş dünyası tarafından hediye yağmuruna tutuldular.
Meeting with the president today the ride in Air Force One the gifts showered on them from corporate America.
Air Force One'a binebilirdim.
I could have ridden in Air Force One.
Ve dünyanın gözleri İngiltere'ye çevrildiğinde, kaynaklar Hava Kuvvetleri Bir'in bu gece İngiliz topraklarına indiğini bildirdi.
And as the eyes of the world turn towards Great Britain, sources indicate that Air Force One has landed on British soil tonight.
Birkaç dakika önce, Joseph Kennedy ve eşini taşıyan Hava Kuvvetleri 1 uçağı Tempelhof Uluslararası Havaalanına indi.
With âteva moments before Air Force One having him on board Kennedy landed at the airport international Tempelhof.
Burası Air Force Bir, Başkan görüşecek.
This is Air Force One calling, stand by for the President.
En azından Başkan'la dansettim. Bir iki defa Air Force One'la uçtum.
After all, I did get to dance with the president... and ride in Air Force One a couple of times.
Air Force 1'deyiz, ama yine de midesi bulanıyor.
It's Air Force One, for crying out loud. Still he gets sick.
Birazdan Hava Kuvvetleri 1'de olacağız Başkan Douglas.
We'll be in Air Force One shortly, President Douglas.
Dediğim gibi, onlar Hava Kuvvetleri kartlarıydı ve sadece çok az kişiye veriliyor.
Now, I told you - Oh, those cards are from Air Force One... and they only give you so many packs.
Baylar, Air Force One'a hoşgeldiniz.
Gentlemen! Welcome to Air Force One.
Birleşik Devletler Air Force One
United States Air Force One.
Burası, Air Force One.
Air Force One clear for take-off.
Uçuş kontrol, burası Air Force One. Acil durum bildiriyoruz.
- Flight control, this is Air Force One declaring emergency.
Ramstein Kule. Burası, Air Force One.
Ramstein Tower, this is Air Force One.
AnlaşıIdı.
Air Force One, acknowledged.
Air Force One, pist 0-9'a inebilirsiniz.
Air Force One, landing runway 09.
Ramstein, burası Air Force One.
Ramstein. This is Air Force One.
Air Force One... Ben, Halo Filo Lideri ;
Air Force One, this is Halo Flight Lead.
NasıI Air Force One'a girebildiler?
How the hell did they get Air Force One?
AnlaşıIdı, Air Force One. Rüzgar, 12'den 0-9-0 hızında esiyor.
Roger, Air Force One, wind is zero-niner-zero at one-two.
Air Force One'la görsel temas halinde kalmalarını istiyorum.
I want them to keep Air Force One in visual contact at all times.
Bir Air Force One pilotuna ihtiyacımız var.
We need an Air Force One pilot in here.
Azıcık ışık bütün Alman hava kuvvetlerini buraya getirir.
One little crack of light might lead the whole German air force straight here.
Hava kuvvetlerinin düşen meleklerinden biri.
One of the fallen angels of the air force.
8. Hava Kuvvetleri'nde Buzz kadar iyi araba kullanan kimse yoktur.
Hey, no one in the whole 8th Air Force drives a car like Buzz.
12 Aralıkta, ülkedeki pek çok sayıda cephe üçten bire indi, hava kuvvetlerinin büyük desteğiyle, ve 5 zırhlı birlik tarafından, düşman bizim savunmamızı kırdı, Aksay yolu boyunca zorluyor.
On December 12, outnumbering us 3 to 1 on a narrow portion of the front, with massive support of the air force and a five to one edge in armored divisions, the enemy broke through our defenses, forcing their way across the Aksay.
Ama Versay anlaşmasıyla, hava gücü oluşturulması yasaklanmıştı. Lakin, Hava Sporları Derneği, planörleri kullanarak, geleceğin pilotlarını yetiştirmeye başlamıştı.
The Treated one to Versailles forbids Germany to have an Air Force, therefore the league of the sports aerial it used gliders to train men, still civil officially, for the future Luftwaffe.
