English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ A ] / Arabayı al

Arabayı al translate English

904 parallel translation
Arabayı alıp gideceğiz...
We'll take the car. We'll drive...
Ben üstümü değiştirirken sen arabayı al, ön kapıda buluşuruz.
While I'm changing, you get the car and I'll meet you out front.
Çavuş, şu arabayı alıp istasyona git Onbeş dakika sonra kalkan bir tren var
Sergeant, take this car and go to the station.
Eğer illa gideceğim diyorsan arabayı alırsın.
If nothing will do you but going, you take the car.
George ile arabayı alıp dışarıda bekleyeceğiz.
- George and I will get the car and wait outside.
Şu arabayı al, Quayne.
Get back in that wagon, Quayne.
Arabayı alıp kaçacaktım.
I was going to take the car and beat it.
Bizim arabayı alın.
Take our car.
Ben önden giderim, sen arabayı al.
I'll go ahead, you take the car
Üstelik Orsini arabayı alıp gitti.
And Orsini, who's got the car, has left.
İzin ver arabayı alıp onu oraya götüreyim.
Let me use the wagon and take him down.
Daha sonra da bidonla benzin alıp gelir arabayı alırım.
I can pick up the gas later and come back for the car.
Son arabayı al.
Take the last wagon.
Arabayı alırsam cuma olur tamam mı?
Wait, wait. Friday, if I can get the car, all right?
Arabayı alıyorum.
I'm taking the car.
Her şeyi gayet iyi ayarlamıştık, siz şimdi arabayı alıyorsunuz.
And we had arranged everything so nicely, and now you're taking the car.
Eğer arabayı alırsanız, ben gelmiyorum.
If you go by car, I won't come at all.
Arabayı alın ve hayatımın en mükemmel gününü mahvedin.
Take the car, and you'll ruin the greatest day of my life.
Yine de ben arabayı alıyorum, siz canınız nasıl istersen öyle yapın.
I'm going by car anyway, and you can do as you damn well please.
Arabayı alıp, kaçsan iyi olur.
You better take it and run.
Arabayı al ve Rose'un mekanına git.
Take the car and drive over to Rose's place.
Şimdi git buradan ve şu arabayı alarak aşağıdaki savaktan su al ve kulubeleri temizle, böylece açılırsın
Now get outta here and take that wagon down to the sluice boxes and unload it,
Arabayı alıyorum, yapacak işlerim var.
I'm off in the car, got work to do.
Benim arabayı al.
Take my car.
Arabayı al ve çöp dökülen alana açılan kapının oraya getir!
Get the car and bring it round to the door leading onto the waste ground
Arabayı al.
Take the car.
Sen arabayı al.
You take the car.
Küçük arabayı al.
Take the smaller car.
Filumè, ben bu akşam arabayı alıp, çocuklarının yanına gideceğim ve doğruyu anlatacağım.
Tonight I go to your children and I tell them the truth...
Pekala. Sen arabayı al.
All right.
- Evet, öyle. - Tamam. Kahrolası arabayı al.
It's better for the heart anyway.
Alın arabayı buradan.
Get that car out of here!
Kaçmış, arabayı da alıp gitmiş.
He skipped and took the car with him, too.
Ruby arabayı çalıştırsın. Jackie'yi de al.
Tell Ruby to get that car started and get Jackie.
Beni bir yerde indirip yoluna devam edersin. Arabayı sonra alırım.
Suppose you drop me off somewhere and you go leisurely home... and I'll pick up the car later.
İnmezseniz her iki atı ve arabayı da alırım.
You get off, or I'll take both horses and the buckboard, too.
Arabayı yıkama ve cilalama için alıyorum.
I'm taking the car to give it a wash and polish.
Sadece arabayı alıp söz verdi.
Just take the truck and give promise.
- İlk arabayı biz alırız.
- We'll take the first car.
O yılanları dışarı çıkart ve arabayı güverteye al.
Take that snake skin off and get that cargo aboard!
Biz arabayı falan alıp, orada toplanır, geceye kadar orada saklanırız.
We roll in there, car and all, and that's where we hole up until night.
- Birkaç gönüllü ile o arabayı içeri alın. - Emredersiniz efendim.
Get some volunteers and pull that wagon out.
Bir arabayı mahvediyor ve gidip bir başkasını satın alıyor, işte böyle.
He wrecks one car and goes out and buys another one, just like that!
Tamam o zaman, Henry'i siz alın, arabayı ben kendim sürerim.
All right, you can take Henry, I'll drive myself.
Yanlış olduğunu bilir, fakat gençtir ve arabayı sürmek için alır.
He knows it's wrong, but he's young and he takes her for a ride.
Bayan P'yi oraya götür, arabayı yıkar, onu al ve geri getir.
Take Mrs P there, go get the car washed, pick her up and bring her back.
Ceketini al, ben de arabayı çıkartayım.
Get yourjacket. I'II get the car up.
Arabayı şimdi alıyoruz. Diğer evrakı da sabah geldiğimizde.
We'll take the car now... and come back for the rest of these papers in the morning.
Bilirsin amigo, Sanırım buradaki Yüzbaşı arabayı senin alıp kaçırdığını zannedip kaygılandı.
You know amigo, I think the Captain here were a little worried that you took this waggon for yourself.
Arabayı ben mi alıyorum sen mi?
Am I taking the car in or are you?
- Ya arabayı satın alırsam?
- If I bought the wagon?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]