Luftwaffe'nin damgasını vurduğu Norveç seferi, müttefiklere iyi bir ders vermişti : Hava desteğinden yoksun bir donanma, yenilmeye mahkumdu.
Pursued for the Luftwaffe, the Norwegian campaign left well clear the lesson of that a naval force without one Air Force did not gain battles.
Eğer Fransız ordusu, topçu ve hava desteğinden yoksun olduğumuz Eylül ayı başında piyade ve zırhlı araçları etkili şekilde bize saldırı için kullansaydı Alman birlikleri bir ya da iki haftadan fazla dayanamazdı.
If the French army had attacked at the beginning of September, with its clear superiority in terms of divisions and tanks - at the time, we did not have tanks in the front occidental person - of artillery and Air Force, the German forces in call "front occidental person" they would not have resisted more that one or two weeks.
Rommel'i zor duruma düşüren diğer bir hadise de Çöl Hava Kuvvetleri'nin cephe hattından 160 km. geride Nil nehri boyunca aktif hale gelmesi oldu.
Moreover, the Air Force British could operate now from the bases to the long one of the Nile, only the 160 km of the front.
Bu durum Çin'in, neredeyse olmayan hava gücüne karşı bir önlem değil savaş hissiyatını canlı tutmak için yapılan bir eylemdi.
It was not for the almost inexistent one Chinese Air Force, but so that the sensation of the war if it always kept hot.
Lise öğrencileri bir günlüğüne hava kuvvetlerine katıldı.
The pupils of secondary education they passed one day with the Air Force.
Japonların, bir zamanlar övünç duyduğu hava gücünden geriye bir avuç yetişmiş pilotları kalmıştı. Bildikleri savunma değil, saldırıydı.
It remained only one handful of trained pilots in that long ago it are the worthy Japanese Air Force, constructed to attack and it does not stop defending.
Ve bu gerçekten Sittang'dan vazgeçmemizin sebeplerinden bir tanesiydi çünkü Japon hava güçlerinin yanında RAF tarafından da feci şekilde bombalanıyorduk.
And that was really one of the reasons why, in our withdrawal to the Sittang, we were terribly badly bombed by the RAF as well as by the Japanese air force.
Bence Hava Gücü ilk günden beri Barışçıl'ı kullanmaya niyetli değildi.
I believe that from day one the Air Force never intended to use the Peacemaker.
Bizim Hava Kuvvetlerindeki çocuklardan.
One of our Air Force boys.
- Birinci Hava Kuvvetleri, Ben Hogar.
[buzz] air force one, hogarth speaking.
Herkes 1956 yılındaymış gibi ben Tom Stratton adlı hava kuvvetlerinde yüzbaşıyım ve de bir karım bir kaç da çocuğum var.
Everyone seemed to think it was 1956, and that I was an air force captain named Tom Stratton... with a wife called Peg and one and two-thirds children.
Fransız Hava Kuvvetleri uçaklardan birini düşürmeyi başardı.
French air force pursuit planes were successful in bringing down one of the bombers.
önemli değil 3809
önemli degil 25
önemli 199
önemsiz 59
önemli birşey değil 33
önemli bir şey değil 261
önemli değil mi 21
önemli olan bu 110
önemli bir şey 34
önemli bir konu 16
önemli degil 25
önemli 199
önemsiz 59
önemli birşey değil 33
önemli bir şey değil 261
önemli değil mi 21
önemli olan bu 110
önemli bir şey 34
önemli bir konu 16
önemli olan 207
önemli mi 77
önemli olan şey 19
önemli bir şey yok 63
önemli değildi 25
önemli bir şey mi 22
önemli olan da bu 101
önemli biri 16
önemli bir şey değildi 36
önemli olan bu değil 23
önemli mi 77
önemli olan şey 19
önemli bir şey yok 63
önemli değildi 25
önemli bir şey mi 22
önemli olan da bu 101
önemli biri 16
önemli bir şey değildi 36
önemli olan bu değil 23